"ve kişisel" - Translation from Turkish to Arabic

    • والشخصية
        
    • وشخصي
        
    • المحترف والشخصى
        
    • شخصيا
        
    • الشخصي
        
    • وشخصياً
        
    • وشخصيّة
        
    • وشخصية
        
    Ve bundan sonucu ve kişisel hikayelerimizin karakterlerini nasıl planlarımızı değiştirebileceğimizi görürüz. TED ومن هنا، يمكننا تعلم كيف تغيير الصورة، المخرجات والشخصية المتعلقة بقصصنا الشخصية.
    Şu anda profesyonel ve kişisel mesele diye ayrım yapamam. Open Subtitles أنا لا أستطيع التمييز بين الناحية المهنية والشخصية
    Çok özel ve kişisel bir örnekle devam etmeme izin verin. TED لذلك اسمحوا لي أن انتقل من مثال إلى شيء محدد وشخصي جداً.
    İş yaşamını ve kişisel yaşamı karıştırmamak gerek. Open Subtitles المحترف والشخصى علاقة مقصورة على تبادل مشترك
    ve kişisel olarak inanıyorum ki, bunun hemen eşiğindeyiz, o varlık ve burda olan sizler gibi insanların yardımı sayesinde, Isiah'ın kehanetini gerçekleştirebiliriz: TED وأعتقد ، شخصيا ، وأننا على وشك ، وأنه مع وجود ومساعدة من أشخاص مثلكم هنا ، يمكننا تحقيق نبوءة إسياه.
    Risk değerlendirmesi istatistiksel düşünmenin karmaşık bir durumu ve kişisel bir tercih. TED تقييم الخطر عملية معقدة في التفكير الإحصائي والتفضيل الشخصي.
    Ve, kişisel görüşüm,Yıllardır senin büyük bir hayranınım. Open Subtitles وشخصياً, فقد كنت معجب كبير بك على مر الأعوام
    Bunu da kurbanıyla yakın ve kişisel bir ilişkisi olmayan biri yapmaz. Open Subtitles ولا يفعل المرء ذلك ما لم تكن له علاقة حميميّة وشخصيّة مع أحدهم
    Bu konferansta duyduğumuz çoğu şey bireysel tecrübeler ve kişisel tecrübelerle ilgili. TED يتعلق الكثير مما سمعناه في هذا المؤتمر بتجارب فردية وشخصية.
    Formalite icabı her bağışçının tıbbi ve kişisel kayıtları gizli tutulur. Open Subtitles إنها إتفاقية لكل المتبرعين السجلات الطبية والشخصية تظل سرية.
    İş ve kişisel hayatımızı ayrı tutalım. Open Subtitles دعنا نبقي حياتينا المهنية والشخصية منفصلتين
    Khan'ın profesyonel ve kişisel hayatını bu denli sistemli ve detaylı bir şekilde yok edebilecek kadar güçlü sadece tek bir şey var. Open Subtitles هناك شيء واحد قوي بما فيه الكفاية لتدمير الحياة العملية والشخصية لـ(كان) بشكل كامل وبهذا الشكل المنهجي
    Yani katil yakındı ve kişisel bir şeydi. Belki de tanıdığı biriydi. Open Subtitles إذاً القاتل كان مقرب وشخصي ربما شخص تعرفه
    Bence korku karmaşık ve kişisel. TED أعتقد أن الخوف شيء معقد وشخصي.
    Son zamanlarda konuşmalarımız sürekli reytinglere, reklamlara, işe alma ya da işten çıkartmalara, promosyonlara ya da gider hesaplarına kayıyor Bunlar tatsız ve kişisel olmayan şeyler. Open Subtitles يبدوا أننا في كل مرة نتحدث مؤخراً كل مرة يقود الحوار إلى الأدوار , الإعلانات , الإحصائات توظيف , طرد , ترقيات , تخفيضات مناوشة غريبة لحساب النفقات كل شيء يبدوا أيضاً جاف وشخصي
    İş yaşamını ve kişisel yaşamı karıştırmamak gerek. Open Subtitles المحترف والشخصى علاقة مقصورة على تبادل مشترك
    Son saldırıları kendilerini daha hazırlıksız ve kişisel hissettirdi. Open Subtitles الهجوم الاخير كان يبدو اكثر ارتجالا و شخصيا
    ve kişisel olarak Walden-Brody biletinin geleceğimizi kurtaracağına inanıyorum. Open Subtitles و أنا شخصيا أشعرُ أنّ بطاقة "والدن/برودي" ستجعلُ المستقبل مشرقا.
    İnsanlara deneyim sürekliliği ve kişisel yatırım sunabiliriz. TED نستطيع أن نقدم للناس الاستمرارية الكبرى للخبرة و الاستثمار الشخصي.
    Bu bizim konuşma metni yazarımız, Şaka yazarımız, Kıvırma adamımız makyözümüz ve kişisel eğitmenimiz. Open Subtitles هذه كاتبة خُطبك، كاتب النكات، متحايل الحقائق، رجل المكياج والمدرب الشخصي
    ve kişisel olarak, kahve işiyle hiç ilgilenmiyorum. Open Subtitles وشخصياً أنا ليس لديّ أي إهتمام بتجارة القهوة
    - Tabi, biliyorsun, bağımsız bir ajanım ve profesyonel ve kişisel olarak önerebileceğim çok şey var. Open Subtitles نعم، أعني أنا عميل حر أتعلمين، مع الكثير لأقدمه سواء مهنياً وشخصياً
    Çünkü ben yasal ve kişisel sebeplerden bütün konuşmalarımı kaydederim ki Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'yle olan ilişkimle hiç bir ilgisi yok. Open Subtitles لأنني سجلت كل المحادثات لأسباب قانونية وشخصيّة والتّي ليس لديها علاقة بعلاقتي
    Ama etik ve kişisel nedenlerden dolayı onun iş anlaşmalarına hiç bulaşmam ben. Open Subtitles لكنني لا أتدخل أبداً في صفقاته التجارية -لأسباب أخلاقية وشخصية أيضاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more