Ayrıca her boyuttaki ağaca yerleştiler, ve tabii ki, karaya da yerleştiler. | TED | وطيور ذات أحجام مختلفة تقطن الأشجار وبالطبع فهم يقطنون على اليابسة أيضا |
ve tabii eline geçirebileceğin diğer bütün kimlik kartları, nüfus kağıtları, belgeler. | Open Subtitles | وبالطبع , أى بطاقات هوية آخرى أوراق شخصية وثائق تقع فى يديك |
Tabii ki bu protezler daha sonra daha kullanışlı olmaya başladı ve tabii ki daha modern. | TED | وبالتأكيد أخذت هذه الأطراف الصناعية تصبح ذات إفادة أكثر وأكثر، عصرية أكثر وأكثر. |
ve tabii başlarında Amerikan Takımı'na seçilen Lamar Allen var. | Open Subtitles | والذي بالطبع يقوده اللاعب الرائع (لامار ألن) |
ve tabii kimse egonun ne kadar zeki olduğunu anlamaz. | Open Subtitles | وبطبيعة الحال , لا أحد يدرك كيف هو ذكاء الغرور |
ve tabii ki bu eğer yaratırsak çok daha iyi olabilecek ve yaşam şeklini değiştirebilecek bir şeye sadece bir bakış. | TED | وطبعا هذه لمحة فقط عن شيء يمكن أن يكون أحسن بكثير إن قمنا فقط بإنشائه، وهذا يغير طريقة العيش. |
Kadınlar, göçmenler ve tabii köleler. | TED | النساء والمهاجرون والعبيد طبعًا. |
Güneş kremi, dudak kremi, böcek kovucu, yazı malzemesi, pul annenin, büyükbabanın ve tabii, bendeniz sadık uşağınızın fotoğrafı. | Open Subtitles | مانع الشمسبلسم للشفاهمضاد الحشرات كتب و طوابع و صور امك و جدك وبالطبع رئيس الخدم الذي تثقي به أنا |
Ama, korkunç bir babası var ve tabii ki hiç parası yok. | Open Subtitles | لديها والد سيء، وبالطبع لا مصدر للرزق، يا له من أمر مؤسف |
seninki, Willa'nınki,ve tabii benimkiler... aşırı tepki göstermediğinden emin olmak için sürekli izlenecek. | Open Subtitles | مؤشراتك ومؤشرات ويلا وبالطبع مؤشراتي سيتم رصدها طوال الوقت لتّأكد بأنك لن تنفعل. |
ve tabii ki şimdi soruyoruz, şimdi nereye gidiyoruz? | TED | وبالطبع ، نحن نسأل الآن, إلى أين نحن ذاهبون؟ |
Yatakları ve kırmızı yanakları düşünmeye devam ettim ve tabii ki ona bakınca seksi düşünmeye de devam ettim, sonra düşündüm, onun da düşündüğü şey bu mu? | TED | استمريت بالتفكير بالأسرة والخدود الحمراء وبالطبع استمريت بالتفكير بالجنسخلال نظري إليه وفكرت، هل هذا ما يفكر فيه؟ |
ve tabii ki, o günlerde antidepresan ilaçlar yoktu, ve bu terapi çok, çok popüler hale geldi. | TED | وبالطبع فى هذه الأيام لم يكن يوجد أدوية مضادة للاكتئاب، فأصبح شائعا جدا. |
ve tabii ki mahkemeden biraz yardım alabilirsek daha da ileri gidebilirdik. | Open Subtitles | وبالتأكيد لو حصلنا على بعض المساعدة من المحكمة سيكون ذلك جيدا |
ve tabii ki şeytan çıkarma seanslarında yer alamazsınız. | Open Subtitles | وبالتأكيد لا يمكنكم المشاركة في جلسات طرد الأرواح |
ve tabii baslarinda Amerikan Takimi'na seçilen Lamar Allen var. | Open Subtitles | والذي بالطبع يقوده اللاعب الرائع (لامار ألن) |
ve tabii başlarında Amerikan Takımı'na seçilen Lamar Allen var. | Open Subtitles | والذي بالطبع يقوده اللاعب (الرائع (لامار ألن |
ve tabii ki hemen Michael J. Fox ile bağlantı kurdum. | Open Subtitles | وبطبيعة الحال، على الفور، وأنا على اتصال مع مايكل جي فوكس |
Bize çift odaklı gözlük camlarını ve paratoneri verdi ve tabii ki Amerikan demokrasisinin kuruluşunda da yardımları oldu. | TED | اخترع النظارة ومانعة الصواعق، وطبعا كان هناك إسهامه في اختراع الديمقراطية الأمريكية. |
ve tabii ki, kızın otel işleri mali değeri 10 milyar mıydı? | Open Subtitles | و طبعًا والدها يعمل في قطاع الفنادق ...و تقدَّر أمواله بـ 10مليارات دولار؟ |
ve tabii Alman sigarası olmazsa olmaz. | Open Subtitles | و بالطبع من يستطيع العيش بدون السيجار الالماني |
ve tabii ki dönüşüm çemberine. | Open Subtitles | والاتصال بشبكة التحول |
Bu durum intervertebratlardan kuş türlerine, memelilere ve tabii primatlara kadar bir çok türde oldukça yaygındır. | TED | تغلب على طوائف الفقاريات والطيور الثديات و بالتأكيد في الثديات حتى في البدائيات |