"ve sadık" - Translation from Turkish to Arabic

    • ومخلصة
        
    • ومخلص
        
    • ومخلصاً
        
    • و وفياً
        
    • وأحملك
        
    • و مخلصاً
        
    • والوفية
        
    • و مخلص
        
    • وولاء
        
    • الوفي
        
    Beni olduğum yerde bırakmalıydın. Mutlu ve sadık bir eş olduğum yerde. Open Subtitles كان عليك تركِ كما كُنت زوجةً سعيدة ومخلصة
    Bu broş senin ne kadar özel ve sadık olduğunu insanların bilmesini sağlayacak. Open Subtitles هذا الدّبوس سيجعل الجميع يعرفون كم انت حقاً مميزة ومخلصة
    Akıllı ve sadık olduğunu, bir keş olmadığını söylüyor. Open Subtitles انه يقول انك زكى, ومخلص ولست تاجر مخدرات
    Bekar bir erkek, biraz sessiz, ama sıcacık ve sadık bir kalbi var. Open Subtitles رجل عازب وهادئ بعض الشيء، ولكن له قلباً محباً ومخلصاً
    Zeki, korkusuz ve sadık olmalı. Open Subtitles يجب أن يكون ذكياً وشجاعاً و وفياً
    Sahip çıkmak ve sadık kalmak için... Open Subtitles لأحصل عليك وأحملك
    Ben burada, her zaman iyi ve sadık bir elemandım. Open Subtitles لقد كنت عاملاً جيداً و مخلصاً لكم أيها الأوغاد
    Cesur ve sadık arkadaşımız Marnie yüzyıllar ötesinden beni çağırdı. Open Subtitles صديقتنا الشجاعة والوفية مارني استدعتني خلال قرون من الزمن
    İleride ingiltere tekrar güvenli ve sadık bir yer olduğunda yaptıklarım için bana teşekkür edecekler. Open Subtitles ... في المستقبل عندما تكون إنجلترا آمنة ومخلصة مرة أخرى
    Yani ne olursa olsun, hayatının sonuna kadar, sonsuza kadar dürüst ve sadık olarak hayatını paylaşabileceğin birini buldun. Open Subtitles وجدت شخص عزيز فى حياتك... تكونى صادقة ومخلصة له إلى أبد الآبدين‏ مهما حدث.
    Dahası, Alison çok uygun. Erdemli ve sadık. Open Subtitles الى جانب ان اليسون مستقيمة ومخلصة
    Çalışkan ve sadık olursan güvende olacağını sandın, değil mi? Open Subtitles وإعتقدت أنك لو كنت مجتهد ومخلص وتفعل كلّ شيء يخبروك بفعله بأنّك ستكون بأمان، صحيح؟
    Bay Ellison yetenekli bir insan ve sadık bir çalışan olduğunu ispatladı. Open Subtitles أثبت السيد (أليسون) أنه موظف كفء ومخلص -لكنه بشري مع هذا
    Takipçi, azimli ve sadık. Open Subtitles المتتبّع، قوي ومخلص
    Dürüst olmak ve sadık olmak için yemin ederek Open Subtitles إنها ليست العازبة من اقسم بأن يكون شريفاً ومخلصاً
    Ancak Nadia'nın nazik ve sadık bir kalbi vardı, ve benim arkadaşımdı. Open Subtitles وكانت ( تملك ) قلباً كريماً و وفياً وقد كانت صديقتي
    Sahip çıkmak ve sadık kalmak için... Open Subtitles #لأحصل عليك وأحملك#
    Ben burada, her zaman iyi ve sadık bir elemandım. Open Subtitles لقد كنت عاملاً جيداً و مخلصاً لكم أيها الأوغاد
    Minnettar ülkemiz ve gururlu donanmamız adına bu bayrağı eşinizin bu ülkeye yaptığı onurlu ve sadık hizmetlerinin bir nişanesi olarak takdim ederim. Open Subtitles بالأصالة عن أمة ممتنة وبحرية فخورة أقدم لكِ هذا العلم أعترافاً بسنوات خدمة زوجك الفخورة والوفية لبلاده
    Zeki ve sadık bir erkek. Open Subtitles يتمتع بالذكاء و مخلص لأقصى درجة
    Bu dernek Tri Pilerden çok daha güçlü ve sadık. Open Subtitles هذا المنزل له قلب أكبر وولاء أكثر
    Bu oyunlar, her şeyini Thundera adına vermiş seçkin generalimiz ve sadık dostumuz adına düzenlenmiştir. Open Subtitles ...هذه الألعاب مخصصة لروح ...الجنرال الرائع والصديق الوفي "الذي ضحى بكل شيء من أجل "ثانديرا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more