Şarkılar ve müzik bunu dünyaya gösterecek. | Open Subtitles | و الغناء و الموسيقى سيكونان أكبر دليل على ذلك يراه العالم. |
Çadırımda şarap, yemek ve müzik var. Adamlarım size hizmet eder. | Open Subtitles | خيمتى بها الخمر , الطعام و الموسيقى رجالى فى خدمتك |
Ses ve video yazılımları kullanılarak kayıtlardaki hatalar çıkarılır ve ses efektleri ve müzik eklenir. | TED | باستخدام برامج صوتية وبرامج فيديو، أزيلت الأخطاء الواردة في التسجيلات وأضيفت مؤثرات صوتية وموسيقى. |
Erkekler, kızlar ve müzik. Cine neden ihtiyaç duyarlar? | Open Subtitles | شباب وفتيان وموسيقى لمَ سيحتاجون للشراب؟ |
Evet, eski günlerde. İnsanlar biftek yediğinde, şampanya içtiklerinde ve müzik müzik! | Open Subtitles | نعم في الأيام القديمة عندما كان الناس يأكلون اللحم ويشربون الشمبانيا والموسيقى |
Evet, eski günlerde. İnsanlar biftek yediğinde, şampanya içtiklerinde ve müzik müzik! | Open Subtitles | الناس كان عندما القديمة الأيام في نعم والموسيقى الشمبانيا ويشربون اللحم يأكلون |
Döğüş sanatları ve müzik farklıdır ama aynı prensipleri paylaşırlar her ikiside ani bir durumda vurgu kazanırlar | Open Subtitles | فنون القتال و الموسيقى مختلفان لكنهما يتقاسمان نفس المبدأ كلاهما يتوتّران الى أعلى درجة |
Daha çok ay, yıldız ve müzik. | Open Subtitles | المزيد من الأقمار و النجوم و الموسيقى في الرياح |
Sanat ve müzik alanında bir diploman olabilir. | Open Subtitles | أنا أراك متفوقة بالرسم و الموسيقى و إدارة الأعمال |
Sanat ve müzik okumak istiyorum... | Open Subtitles | أعتقد أننى أرغب فى دراسة الرسم و الموسيقى |
Bunu içkiler ve müzik eşliğinde de yapabiliriz dedim. | Open Subtitles | وقد نفعل ذلك مع بعض المشروبات و الموسيقى |
Hayır evlat, tek bir damla bile. Erkekler, kızlar ve müzik. | Open Subtitles | شباب وفتيان وموسيقى لمَ سيحتاجون للشراب؟ |
Cumartesileri neşelenmek için gürültü, gezinti ve müzik gibisi yoktur. | Open Subtitles | انت تعلم ، ليس هناك شيء كالزحمة والفوضى وموسيقى ليلة السبت ورفع معنويات الصديق. |
Terasta herkese bedava içki ve müzik! | Open Subtitles | مشروبات مجــانية وموسيقى للجميع بالشرفة |
(Sesler ve müzik sesi) Ve burada da New York Times Meydanı'nın ses kayıtları. | TED | (أصوات أشخاص وموسيقى) وهذا صوت ساحة التايمز في نيويورك. |
Size et, şarap ve müzik verdim ama size hak ettiğiniz konukseverliği sergileyemedim. | Open Subtitles | لقد أعطيتك اللحم والنبيذ والموسيقى ولكن لم أريك الضيافة التي تستحقها 597 00: |
Bunu sadece görülebilir değil, aynı zamanda elle tutulur ve duyulabilir yapmak için heykel ve müzik kullanıyorum. | TED | لذلك أستخدم النحت والموسيقى لجعلها ليس فقط ظاهرة، بل كذلك ملموسة ومسموعة. |
Bu yaşam tarzında; seyahat, diğer insanlarla tanışmak, farklı kültürler, sanat ve müzik var. | TED | ونمط الحياة هذا مهتم بالسفر ومقابلة أناس اخرى وثقافات أخرى يهتم بالفنون والموسيقى |
Çünkü o an sadece benim bedenim ve müzik var gibi. | TED | لأنه في تلك اللحظة, إنه فعلا مثل انه جسمي والموسيقى |
İçki, kadınlar ve müzik. | Open Subtitles | النبيذ، النساء و الغناء. |
İçki, kadınlar ve müzik Bob. | Open Subtitles | النبيذ، النساء و الغناء يا (بوب). |