Bir yardım eli ve kendinizi gelecekte acı bir sürü tasarruf. | Open Subtitles | يد للمساعدة و إنقاذ نفسك من الكثير من الألم في المستقبل |
Eğer yalnız olma kapasitenizi ayrı kalma ve kendinizi toparlama yeteneğinizi geliştirmezseniz yalıtılmış olursunuz. | TED | ينتهي بك الأمر منعزلا إذا لم تنمي القدرة على الانفراد، القدرة على أن تكون مستقلا، لتجميع نفسك. |
Öncelikle 'Eğer Tanrı'nın üzerine oynarsanız, ve kendinizi O'nun aşkına açarsanız, yanılsanız bile hiçbir şey kaybetmezsiniz. | TED | كان يقول: إذا راهنت على الله وتفتحت نفسك على حبه فلن تخسر شيئا ولو كنت على خطأ |
Bir uçak bileti istiyorsunuz ve kendinizi Timbuktu'da buluyorsunuz. | TED | حيث تطلب تذكرة طيران بصوتك الى لندن .. لتجد نفسك في تيمباكو |
- Belki, bir eyleme karar vermeden önce, buradaki insanlar hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak ve kendinizi tuhaf çevreye alıştırmak isterdiniz. | Open Subtitles | ربما قبل أن تقرر على مسار العمل ، هل كنت تريد أن تعرف المزيد عن الناس ، لتوجيه نفسك في بيئة غريبة. |
Lütfen, oturma odasına gidin ve kendinizi evinizde hissedin. | Open Subtitles | تفضل الى غرفة الجلوس من فضلك اعتبر نفسك في بيتك |
Bazen bu şekilde çalışabilir ve kendinizi işinize verebilirsiniz. | Open Subtitles | واحيانا يتطلب الوضع ان تكون وحيد لتنتج اعمال بهذه الجودة ولتعطي من نفسك بهذا القدر |
Burada kibirden değil, sağlıklı bir ruh halinden bahsediyorum ve kendinizi sevdikçe, başkalarını da seversiniz. | Open Subtitles | أتكلم عن احترام سليم لنفسك وعندما تحب نفسك |
Bazen yanlış yola sapabilirsiniz ve kendinizi hayal edilebilinecek en berbat yolda tekerlekleriniz dönerken sonu uçurumla bitmesin diye dua ederken bulabilirsiniz. | Open Subtitles | احيانا يمكن ان تأخذ منعطف خاطئ وتجِدُ نفسك على أكثر طرق السيئه التي لايمكن تخيلها تزيد من سرعتك |
Bazen yanlış yola sapabilirsiniz ve kendinizi hayal edilebilinecek en berbat yolda tekerlekleriniz dönerken sonu uçurumla bitmesin diye dua ederken bulabilirsiniz. | Open Subtitles | أحياناً يُمْكِنُ أَنْ تَدْخلَ المنعطف الخاطئ وتجِدُ نفسك على أكثر طرق الله السيئه الغير قابله للتخيلِ، تزيد من سرعتك |
Lütfen jüriyle diyalogdan kaçının ve kendinizi, olası başka sorulara hazırlayın. | Open Subtitles | تستطيع الانصراف امتنع من فضلك من التحدث إلى هيئة المحلفين واجعل نفسك متفرغاً في حال وجود أسئلة أخرى |
Silaha ve kendinizi kurtarmaya odaklandığınız doğru değil mi? | Open Subtitles | أليس صحيحاَ أنك كنت مركزاَ على السلاح وعلى إنقاذ نفسك ؟ |
Demek istediğim kızı ve kendinizi öyle bir adam için tehlikeye atmak istemeyebilirsiniz. | Open Subtitles | أقول فحسب أنّك قد لا تودّ وضع نفسك أنت وهي في خطر لأجل رجل مثل ذلك. |
Gelecekteki olası haberler size karşı direnir ve kendinizi karikatürler bölümünde bulabilirsiniz. | Open Subtitles | و أي اخبار مستقبلية ستسلم لمنافسيك و ستجدين نفسك مسؤولة على قسم القصص المصورة في الصحيفة |
ve kendinizi korumak için cevap reddederek Ajan Lisbon, rozetini besmirching edilir veya Patrick Jane korumak için? | Open Subtitles | العميلة ليزبن هل تلطخين سمعة شارتك ثم ترفضين الإجابة لتحمي نفسك ؟ أو لتحمي باتريك جين ؟ |
Durun bileyim, başına korkunç bir şey geldi ve kendinizi asla affedemiyorsunuz. | Open Subtitles | دعيني أخمن، حدث شيء سيء له ولم تسامحي نفسك أبدا |
Hey, benim mavi kazak, sırt, lütfen alabilir? Oh, gerçekten, ben sadece o ödünç Yüzden tekrar giymek ve kendinizi mahcup olmaz. | Open Subtitles | أيمكنني استعادة كنزتي الزرقاء رجاءً؟ استعرتها فقط كي لا ترتديها مجدداً وتحرجي نفسك |
Sen bir savunmasız host bulmak, ve kendinizi ve sizi takmak sadece | Open Subtitles | عندما تجد مضيف مستضعف تلصق نفسك به وتستغله لابعد الحدود |
Eğer saatte 6 mayın temizler ve kendinizi havaya uçurmazsanız üç ay içinde evinize geri dönebilirsiniz. | Open Subtitles | لو أبطلت 6 ألغام خلال ، ساعة و لم تفجر نفسك ربما يمكنك العودة للديار خلال 3 شهور |
Onu öldürdünüz ve kendinizi kaçışı mümkün olmayan bir odada kapana kısılmış hâlde buldunuz. | Open Subtitles | أنت قتلت ووجدت نفسك محتجزا في غرفة لا مخرج منها |