"velayeti" - Translation from Turkish to Arabic

    • الحضانة
        
    • الوصاية
        
    • حضانة
        
    • الرعاية
        
    • وصاية
        
    • حضانتها
        
    O ve anne kötü bir boşanma yaşamış, bundan dolayı velayeti kaybedeceğinden korkmuş. Open Subtitles هو والأم مروا بطلاق سيء لذا فإنه قد خاف من أن يخسر الحضانة
    velayeti için, çocuğun çıkarlarını gözeten bir dosya hazırladım. Open Subtitles رشحيني للحصول على الحضانة للطفل بالأفضل لمصالحه
    Erik akıl hastanesine yattı, yargıç da tüm velayeti bana verdi. Open Subtitles مع دخول إريك إلى المصحة العقلية , القاضى أعطانى الوصاية الكاملة
    18'lerimde annemin kusursuz velayeti altında, tahmin edebileceğiniz gibi, asi bir feminist olmuştum. TED في سن الثامنة عشر و تحت الوصاية المتميزة من أمي, أصبحت و كما تتوقعون مدافعة عن حقوق المرأة بكل المقاييس.
    Bir eniştenin, yeğeninin velayeti için dava açması pek alışagelmiş şey değil. Open Subtitles إنّها سابقة، أن تقوم خالة و خال برفع قضيّة حضانة لأبنت أختها
    Bu yüzden Brian'ın kısırlaştırılması şartıyla velayeti almasını onaylıyorum. Open Subtitles ولذلك أمنح براين حق الرعاية بشرط أن يصبح عقيماً أولاً
    15 yaşında bir kız. velayeti ablasında. Evleri tam bir... Open Subtitles إنها فتاة ذات ال15 عاماً تعيش تحت وصاية أختها
    velayeti almamanız gerektiği gibi onu devleti kandırarak tuttuğunuz için hapse atılmanız gerekmektedir. Open Subtitles ليس فقط لتحصل على الحضانة ولكنّك منذ حصلت عليه قمت بالنّصب على الدّولة يجب أن تكون في السّجن
    Avukat, ihmalkarlığını kanıtlarsam velayeti alacağımı söyledi. Open Subtitles قال المُحامي أنّه لو كان بامكاني إثبات إهماله، فإنّ بإمكاني الحصول على الحضانة.
    velayeti annesindeydi, sadece hafta sonu birlikte olabiliyorduk. Open Subtitles أمه كـــانت صاحبة الحضانة الكــاملة كــان لديــنا فقط نهــاية الأسبوع
    - Dolayısıyla velayeti onda kalacak. - Ama Sayın Yargıç-- Open Subtitles و لذلك سوف تستمر مس بيرتون في أخذ الحضانة
    Çektiğin acıyı görsünler ki velayeti alabilesin. Open Subtitles لابد أن يشعروا بمدى ألمك لتتمكني من الحصول على الحضانة
    İkimiz de inanıyoruz ki şu aşamada velayeti değiştirmek, onun için korkunç bir şekilde yıkıcı olacaktır. Open Subtitles كلانا نظن، بأن تغيير الحضانة في هذا الوقت سيكون كارثة لها شكراً لكِ
    Arkadaşlarına velayeti karısı alırsa çocuklarını kaçıracağını söylemiş. Open Subtitles أخبر أصدقائه أنه إن نالت زوجته السابقة حق الوصاية فسيخطف ولديه ويذهب بهما بعيداً
    Ama kızın velayeti karısındaydı, bu yüzden elimiz kolumuz bağlandı. Open Subtitles لكن الزوجة كانت لديها الوصاية القانونية لذا لم نستطع فعل شئ
    Fern bu sabah velayeti yarı yarıya olarak onayladı. Open Subtitles فيرن وافقت هذا الصباح على الوصاية المشتركة
    Yani velayeti paylaşmak ve sen yanlarında yokken ne kadar acı çektilerini bilmek senin için zor olmalı. Open Subtitles أمر صعب عليكِ أن تشاركى الوصاية وتعرفين كم يعانون وأنتِ لست بالجوار
    Niçin velayeti almak istediğinizi söyler misiniz? Open Subtitles هل يمكن أن تقولى للمحكمة لماذا تطلبين حضانة الطفل؟
    Genellikle tercih edilen, iki tarafın da duyarlı olduğunu düşünerek velayeti her iki ebeveyne de vermek. Open Subtitles إنه من الأفضل دائماً أن تمنح حضانة لكلا الوالدين على افتراض أنهم قادرون
    velayeti alabilmek için tüm parasını avukatlara veriyor. Open Subtitles حتى معونة الطفل. لقد صرف كل نقوده المتبقية على المحامين من اجل حضانة الولد.
    velayeti almak için ne kadar şansım olduğunu bilmek istiyorum, ailemi içine düşürdüğüm duruma rağmen. Open Subtitles اود ان اعرف ما لدي في الرعاية المشتركة.. اعطي ما وضعت عائلتي به..
    Hayır ama kızının velayeti Olduğunu, her şeyi yapabileceğini ve Open Subtitles كلاّ، ولكنّ قال أنّ لديه وصاية ابنته الصغيرة.
    11 yaşındayken ailesi araba kazasında ölünce, velayeti sana verilmiş. Open Subtitles وأنت حصلت على حضانتها بعد أن توفي والدها في حادث سيارة وهي في الـ 11 من عمرها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more