Bu sabah bir fırsat dükkanı buldum, ve kendimi tutamadım. | Open Subtitles | زرت متجرا للأغراض القديمة هذا الصباح، وأشعر كأنّني لا أوقف. |
Bu teknoloji hayat ile bağlantıda kalmamı, zihinsel olarak aktif olmamı ve kendimi dünyanın bir parçası gibi hissetmemi sağlıyor. | TED | هذه التكنولوجيا تسمح لى أن أبقى متفاعلًا، نشطًا ذهنيًا، وأشعر أنى جزء من العالم. |
O gece samimi olmaya başladık ve kendimi ondan hoşlanmaya başlarken buldum. | Open Subtitles | انهينا تلك الليلة , بتعاطينا للحشيش معا ووجدت نفسي منجذبا لها بشدة |
Bir zaman gelecek, yeniden bir şeyi isteyeceğim ve kendimi bu hale düşürmeyeceğim. | Open Subtitles | وستأتي لحظة أريد بها شيئاً ما مجدداً... لحظة لن أرضَ لنفسي أن تكون في هذه الحالة, ولكنها لم تحن |
"Bir ceviz kabuğunda hapsolabilir ve kendimi sonsuz uzayın kralı sayabilirdim, | Open Subtitles | يمكنني أن أكون محدوداً بقوقعة وأعتبر نفسي ملكاً للفضاء اللا محدود |
Az önce jürinin cevabını aldım ve kendimi çok zor bir kararın eşiğinde görüyorum. | Open Subtitles | لقد تلقيت لتوي الحكم وأجد نفسي مضطراً لاتخاذ قرار صعب |
Ben bir birinci sınıfken yanlış yerde duruyordum ve kendimi bir İşkoçyalı grubunda buldum. | Open Subtitles | اسمعي, عندما كنت مستجدا، وقفت في الصف الخطأ, وانتهى بي المطاف بالانضمام لأخوية رياضية |
Yani, konuşmaya başladım ve o bipledi ve... Kendimi aptal gibi hissettim. | Open Subtitles | لذا أبدأ بالتحدث ، و بعدها يدق المنبه و أشعر أني مغفل |
Gün bile geceye kavuşuyor ama benim hayatımda kimsecikler yok ve kendimi çok yalnız hissediyorum. | Open Subtitles | يمر يوم ويأتي الليل ، ولا يتيغر شيء وأشعر بنوع من الوحدة |
...ne yapacağımı bilemedim ben de orada öylece durdum ve kendimi çok aptal hissettim. | Open Subtitles | لا أعلم ماذا أفعل, لذا فقط أقف هناك. وأشعر بغباء شديد, أقوم بالمعتاد.. |
Evet. Moralim çok iyi ve kendimi iyi hissediyorum. | Open Subtitles | نعم, حسنا معنوياتى مرتفعة وأشعر بالرضا عن نفسى |
Evet, ben de hiç uyumadım ve kendimi müthiş hissediyorum. Haydi devam et evlat, devam et. | Open Subtitles | أنا لم أنم البتة، وأشعر أني بخير إلحق بهم أيها الفتى، إلحق بهم |
Neyse, ben zorluklara rağmen psikiyatriye devam ettim ve kendimi İngiltere'nin en iyi hastanelerinden birinde eğitim alırken buldum. Kendimi çok seçkin hissediyordum. | TED | أيًا كان، أكملت طريقي وتخصصت في الطب النفسي ووجدت نفسي أتدرب في بريطانيا في أحد أفضل المستشفيات في هذا البلد. |
Bir yazar oldum ve kendimi büyülü bir hikayenin ortasında buldum: Sözde Üçüncü Dünya'da umudun uyanışı. | TED | أصبحت كاتبًا ووجدت نفسي وسط قصة سحرية: صحوه أمل في معظم أنحاء ما يسمى بالعالم الثالث. |
Bir zaman gelecek, yeniden bir seyi isteyecegim ve kendimi bu hale düsürmeyecegim. | Open Subtitles | وستأتي لحظة أريد بها شيئاً ما مجدداً... لحظة لن أرضَ لنفسي أن تكون في هذه الحالة, ولكنها لم تحن |
Benim için bir hapishane Neden sonra, hırslarınız birini seçer, aslında zihninize dar bir seçimdir bu Bir fındık kabuğunun içine sıkışmış olabilir ve kendimi sonsuz uzayın kralı sanıyor olabilirdim | Open Subtitles | بالنسبة لي هي كالسجن ياإلهي ,بأمكاني أن أكون محدود في نوت شيل وأعتبر نفسي ملك المساحة الغير محدود |
Mağazalara gittiğimde bebekler görüyorum, ve kendimi yaşlarını tahmin etmeye çalışırken buluyorum. | Open Subtitles | أنا أذهب إلى المتاجر وأرى الأطفال وأجد نفسي أحاول أن أخمن كم هو عمرهم |
En iyisi sandığım şeyi yaptım ve kendimi burada buldum. | Open Subtitles | لقد فعلت ماظننت أنه الأفضل وانتهى بي الأمر هنا |
Kolay olmayacak, ama yine hepberaberiz... ve kendimi iyi hissediyorum. | Open Subtitles | لن يكون هذا سهلاً .. لكننا مع بعض سوية الآن ثانية و أشعر بتحسن |
-Sonra birdenbire, güçlü bir dalga beni havaya kaldırdı ve kendimi hayvanın tepesinde buldum hava deliğiye karşı karşıya kaldım. | Open Subtitles | -بعد ذلك ، رفعتني موجة عاتية أتت من العدم، ورمتني مثل غطاء قنينة ورأيت نفسي أمتطيه، |
Arlo'yla daha 1.5 gündür birlikte olmamıza rağmen başına bir şey gelecek olarsa, bu odadaki herkesi ve kendimi öldürürüm. | Open Subtitles | مضى لى يوم ونصف مع "آرلو" ولكن إن حدث أى شئ له, سأقتل كل من فى الغرفة وأقتل نفسي. |
Hayır, atları ve kendimi düşünüyorum. | Open Subtitles | لا.. إنني أفكر في نفسي و الجياد أنا متعب |
Bir inceleme yazdım ve kendimi burada buldum... | Open Subtitles | إنها في دراسة موحدة بمكانٍ ما التي أخرطتني في هذا الموقف |
Ama İncil ve kültürümü öğrenmek adına içine dalıp, onu yaşamak ve kendimi vermeye karar verdim. | TED | ولكني قررت أن ادرس الانجيل و تراثي عن طريق الغوص فيه ومحاولة العيش تبعاُ له و زج نفسي في طياته |
Artık onun ölmesini veya onu öldürmek istemiyordum. ve kendimi özgür hissettim, daha önce hissetmediğim kadar özgür. | TED | و لم أعد أرغب في موته أو قتله وشعرت بالحرية أكثر حرية من أي وقت مضى |