"verandasında" - Translation from Turkish to Arabic

    • شرفة
        
    • رواق
        
    • شرفته
        
    • شرفتها
        
    "Ailemle, eski evin verandasında oturup"... şarkı söyleyip dans ettiğimiz günleri "hatırladım". Open Subtitles تذكرت الأيام التي كنت أرقص وأغني مع عائلتي عند شرفة المنزل القديم
    Seni gözümde şanslı bir kızın verandasında smokin giymiş ve elinde bir şişe şampanya tutar halde canlandırıyorum. Open Subtitles أتخيلك وأنت تظهر في شرفة فتاة محظوظة في بدلة أنيقة, وأنت تحمل قنينة من النبيذ الفاخر
    Motelimin verandasında esrar çekemezsiniz. Open Subtitles لا يُمكنكم تدخين الحشيش على شرفة نزلي, حسناً؟
    Bir köpekmiş gibi tanımadığın birinin verandasında, son zamanlarını geçirmeyeceksin. Open Subtitles .. لن تزحف في رواق شخص آخر ككلبٍ ما
    Spence, bütün bunları verandasında oturup, kelimelerle oynayarak yapamazsın. Open Subtitles سبينس , لايمكنك أكتشاف كل ذلك بالجلوس على شرفته وتصريف الأفعال
    Bayan Dubose verandasında. Open Subtitles الأنسة "دبوس" تقف فى شرفتها
    Asıl istediğim şey şu devasa Scarface malikanesinin verandasında şarap içmek. Open Subtitles اجل ما اريد فعله هو شرب الخمر في شرفة ذلك القصر الضخم
    Çiftlik evinin verandasında. Saat iki yönü. Open Subtitles يقف بجوار شرفة المنزل بأتجاه الساعة الثانية
    Resim Tate'in Vermont'taki yazlık evinin verandasında çekilmişti. Open Subtitles لذلك، التقطت هذه الصورة من شرفة المنزل الصيفي تيت
    Radley'lerin verandasında durmak yeterliydi. Open Subtitles فقط الوقوف أمام شرفة رادلى" كان كافياً"
    Radley'lerin verandasında durmak yeterliydi. Open Subtitles فقط الوقوف أمام شرفة رادلى" كان كافياً"
    Chris'in verandasında bir anda düşüp öldü. Open Subtitles هي حرفياً ماتت فجأة في "شرفة "كريس
    Arkadaşlarından birisini Chapple'la tanıştırmıştı. Sonradan borcunu ödeyemediği evin verandasında canına kıydı. Open Subtitles حتّى أنّه قدّم بعضًا من أصدقائه إلى (تشابل)، أحدُهم أردى نفسه في رواق المنزل الذي لم يعد يمتلكه.
    Norma bunları motelinin verandasında görmek istemez diye düşündüm. Open Subtitles فتيقّنتُ أنّ (نورما) لن يروقها أن تجدهم في رواق نُزلها
    Yandaki evde oturan, verandasında... sigara içen bir adam varmış. Open Subtitles كان هنالك شخص يعيش في البيت.. المقابل له ، و كان يجلس في شرفته..
    Bayan Dubose verandasında. Open Subtitles الأنسة "دبوس" تقف فى شرفتها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more