"veriyordu" - Translation from Turkish to Arabic

    • يعطي
        
    • يعطيني
        
    • يعطيها
        
    • يستجيب
        
    • كان يُدرس
        
    • النظريات الميكانيكيه
        
    Bu, nesnelere teşvik edici özellik denilen şeyi veriyordu. TED إنه يعطي الأشياء ما يسمى النقطة المحفزة.
    Başka hiçbir şekilde ses sahibi olamayacaklara ses veriyordu. TED إنه يعطي الصوت لأؤلئك الذين لا صوت لهم بدونها.
    Babam da bana çıktığı bir kızla ilgili sürekli tavsiyeler veriyordu. Open Subtitles والآن هي غاضبة لأنك مثلها وكل تلك السنوات أبي يعطيني النصائح
    Orada olduğunu bilmek, bana gözlerimi açmak için cesaret veriyordu. Open Subtitles علمي بأنك هناك , كان يعطيني الشجاعة لكي افتح عيناي
    Her zaman ona pahalı hediyeler veriyordu, tüm yıl boyunca. Open Subtitles لطالما كان يعطيها هدايا باهظة الثمن طوال العام
    Bu adam da krupiyenin kağıtlarını görüp... masadaki arkadaşına işaret veriyordu. Open Subtitles هذا الشخص يقرأ ورقة الموزع, و يعطي إشارة لصديقة على هذة المائدة
    "Esquire" dergisi bir parti veriyordu geçen sene Esquire'da öne çıkmış birçok insana özel. Open Subtitles وكان المحترم يعطي الحزب لمختلف الناس الذين كان لهم دور مميز المحترم في تلك السنة.
    Uzatılmış tutma yeri, mızrağa kuvvet veriyordu. Open Subtitles إمتداد الذراع يعطي المزيد من القوة مثل هذا
    Birisi davaların kesilmesi karşılığında kötü adamlara borç veriyordu. Open Subtitles فكما ترون، كان أحدهم يعطي قروضاً لأشخاص سيئين مقابل نصيب من العملية.
    Ben oraya varana kadar Trot Simic'e Will ağzıdan hava veriyordu ama bariz şekilde bunun için çok geçti. Open Subtitles في الوقت الذي وصلت به إلى هناك, تروت سيميك يعطي ويل تنفسا ًإصطناعياً لكن يمكنك القول أنه بعد فوات الأوان
    Hepsi Quebec yakınlarındaki hastanelerde ardı ardına can veriyordu. Open Subtitles كان يعطي الكشافة شراشف قذرة منمستشفىفي "كيبيك"
    Aslında, Matthew bana telefon numarasını veriyordu. Tanrım! Open Subtitles حسناً، في الواقع، مون، كان ماثيو يعطيني رقم هاتفه.
    Lex bana sadece son dakika yolculuk tüyoları veriyordu. Open Subtitles ليكس كان يعطيني فقط بعضاً من نصائح آخر لحظة للسفر
    Beni tuvalete kadar takip eden bu adam aynı zamanda bana bir ültimatom veriyordu. Open Subtitles بعد أن اتبّعني إلى دورة المياه, هذا الشاب أيضاً كان يعطيني إنذاراً
    Beni tuvalete kadar takip eden bu adam ayni zamanda bana bir ultimatom veriyordu. Open Subtitles بعد أن اتبّعني إلى دورة المياه, هذا الشاب أيضاً كان يعطيني إنذاراً
    Bu yüzden, bir problem çıkarsa ona güvenmem gerektiği izlenimini veriyordu. Open Subtitles لذا، فكما تعلم، عندما يعطيني الإنطباع إلى حد ما بوجود مشاكل، كنتُ أصدقه.
    Tamam, arada bir veriyordu. Open Subtitles حسناً، يعطيني القليل بين الحين والآخر
    Her zaman ona pahalı hediyeler veriyordu, tüm yıl boyunca. Open Subtitles لطالما كان يعطيها هدايا باهظة الثمن طوال العام
    Çay Partisi orta sınıf adımıydı kötü eğilimlere anında tepki veriyordu. Open Subtitles حزب الشاي كان حركة متوسطة القوى يستجيب بشكلٍ عفوي للتوجهات السيئة.
    Milton Friedman Chicago Üniversitesi'nde ekonomi dersleri veriyordu. Open Subtitles ميلتون فريدمان) كان يُدرس) (علم الأقتصاد فى جامعة (شيكاغو
    Evet. Botanik farmakoloji hakkında seminer veriyordu. Tezimi verdiğim anda beni işe aldı. Open Subtitles نعم، كنت ادرس النظريات الميكانيكيه وما أن أنهيتها حتى قام بتوظيفي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more