"ve rahat" - Translation from Turkish to Arabic

    • ومريح
        
    • ومرتاحة
        
    • ومريحة
        
    • و مريح
        
    • ومرتاحين
        
    • مريح و
        
    • و مريحة
        
    • والراحة
        
    • وراحة
        
    • و مسترخية
        
    • ويَرتاحُ
        
    • و مرتاح
        
    • باردا و
        
    Ne var ki bu öneriyi izlerseniz, bir lider olarak muhtemelen, bilinen ve rahat olan şeyleri yapmaya devam edeceksiniz. TED مبدأ اختيار الطريق السهل، فمن المحتمل، كقائد، أن تستمر في القيام بما هو مألوف ومريح.
    Hatta beş yıldızlı bir otelden daha iyi çünkü büyük ve rahat bir koltuğun oluyor, ... ve insanlar sıra halinde oturuyor. Open Subtitles لاشيء لكن الأفضل. في الحقيقة، أفضل من فندق خمس نجوم لأنك ستحصل على مقعد كبير ومريح
    Bu seni iyi ve rahat tutacaktır. Open Subtitles هذا ما سيبقيك رائعة ومرتاحة
    Eski bir modeli yapacağız. Sıcak ve rahat bir hava verecek. Open Subtitles نحن ذاهبون مع نظرة عتيقة، والتي سوف تعطي نظرة دافئة ومريحة.
    Tamam, burası güzel ve rahat, ha? Cozy Cole gibi. Open Subtitles حسنا , المكان هنا جميل و مريح أليس كذلك ؟
    onu deliğe atmak ve sonrasında fıstığı almak olduğunu öğreniyorlar. Ve bunda iyi ve rahat olunca, TED ينتظرون أن تظهر العملة، يضعون العملة في القطعة، ثم يحصلون على الفول. وعندما يكونوا جيدين حقاً ومرتاحين مع هذا،
    Belki, bu geceyi kuru ve rahat bir tavan arasında geçirebilirdik. Open Subtitles لربما ننام الليلة عنده في مخزن التبن حيث المكان مريح و جاف
    Sana kolay ve rahat bir hayat sunduğumuz için çok özür diliyorum. Open Subtitles أنا آسفة أنّنا جعلنا الأمور سهلة و مريحة لكِ يجبعليكٍأن تكونٍآسفة!
    Şimdi o yüzeyde sıcak ve rahat, ben burada oturmuş onun hatalarının bedelini ödüyorum. Open Subtitles هو آمن الآن ويشعر بالدفء والراحة على السطح بينما أنا محتجز هنا بسبب أخطائه
    Orası sıcak ve rahat. Hem orada sana dokunacak tek kişi ben olacağım. Open Subtitles حيث المكان دافيء ومريح ، والشخص الوحيد الذي سيجذبكِ هو أنا ؟
    Evet, ilk aldığımda güzel ve rahat bir kafes... - ...hazırlamıştım ona. Open Subtitles نعم, لقد جعلت قفصه جميل ومريح قبل أن أرحل لهنا
    Güzel ve rahat bir panik seviyesine ulaştım. Open Subtitles وصلت رسميا مستوى لطيف ومريح من الهلع المحض
    Uyanık ve rahat olacak. Open Subtitles ستكون مُستيقظة ومرتاحة.
    - Buldum. Keyifli ve rahat gözüküyorsun. Open Subtitles تبدين متدفئة ومرتاحة
    Tıbbi marihuana onlara hastalıklarını verimli, etkili ve aynı zamanda etkin ve rahat bir şekilde yönetmelerine olanak sağlıyor. TED وسمح لهم تدبر صحتهم بطريقة كانت مثمرة ونشطة وفعالة ومريحة بالنسبة إليهم.
    Sana güzel, huzurlu ve rahat bir gece hazırlamanı söylemiştim. Open Subtitles أخبرتك أن تحصلي على ليلة لطيفة ومريحة وعادية
    Sadece inanılmaz derecede sığ, kendine güvensiz bir kadın güzel görünen ve rahat bir ayakkabı giymeyi bütün gün acı çekmeye tercih eder. Open Subtitles فقط امرأة سطحية غير آمنة تفضل الشعور بالألم طوال اليوم بدلاً من ارتداء حذاء جميل و مريح و هذا بالضبط النوع الذي لا أريده هنا
    Üçümüzün de ortak bir tutkusu vardı: öğrencileri bilim konusunda heyecanlandırmak ve rahat hissettirmek. TED ثلاثتنا تشاركنا شغف جعل الطلاب متحمسين ومرتاحين للعلم.
    Ben içkili ve rahat koltukları olan, daha özel bir yer isterim. Open Subtitles أرغب فى مكان أكثر خصوصية بمقعد مريح و بعض الشراب.
    Battaniye varmış! Çok sıcak ve rahat. Open Subtitles بطانية مع الأكمام دافئة جدا و مريحة
    Ve onlar sıcak ve rahat yerlerinde otururken kim onların ateşlerini karıştırıp balık fıçılarını dolduruyor? Open Subtitles وبينما هم جالسون هناك يشعرون بالدفء والراحة من يوقد نارهم ويملأ برميل أسماكهم, هاه؟
    Ailen için yeni bir ev hayatlarının geri kalnında yemek ve rahat bir yaşam. Open Subtitles بيت جديد لعائلتك و طعام جيد وراحة لبقية حياتهم
    Ayrıca mutlu ve rahat oluyor. Open Subtitles .بالاضافةأن هذايجعلهاسعيدة. و مسترخية
    Pekâlâ Kelp, sakinle ve rahat ol. Open Subtitles حَسَناً، Kelp، يَهْدأُ ويَرتاحُ.
    Benim başımdı, şapkasız kel ve rahat olan şimdi. TED كان رأسي الذي كان أصلع و مرتاح الآن من دون قبعة
    Sakin ve rahat ol. Kendine hakim ol. Open Subtitles إهدىء, كن باردا و إجمع أنفاسك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more