"vereceğimi" - Translation from Turkish to Arabic

• سأعطيك
• سأعطيه
• سأعطي
• سأقدم
• سأسمح
• سأعطيها
• سأعطيهم
• سأرد
• ساعطيك
• أني سأكشف
• بانى آخذُ الأمور بسهولة
• سأصوّت
• سأشي

Sana 5000 dolar vereceğimi nereden çıkardın?
ما الذي يجعلك تعتقد بأني سأعطيك 5000 دولار؟

Gerçekten sana bir takım elbise vereceğimi düşünmüyordun, değil mi?
لم تعتقد أني سأعطيك البذلة فعلاً، أليس كذلك؟

Oğlum olduğundan ve ona hayır diyemediğimden ona her şeyi vereceğimi biliyordum.
كنت أعرف أني سأعطيه كل ما يحتاج، لأنه فلذة كبدي، ولن أستطيع الرفض

Doğruyla yanlışa zerre kadar değer vereceğimi sanmıyorum.
لا أعتقد بأني سأعطي بالاً ل ماهو صح أوخطأ

Sana hediyeni vereceğimi de düşünüyorsan, maalesef yanılıyorsun!
و لو ظننت انى سأقدم لك هدية الآن فأنت على خطأ

Uğruna çalıştığımız her şeyi sabote etmene izin vereceğimi mi sandın?
هل تظن انني سأسمح لك بتخريب كل شيء عملنا من أجله؟

Valizimi ve sana vereceğimi bildiğim oyuncak eşeğimi aldı.
أخذت حقيبتي و دميتي المحشوة . التي كنت أعلم بأني سأعطيها لك

Benim için onlara ulaşıp, onlara ne isterlerse vereceğimi söylemene ihtiyacım var.
أريدك أن تتصل بهم لأجلي وتقول لهم سأعطيهم كل مايريدون

Sana kendi üzerimde işe yarayan bir silah vereceğimi düşünmedin, değil mi?
هل تعتقد أننى سأعطيك سلاحاً فعالاً ضدي ؟

Okul kıyafetlerin için sana kuruş vereceğimi... ..düşünüyorsan, tekrar düşünsen iyi edersin.
وإن كنت تظن أني سأعطيك فِلسًا لتشتري ملابس الدراسة هيهات

Tekerlekli sandalyede bir hafta geçirirsen o yeri vereceğimi söyledim.
قلت إنني سأعطيك المكان إن استمررت أسبوعاً كاملًا

Parasını vereceğimi söyle. Sen iyisin, değil mi? Geliyorum.
اخبريه اني سأعطيه ماله, ستكونين بخير انا في طريقي

Yarın bizi havaalanına götürdüğünde 200 dolar daha vereceğimi söyledim.
وقلت سأعطيه 200 دولار غداً عندما يوصلنا إلى المطار.

Annesi ve kız kardeşi evime temizliğe gelirlerse ona 5 bin dolar vereceğimi söyle.
بأنّي سأعطيه 5500 دولاراً إن أتت والدته وشقيقته لتنظيف منزلي

Kızkardeşime orijinal kaseyi vereceğimi düşünmemiştin değil mi?
أظننت حقاً بأني سأعطي شقيقتي الصحن الحقيقي؟

Şimdi Sil'e, benim alacağım yarıdan T'nin payını ona vereceğimi söylüyordum.
كنت أقول للتوّ، سأعطي نصيب (تي) من نصفي لـ(سيل) من أجلها.

Onları ele vereceğimi filan düşündüler herhalde, bilemiyorum.
لابد أنهم أعتقدوا أني سأقدم أدلة ضدهم أو ماشابه، أنا لا أعلم

Çocuğumun etrafında Belle gibi insanlar olmasına izin vereceğimi mi sandın?
هل تظن أني سأسمح لطفلتي أن تخرج من هذا البيت لتعرفها على أناس أمثال بيلي ؟

Hepsi çok güzel dansçılar, hangisine para vereceğimi seçemedim.
جميعهن راقصات جميلات وأنا لا أستطيع أختيار من التي سأعطيها المال منهن

Aptal yardım kuruluşları. Onlara para vereceğimi mi sanıyorlar?
منظمات خيرية حمقاء يظنونني سأعطيهم مالاً

Tehdit edeceğini biliyordum, ama nasıl tepki vereceğimi bilmiyordum.
عرفت بأنك كنت ستهددني، لكني لم أعرف كم أنا كنت سأرد.

Ne yani sen gidip gözetleyesin diye bir çalışanımın adresini vereceğimi düşünmüyorsun değil mi?
أتظن أنني ساعطيك عنوان زميلة لي فقط من أجل أن تذهب إلى هناك لكي تختلس النظر في خلوتهما؟

Sizi ele vereceğimi mi sandınız?
هل ظنتت أني سأكشف أمرك؟

Hiçbir zaman beni yenmene izin vereceğimi düşünme.
لا تُعتقدْ بانى آخذُ الأمور بسهولة عليك ابدا . على اشارتى،

Şimdi,insanlar bana oyumu satın almak için bağış yapmıyorlar. İnsanlar bana bağış yapıyor Çünkü zaten nasıl oy vereceğimi biliyorlar.
الآن، الناس لا يتبرّعون لي لشراء صوتي، بل يتبرّعون لي لأنّهم يعرفون كيف سأصوّت.

Gemiyi yoketmek istedin, çünkü senin hakkında bilgi vereceğimi düşündün.
حاولت تدمير السفينة لاعتقادك أني سأشي بك