"ve oğlunun" - Translation from Turkish to Arabic

    • وابنك
        
    • وابنه
        
    • ابنها
        
    • و ابنه
        
    • وابنكِ
        
    • وإبنه
        
    • و إبنها
        
    • وبإسم إبنك
        
    • وأبنك
        
    • وولده
        
    Karının ve oğlunun başka bir yere yerleştirilip onlara yeni kimlikler verileceğini anladın mı? Open Subtitles أنت تعلم أنه سيتم إعادة نقل زوجتك وابنك وإعطائهم هويات جديدة؟
    Kocanız Kızıl Kale'nin altında bir hücrede ve oğlunun daha taşağında kılları çıkmamış. Open Subtitles زوجك سجين في القلعة الحمراء وابنك شاب لم ينضج بعد
    Geçidi bulun. Kralın ve oğlunun da cesedini bulun. Open Subtitles اعثروا عليه واعثروا على جثة الملك وابنه كذلك
    Ben, elimizde bir sürü ceset olduğunu biliyorum; o da kocasının ve oğlunun nerede olduğunu bilir. Open Subtitles اعرف انه لدينا سلسلة من الجثث و هي تعرف اين ابنها و زوجها انت الضحية هنا
    Ne fark eder, adam ifade vermeyecek, hele hele karısı ve oğlunun başına gelenleri öğrendikten sonra. Open Subtitles هذا لا يهم إنه لن يشهد ليس بعد ان عرف ما حصل لزوجته و ابنه يمكنك إذاً ان تنهي انعقاد هيئة المحلفين أيضاً
    Kocanın ve oğlunun ne düşüneceğini yalnızca hayal edebilirim. Open Subtitles فما بالكِ بما سيظنه زوجكِ وابنكِ
    Silva neden sen ve oğlunun öldüğünüz haberini yaydı? Open Subtitles لم نشر سيلفا قصة أنك أنت وابنك قد قتلتما؟
    Karın ve oğlunun nasıl öldürüldüğünü öğrendim. Open Subtitles لقد عرفت كيف ماتت زوجتك وابنك
    Dr. Brennan ve oğlunun peşine düştüm- Open Subtitles ملاحقتي ل د.برينين, وابنك
    Karın ve oğlunun yanına git. Open Subtitles حسناً، إذهب كن مع زوجتك وابنك
    Çünkü hepimiz Ekselansları'nı, aynı siz eşi ve oğlunun kendisini sevdiği kadar sevdik. Open Subtitles لأننا جميعا أحببنا سموه بقدر ما قمتما أنتما زوجته وابنه بمحبته
    Baba ve oğlunun parasını hap satın almak için çalar, ...ve sonra da kamuya açık bir piknik masasında aşırı doz alır. Open Subtitles قام بسرقة أب وابنه واستخدم المال لشراء المخدرات ثم مات بجرعة مفرطة على طاولة حديقة عامة
    - Üst katta karısının ve oğlunun kafasına silah dayanmışken kendisi alt katta sıcakta ve güvende bir adam görüyorum. Open Subtitles أرى رجل زوجته وابنه في الطابق العلوي بمسدس على رؤوسهم بينما هو في الطابق السفلي، دافئ وآمن
    Bu kadın bir suçlu değil ve oğlunun günahı için cezalandırılmamalı. Open Subtitles هي ليست مجرمة ويجب ألا تعاقب على خطايا ابنها
    Şimdi Bay Flynn ve oğlunun biraz daha fazla kalmasını istiyorum. Open Subtitles أريد أنْ يبقى السيّد (فلين) و ابنه لفترةٍ أطول.
    Kocanın ve oğlunun ne düşüneceğini yalnızca hayal edebilirim. Open Subtitles فما بالكِ بما سيظنه زوجكِ وابنكِ
    Birkaç kere, tam Mahmut ve oğlunun geçtiği noktadan cephe hattını geçtim. TED عبرت مرتين الخط الأمامي في عين المكان الذي كان يعبره محمود وإبنه.
    Anne babasının ve oğlunun adını, adresini yazıp birine bir şey anlatırsa onlara zarar vereceğini söylemişsin. Open Subtitles و كتبت أسماء والديها و إبنها و عناوينهم. و قلت لها إن أخبرتِ أحد، سوف تقوم بإيذائهم.
    Tanrım, senin ve oğlunun adıyla bu aciz kuluna bakmanı istiyoruz senden. Open Subtitles ...يا إلهي، بإسمك وبإسم إبنك نتوسل منك النظر لهذه الروح المضطربة
    Belki eski karının ve oğlunun burada olduğunu bilmek istersin. Open Subtitles أجل ، لكن أعتقدت أنك تُريد أن تعرف أن زوجتك السابقة هنا وأبنك
    Parker'ın ve oğlunun öldürdüğü şey kardeşimdi ! Open Subtitles ما قتله باركر وولده كان أخى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more