| Beni yataktan kaldırıp bu haberi verdiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرا لإبعادني عن السرير لإعطائي الأخبار. |
| Bu kadar geç saatte gelmeme izin verdiğiniz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكرًا لك على السماح لي بالزيارة في هذا الوقت المتأخّر جدًّا. |
| Cenaze töreninin bir parçası olmama izin verdiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | أشكركم على إتاحة الفرصة لي أن تكون جزءا من الدفن. |
| Bunu sizinle paylaşma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. | TED | شكرا لكم على إعطائي الفرصة لمشاركة هذا معكم. |
| Burada birkaç hafta kalmama izin verdiğiniz için teşekkür bayan G. | Open Subtitles | آه رائع ياسيدة جي شكرلك للسماح لي بالبقاء هنا الاسبوعيين الماضيين |
| Bana güven verdiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | أين الصندوق؟ أنا حقاً أريد أن اشكركم لأنكم أعطيتموني كل هذه الثقة |
| Öncelikle, gelip Kariyer Günü'nde konuşma... fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | اولا, شكرا لك لاعطائي الفرصة لان اتي لاتحدث معك عن يوم الوظيفة |
| Duş almama izin verdiğiniz için çok teşekkürler. | Open Subtitles | هيه شكرا لسماحك لي إستخدام خلائكم للإستحمام |
| Bu gece konuşmama izin verdiğiniz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | وأحب أن أشكركم لسماحكم لى بالتحدث الليلة |
| Bana hayatımın en büyük eğlencesini verdiğiniz için hepinize tüm kalbimle teşekkür ederim. | Open Subtitles | أشكركم جميعاً من كل قلبي على منحي أعظم فرحة عرفتها قط |
| Bana bu kadar çok değer verdiğiniz için size çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكرآ لإعطائي المزيد من النصائح وهذا كثير منك |
| Confessor bana bir şans daha verdiğiniz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | أيتها المؤمنة شكرا لك لإعطائي فرصة ثانية |
| Size üniversiteye giriş imkanı tanıdığınız için ve kendimi tertipleyip, yeni bir Obama olma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | ولهذا أريد فقط أن أشكرك لإعطائي الفرصة للذهاب للجامعة أعلم نفسي، وأصبح الرئيس أوباما التالي |
| Bunu size anlatmam için bana fırsat verdiğiniz için teşekkür ederim. - Çok memnun oldum. | Open Subtitles | شكرا لك على مقابلتي، و إعطائي هذه الفرصة |
| Senatör, cevap verdiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | أيتها السيناتور، شكرا لك على تلقيك لاتصالي |
| Laboratuarınızda deney yapmama izin verdiğiniz için de teşekkür ederim. | Open Subtitles | أريد أن أشكركم أيضا على إتاحة الفرصة لي للقيام تجاربي هنا في المختبر الخاص بك. |
| Seminerde bana da yer verdiğiniz için size çok teşekkür etmek istiyorum. Benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | أردت أن أشكرك على إعطائي مكان في مدرسة الخريجين ، هذا مهم جداً لي |
| ve bugün sizlerle bunu paylaşmama izin verdiğiniz için hepinize teşekkür etmek istiyorum. | TED | و أشكركم جميعا للسماح لي بمشاركتها معكم اليوم |
| Hepinize bana burada mutlu bir başlangıç verdiğiniz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | وشكرا لكم جميعا لأنكم أعطيتموني بداية سعيدة جدا.. هنا |
| Hayatımın her gününü keyif içinde yaşamamı sağladığınızdan değil sadece ama bu keyfi başkalarıyla paylaşma fırsatı verdiğiniz için de. | Open Subtitles | بل لاعطائي الفرصة لمشاركة هذه الفرحة مع الاخرين |
| Kızkardeşinizi birkaç aylığına almamıza izin verdiğiniz için teşekkür ederiz. | Open Subtitles | نشكرك لسماحك لنا بأخذ أختكِ معنا لبضعة أشهر |
| Burada kalmama izin verdiğiniz için teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط إخباركم بأني شاكر لسماحكم لي بالمكوث هنا. |
| Beni buraya davet edip, hikayemi anlatma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | منحي الفرصة لإيصال قصتي، لكن دعوني أعطيكم القليل عن خلفيتي. |
| Girmeme izin verdiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرًا لك لسماحي بالحضور إلى هنا |
| Gezegenimizin temsilcisi olarak bizi hayatta tutan değerli maddeyi verdiğiniz için size teşekkür etmek istiyoruz. | Open Subtitles | والسفير كوكبنا، نود أن أشكركم لمنحنا الكيميائية الثمينة أن يديم لنا. |
| Efendim, bize bu fırsatı verdiğiniz için size teşekkür etmek istiyoruz. | Open Subtitles | سيدى, اشكرك لمنحى تلك الفرصه |
| Anote Tong: Öncelikle, sorunumuzu konuya ilgi gösteren insanlarla paylaşma fırsatı verdiğiniz için minnettarım. | TED | أنوتي تونغ: حسنا، دعني أولًا أعبر عن مدى امتناني لمنحي الفرصة لمشاركة قصتي مع أشخاص مهتمين بسماعها. |
| Efendim bu işte sizinle birlikte çalışmama izin verdiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | سيّدي، أقدّر لك دعوتي للعمل على هذه القضيّة معك. |