"verandaya" - Translation from Turkish to Arabic

    • الشرفة
        
    • الفناء
        
    • شرفة
        
    • على السقيفة
        
    • السقيفةِ
        
    Dondurmayı verandaya getireceğim. Orası daha serin. Open Subtitles سأسكب المثلجات و أقدمها على الشرفة الطقس أبرد في الخارج
    Evet. Neden kitabını ve sandviçini alıp verandaya çıkmıyorsun? Open Subtitles حسنا, لم لا تأخذين الكتابين والشطيرة وتجلسين على الشرفة ؟
    Nehir kenarındak verandaya oturup yazmaya çalışmamı mı? Open Subtitles أجلس على الشرفة بجانب النهر وأحاول الكتابة
    Bugün verandaya bir el atmaya ne dersin? Lütfen! Open Subtitles ماذا عن الشروع في محاولة صغيرة في الفناء اليوم من فضلك؟
    Esas konu, o gece verandaya çıktım. Open Subtitles المهم انني في ليلةٍ هناك تسللت خارجا من شرفة الكوخ
    Evde bir patırtı koptu bu yüzden neler olduğunu anlamak için verandaya fırladım. Open Subtitles فسمعت صوت فوى في الدور العلوي فركضت الى الشرفة المطلة لارى ما كان يجري
    Neden verandaya çıkmıyorsun? Birdee de sana buzlu çay getirir. Open Subtitles اذهب إلى الشرفة, بيردي سوف تحضر لك بعض من الشاي المثلج
    Baba, neden verandaya gidip kasaba hakkındaki tüm dosyaları almıyorsun. Open Subtitles أبي، لِمَ لا تذهب إلى الشرفة لإحضار ملفات المكان
    verandaya çıkıp, eski günlerdeki gibi içelim. Open Subtitles دعنا نذهب على الشرفة. وندخـنهم، مثل الأيـام الخوالـي
    verandaya bi bira koy, bikaç dakika içinde burada olur. Open Subtitles ضعي بعض الجعة على الشرفة سيأتي بعد دقيقة
    cocugumuz bir sabah uyanip, arka verandaya yuruyup beni koskerlik yaparken bulsun istiyorum. Open Subtitles أريد فقط لطفلنا أن يستيقظ في الصباح ويمشي للخارج في الشرفة الخلفية ويجدني أسن أطراف القطع الخشبية
    - Ben hep verandaya gelmeden onu durdururum. Open Subtitles دوري دائماَ هو إيقافه قبل أن يدخل الشرفة الأمامية
    Beş tanesi sokağın karşısına geldi, 2 tanesinin elinde kazma sopası vardı ve annemin olduğu verandaya doğru yürüdüler. Open Subtitles جاؤوا خمسة منهم عبروا الشارع يحملون الفؤوس يميشون نحو الشرفة حيث تقف أمي
    Başarılı bir yöntem, kese kağıdının içine dışkılayıp verandaya koyarak... Open Subtitles كان عندي نجاح عظيم بالتغوط كيس ورقي وضعتها على الشرفة هذا فعال جدا
    Gece teslimatçısı onu ön verandaya bırakmış. Open Subtitles التسليم الليلي تركه على الشرفة الأمامية.
    Gidip verandaya bakalım da çok yükseğe tırmanmayız. Open Subtitles دعنا ننظر من خلال الشرفة ولن نضطر للتسلق عالياً
    verandaya çömdün, gözlerini devirdin ve hiçbir şeye iştirak etmedin. Open Subtitles إنك تجلس فقط على الشرفة وتقوم بتحريك عيناك ولا تعاون في أي شيء
    Kendileri bu mavilerden hangisinn verandaya uyacağını görmek istemişti. Open Subtitles انهم لا يريدون سوى أن نرى ما هذه البلوز تبدو وكأنها على الشرفة أشعة الشمس
    Oradan verandaya eski mobilya alınır. Open Subtitles أنه المكان حيث تذهبوا لشراء أثاث الفناء القديم.
    Yatak odasından verandaya ancak gelebildim. Open Subtitles أتممتُها من غرفة النوم إلى الفناء
    Kenara park et, daha sonra verandaya gel. Open Subtitles قفى بالسيارة على الجانب, ثم سيرى الى شرفة الخدم
    İşi bitince verandaya atabilir mi? Open Subtitles أيمكنك أن تخبرها أن ترميها على السقيفة عندما تنهي قراءتها؟
    Annemin sigaralarından birini alıp karanlıkta verandaya çıkmıştım. Open Subtitles وحَصلَ على أحد سجائرِ أمِّي وخَرجَ في السقيفةِ في الظلامِ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more