"ve yıkım" - Translation from Turkish to Arabic

    • والدمار
        
    • والتدمير
        
    • وخراب أبعد
        
    Yörüngeler bu sonu gelmeyen yaratma ve yıkım döngüsünde itici güçtürler. Open Subtitles المدارات هي القوّة الدافعة وراء تلك الدائرة الأبدية من الخلق والدمار
    Otoriter rejimlerin istikrar ve güvenlik anlayışı terorizm, şiddet ve yıkım dışında hiç bir şey yaratamaz. TED إن أمن واستقرار الأنظمة المستبدة لا يوجد سوى الإرھاب والعنف والدمار.
    Ölüm ve yıkım ile yüzleştiğimizde dünyevi farklılıklarımız buharlaşır, ve bir kaç saat için bile olsa hepimiz Bir oluruz. TED في وجه الموت والدمار تتلاشى فروقاتنا الدنيوية ونصبح كلنا شخص واحد حتى ولو لبضع ساعات.
    Her korku ve yıkım insanları beyinsiz, ruhsuz robotlar sürüsüne çevirme girişimlerinden gelmiştir. Open Subtitles كل الرعب والدمار جاء من محاولات لإجبار الرجال ليكونوا قطيع من عديموا العقول، عديموا الروح كالألات
    Topraklar yağmalanacak, şehirler alevlere teslim edilecek katliam ve yıkım olacak. Open Subtitles أراضي امزروعة بالنفايات، مدن مشتعله بالنيران، المذابح والتدمير.
    Gerçekleşirse öyle büyük bir kriz ve yıkım olacaktı ki gördüğümüz hiçbir şeye benzemeyecekti. Open Subtitles من شأنها أن تتسبّب في أزمة وخراب أبعد من أيّ شيءٍ سبق ورأيناه.
    Dünya, içindeki sıvı lavı dışarı kusmak isterse ölüm ve yıkım günlük bir hal alır. Open Subtitles عندما يقرر الأرض ل يقذف بها في الحمم المنصهرة , الموت والدمار هي نتيجة المعتاد.
    Ne zaman bir Kriptonluyla temasa geçsen, tek yaptıkları ölüm ve yıkım getirmek oldu. Open Subtitles كل مرة تتصل بكريبتوني، تجدهم يسعون للموت والدمار
    Bize ölüm ve yıkım getirmeyeceksin bir daha. Open Subtitles أنت لن تجلب لنا الموت والدمار لنا مرة أخرى
    -Neden? Kaos ve yıkım başlatmak için yarığı provoke ediyor. Open Subtitles لكي يدفع الصدع إلى إحداث الفوضى والدمار الشاملين
    Bu artık bir kahramanlık savaşı değil, bu artık ölüm ve yıkım demektir. Open Subtitles وتلك الجثث المتعفنة للجنود لم تعد هذه فكرة عن الحرب البطولية بل تعبر هذه عن الموت والدمار
    Kana susamışlık ve öfkeyle sarmalanmış savaş beyi ve adamları Midlands'ı dolaşıp, sağa sola saldırmışlar artlarında ölüm ve yıkım bırakmışlar. Open Subtitles عاصفة و شهوة لأراقة الدماء وغضب وسوية سيد الحرب ومحاربونه هاجوا خلال الاراضى الوسطى وتركو الموت والدمار في صحوتهم
    Onun emriyle, diyar diyar dolaşıp arkalarında ölüm ve yıkım bırakan korkunç ve vahşi bir güce dönüştüler. Open Subtitles وتحت قيادتها أصبحوا قوة مرعبة ووحشية و تجولوا خلال الأراضي تاركين الموت والدمار في صحوتهم
    Ama bazen de olumsuz olur işte o zaman kaos ve yıkım oluşur ki zaten bu yüzden elektrik kablolarının kontrolü bu kadar önemlidir. Open Subtitles وأحياناً قد يكون العكس وعندها تحصل على الفوضى والدمار
    Ölüm ve yıkım Darth Maul ve Savage Opress dış uzaydaki saldırdıkları gibi kaosu yayıyorlar. Open Subtitles الموت والدمار دارث ميول وسافاج اوبرس اشاعوا الفوضي فى تقدمهم الى الحافة الخارجية
    Sen, düzen ve barış için savaşıyorsun. Ben, kaos ve yıkım için! Open Subtitles أنت، تكافح من أجل النظام والسلام، بينما أنا، للفوضى والدمار.
    Evrende sadece akıl almaz boyutlarda doğum ve yaratılış yoktur, aynı zamanda karmaşa ve yıkım da yaşanır. Open Subtitles ليس هناك فقط الولادة و خلق بمقياس العقل، لكن أيضا الفوضى والدمار بنفس الحجم
    Bariyeri yıkmaya çalıştıkça, ortaya çıkan güç, büyük bir ateş ve yıkım oluşturacak. Open Subtitles كلما ألقى بقدرته بمواجهة الحاجز ستقوم القوة بالبناء بالغة ذروتها في دوامة النار والدمار
    Bu tarafa doğru geliyor ve eğer şöhreti doğruysa ölüm ve yıkım onu takip edecek. Open Subtitles لقد ذهب من هذا الإتجاه وإذا كانت سمعته حقيقية الموت والدمار سيتبع ذلك
    Bitmek bilmeyen ölüm ve yıkım. Open Subtitles كما لم ينبثق عن لجنة نوبل إنه الموت والدمار اللانهائيان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more