Ama bu orkideyi vermek için geldim, görünüşe göre yeni bir evde iyi şans demekmiş. | Open Subtitles | لكني قدمت إلى هنا لأعطيك هذه الزهور. على ما يبدو أنه يجلب حظ جيد للمنزل الجديد. |
Sana görevini vermek için geldim. 10 ya da 100 hindiyi kurtarmak için değil! Hepsini kurtarmak için! | Open Subtitles | و أنا هنا لأعطيك مهمة , لن تنقذ 10 ولا حتى 100 بل جميع الروميات |
Sana Prens John'dan bir şey vermek için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لأعطيك شيئا من الأمير جون |
Seni istediğini vermek için geldim. Büyülüler. | Open Subtitles | لقد أتيت لأعطيك ما تريد المسحورات |
Ben sadece bir sey vermek için geldim. | Open Subtitles | لقد أتيت لأعطيك شيئاً |
Merhaba, sana birşey vermek için geldim. | Open Subtitles | -مرحباً لقد جئت لكي أعطيك شيئاً |
Size bunu vermek için geldim. | Open Subtitles | جئت لكي أعطيك هذا |
Sana bir çıkış yolu vermek için geldim. | Open Subtitles | أتيت إلى هنا لأعطيك طريق للخروج |
Sana bir şey vermek için geldim. | Open Subtitles | لقد أتيت هنا لأعطيك شيئاً. |
İstediğin şeyi vermek için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لأعطيك ماتريد |
Sadece bunu vermek için geldim. | Open Subtitles | فقط أتيت الى هنا لأعطيك هذه |
Ama buraya sana bir şey vermek için geldim. | Open Subtitles | ولكني اتيت هنا لأعطيك شيئا |
Size LGBTİ'yi ya da Lambda'yı falan aramadan sana bir şans vermek için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لأعطيك فرصة كي تصلح هذا قبل أن أتصل بمنظمة حقوق المتحولين -واتحاد الحريات المدنية . |