"ve yanlış" - Translation from Turkish to Arabic

    • و الخطأ
        
    • وخطأ
        
    • الخاطئة
        
    • الخطأ والصواب
        
    • أو خطأ
        
    • وسوء
        
    • وطريقة خاطئة
        
    • و سوء
        
    • و الباطل
        
    • وخاطئ
        
    • والخطأ
        
    • وخاطئة
        
    • الصواب
        
    • ذلك خطأ أم
        
    "Doğru" ve "yanlış" sıradan insanlar için icat edilmiş kavramlardır. Open Subtitles الخير و الشر، الصواب و الخطأ أُخترعُوا للإنسان المتوسط العاديّ
    Size öğretilenlerle çeliştiğinin farkındayım ama "doğru" ve "yanlış" gerçekten vardır. Open Subtitles أنا واثق أن هذا ضد كل ما تعلمتوه لكن الصحيح و الخطأ موجودان
    Seninle Piper hakkında konuşmam. Bu haince ve yanlış olurdu. Open Subtitles انا لا اتحدث عن بايبر معك ستكون تلك خيانة وخطأ
    Yanlış bilgilendirme ve yanlış anlaşılmaların bu toplumlarda hızlı bir şekilde yayılmaya başladığını ve bunun da paniği artırdığını gördük. TED رأينا التضليل و التصورات الخاطئة قد بدأت بالإنتشار حتى بشكل أسرع خلال هذه المجتمعات، التي أصبحت أكثر حذرا إزاء الوضع.
    Diyelim ki, son zamanlarda birini sevmenin insana doğru ve yanlış arasındaki farkı unutturduğunu öğrendim. Open Subtitles لنقل فحسب أنني تعلمت مؤخراً .. كيف أحبّ شخص ما الذي يجعلك تنسى الإختلاف بين الخطأ والصواب
    Hayır, siyah beyaz değil, Ritter. Doğru ve yanlış! - Bak, işte! Open Subtitles كلا ، لا أرى ذلك بالأبيض والأسود بل صح أو خطأ
    Sonuç olarak, korku, kaçınma, güvensizlik ve yanlış anlamalarla dolu bir kısır döndü oluşmuştu ve bu, kendimi güçsüz hissettiğim bir savaştı, her türlü barış ve uzlaşma kurabilmekten acizdim. TED في الواقع، حلقة مفرغة من الخوف، والهروب، عدم الثقة وسوء الفهم كانت قد تشكّلت وقد كانت معركة شعرت فيها بالعجز وغير قادرة على تكوين أي نوع من السلام أو المصالحة.
    Kendimizi ifade etmemizin doğru ve yanlış yolları vardır. Open Subtitles هناك طريقة صائبة وطريقة خاطئة لنعبر بها عن أنفسنا
    Ciddi insan hakları ihlalleri ve yanlış ekonomik yönetim... hakkında söylentiler var. Open Subtitles هناك إشاعات بمخالفة حقوق الإنسان و سوء الإدارة الاقتصادية
    Alexander Mahone'un doğru ve yanlış ile ilgili ilginç bir bağı var. Open Subtitles أليكسندر ماهون لديه علاقة شيقة بين الصح و الخطأ
    Söyle bana, burada doğru ve yanlış ne fark yaratır? Open Subtitles أنت أخبرني، مالفرق الذي يحدثه الصح و الخطأ هنا؟
    Ama hislerim doğru ve yanlış kadar önemsiz. Open Subtitles لكن المشاعر لم تعد مهمة بعد الآن أكثر من الصواب و الخطأ.
    Hristiyanlar için ahlağın odağı doğru ve yanlış arasındaki seçimdir. Open Subtitles بالنسبة للمسيحيين إصلاح نقطة أخلاقية ما الذي يشكل الصواب و الخطأ
    Böyle zamanlarda doğru ve yanlış bulanıklaşır. Open Subtitles الصواب و الخطأ يكون غير واضح في اوقات كهذه
    Bu kötü ve yanlış bir şey, bir dostluğu ve bir iş ilişkisini tehlikeye atıyorum. Open Subtitles اعلم انه سيء وشنيع وخطأ.. وانني اعرض صدافة للخطر.. وصداقة عمل..
    Dünyada doğru ve yanlış diye bir şeyin olduğu gerçeğini kabul etmeyen birisiyle nasıl çocuk büyütebilirim bilmiyorum. Open Subtitles لا اعرف كيف اربي طفلا مع انسانة لا تعرف الفرق انه يوجد صواب وخطأ في العالم
    Benim oğlumumun hayalleri büyük , ve yanlış insanlar tarafından yönlendirilir. Open Subtitles لو ليدرك أبنى أحلامه .. يمكننه أن يقع فى الأيدى الخاطئة
    İnsanların tartışmaları kazanmak için denedikleri tüm hileleri ve yanlış adımları öğrenebilirsiniz. TED فتتعلم عن كل الحيل التي يستخدمها الناس لتحاول كسب المناقشة، تتعلم الخطوات الخاطئة.
    Doğru ve yanlış arasındaki çizgi bulanıklaşıyor. Open Subtitles وأظن أن الفرق بين الخطأ والصواب لم يعد واضحا
    Bence bu konuda doğru ve yanlış yok. Open Subtitles لا أدري إن كان صح أو خطأ عندما يتعلق الأمر بذلك
    Jimnastik dersinden önce üzerimi değiştirirken hiç böyle kavga ve yanlış anlaşılmalar olmamıştı. Open Subtitles لم أخض تلك المشاحنات وسوء الفهم... عندما كنت أغيّر ملابسي... في الصالات الرياضية
    Bunu yapmanın doğru ve yanlış yolları vardır Henry. Open Subtitles هنالك طريقة صحيحة ، وطريقة خاطئة" هنري"
    Kendini öfkeli hissettiğin, yüzüstü bırakıldığını ve yanlış anlaşıldığını düşündüğün bir aşamadan geçtiğini biliyorum. Open Subtitles أعلم أنك تعيش الحياة و أنت تشعر بالغضب و الخذلان و سوء الفهم فهمت
    ...ve o münasebetle... kendinizi doğru ve yanlış, iyi ve kötü arasındaki mücadeleden çıkarırsınız. Open Subtitles لنصف سباق التسلح بأنه مجرد سوء فهم كبير, و بالتالي إزالة نفسك من هذا الصراع, بين الحق و الباطل, و الخير و الشر
    Dünyada doğru ve yanlış olan şeyler var, hep böyleydi. Open Subtitles هناك شيء في هذا العالم وهو صحيح وخاطئ ودائماً كان.
    Doğru ve yanlış hakkında meraklıydı. TED وكان يشعر بالقلق بشأن ماهو الصواب والخطأ.
    bir foton dalga olarak da partikül olarak da ortaya çıkabilir, en derin sezgilerimle bunu harmanlayınca insanlar iyi ve kötü olabilir, fikirler de doğru ve yanlış. TED يمكنُ أن تبدو وحدة الكم الضوئي كموجة وجزيء تتزامن مع إحساسي العميق بأن البشر خيرون وشريرون، والأفكار صحيحة وخاطئة.
    Doğru ve yanlış birer yaftadır. Open Subtitles ‫سواء كان ذلك خطأ أم صوابا، ‫فهذه سمعتي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more