| Yakında eski kocam olacak pislik, avukatı ile onlara istediklerini vermezsem, hayatımı ne kadar çekilmez yapacağını gösteriyor. | Open Subtitles | يبدو ان محاميا زوجي السابق الحقير يريد ان يجعل حياتي سيئة جداً لسبب بسيط اني لم أعطيهم ما يريدون |
| Eğer peşinde oldukları şeyi vermezsem, beni öldürürler. | Open Subtitles | إذا لم أعطيهم ما يسعون إليه، سوف يقتلوني. |
| Eğer vermezsem, daha çok Sentoks gazı serbest bırakacakları tehdidinde bulundular. | Open Subtitles | .لقد هددوا بإطلاق المزيد من غاز الأعصاب لو لم أعطه لهم |
| Çocuğumun okuluna dağıtacaklarmış, şayet onlara malla ilgili bilgi vermezsem. | Open Subtitles | قالوا انهم سيضعونها في لوحة الاعلانات في مدرسة أطفالي ان لم أعطهم معلومات كثيرة حول المخدرات |
| Anahtarcı'yı size vermezsem, beni öldürebilir. | Open Subtitles | لو لم أكن أنوي أخذكم لصانع المفاتيح فباستطاعتها قتلي |
| Yani House'a kablolu yayın vermezsem hayatımı sefil hale getireceksiniz. | Open Subtitles | إذاً، إن لم أمنح هاوس اشتراكاً فضائياً فستجعلون حياتي بائسة |
| İstediklerini vermezsem onu öldürecekler. | Open Subtitles | لو لم اقم بتسليم مايريدوه فانهم سيقوموا بقتلها |
| Ya Sarah'ı onlara vermezsem ve tüm bu olanlar sona ermezse. | Open Subtitles | إن لم أسلمهم ساره فلن يتوقف هذا |
| Gelinliği vermezsem iptal etmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | وقالت إنه لا يمكنني الحصول عليهم ما لم أعطها الفستان |
| İki Çin eşkiyası beni bir minübüsün arkasına bindirdiler ve eğer kalemlerini geri vermezsem bana zarar verecekleri yönünde tehdit ettiler. | Open Subtitles | زوج من المجرمين الصينيين ألقوا بي في الجزء الخلفي من شاحنة غسيل صغيرة وهددوني بالأذى الجسدي إذا لم أعيد لهم قلمهم |
| Onlara gerçekleri ben vermezsem kim verecek, siz mi? | Open Subtitles | ,إذا لم أعطيهم الحقائق فمن سيفعل ذلك؟ أنت؟ |
| Eğer peşinde oldukları şeyi vermezsem, beni öldürürler. | Open Subtitles | إذا لم أعطيهم ما يسعون إليه، سوف يقتلوني. |
| Eğer istediklerini vermezsem beni öldürecekler. | Open Subtitles | إذا لم أعطيهم ما يريدون فسوف يقتلونني |
| vermezsem Donny beni affetmez. | Open Subtitles | (دوني) لم يسامحني، لو لم أعطيهم لك |
| Mondain yüzünden. Ona para vermezsem, beni yukarı çıkartmaz. | Open Subtitles | إنه ماندان إذا لم أعطه نقوداً، فلن يسمح لي بالصعود |
| Bu orospu çocuğu buraya geldi yüzüme şok tabancasını dayadı ve kalan yiyecek ve suyu ona vermezsem beni öldüreceğini söyledi. | Open Subtitles | هذا الوغد، اقتحم هنا وصوّب قبالة وجهى صاعقاً، وقال أنه سيقتلنى ما لم أعطه بقية الطعام والماء |
| Bu herifler... eğer onlara bir şey vermezsem beni öldürürler. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال, سيقتلوننى اذا لم أعطهم شيئاً -أرجوكِ. |
| Eğer onlara istedikleri bilgiyi vermezsem... onbinlerce Amerikalı, kendi topraklarımızda yaşamını yitirecek... belki de yüzbinlerce. | Open Subtitles | ,لو لم أعطهم المعلومات التي يريدونها ...سيموت عشرات الالاف من الأمريكيين على أرضنا ربما مئات الالاف، وساكون أنا المسئول |
| Anahtarcı'yı size vermezsem, beni öldürebilir. | Open Subtitles | لو لم أكن أنوي أخذكم لصانع المفاتيح فباستطاعتها قتلي |
| Flash'a istediği şeyi vermezsem öleceğini bilmek çok sinir bozucu, değil mi? | Open Subtitles | لا أظن ذلك محبط أليس كذلك؟ علمك أنك ستموتين ما لم أمنح (الـبرق) ما يريده |
| Eğer bunu vermezsem, onun izi kaybolur. | Open Subtitles | إذا لم اقم بتسليم هذا سوف نفقد اثره |
| Monroe'nun cesedini vermezsem ikimizin de peşine düşecekler. | Open Subtitles | وإذا لم أسلمهم جثة (مونرو)، فسوف يستهدفوننا معاً. |
| 15.000 dolar vermezsem kaseti Greg'e izleteceğini söyledi | Open Subtitles | قالت أنني إذا لم أعطها 15000 دولار ستعرض الشريط على جريج |
| Geçen gece gelip eşyalarını vermezsem polise gideceğini söyledi. | Open Subtitles | ولكن الرجل لديه بطاقتي الشخصيه جاء إلينا الليلة الماضيه ويقول أنه سيذهب للشرطه إذا لم أعيد أغراضه |