| Borç ödenmiştir ve herkes temiz bir vicdanla çıkar gider. | Open Subtitles | هكذا يكون الدين مدفوع وكل منا يمضى بضمير نظيف0 |
| Annemi cennetten temiz bir vicdanla huzur içinde izleyebileceğim. | Open Subtitles | وسأكون قادرا على مشاهدة أمي من السماء بضمير مرتاح وأعيش في سلام مع نفسي |
| Jesse, mevzu hiçbir zaman temiz bir vicdanla emekli olmamla ilgili değildi. | Open Subtitles | لم يكن الأمر يتعلق بتقاعد بضمير مرتاح |
| İntihar, kişisel vicdanla ilgili bir mesele addedilir hatta saygı görür. | Open Subtitles | الانتحار مقدّر، بل وحتّى محترم كمسألة ضمير شخصيّة |
| Önemli olan sızlayan vicdanla yaşayabilmektir Avcı bey. | Open Subtitles | ما يهم هو لتكون قادرة على العيش مع ضمير. |
| ...ve bu komitenin başkanı olarak nasıl bir vicdanla daha fazla mesai yapmalarına izin veririm. | Open Subtitles | وكيف لي بكل ضمير حيّ ، كرئيس ..لهذه اللجنة الفرعية ...أن أسمح بتمرير أموال إضافية مجددا |
| Yarın Tanrı'nın huzurunda temiz bir vicdanla konuşursun. | Open Subtitles | غدًا ستتحدّث إلى الرب بضمير نقي |
| Dilerim hayatı özveri ve temiz bir vicdanla sizin gibi yaşarım. | Open Subtitles | اتمنى ان اعيش مثلك كى اعيش بضمير صافى |
| "Ben Tanrı'nın huzurunda tertemiz bir vicdanla yaşadım." | Open Subtitles | "لقد عشت بضمير صالح أمام الرب" |
| Temiz bir vicdanla yaşamak istiyorum. | Open Subtitles | أنا أريد... أن أعيش بضمير صالح |
| Artık, Jackson'un yanına temiz bir vicdanla taşınabilirim. | Open Subtitles | الآن يمكن أن أنتقل للعيش مع (جاكسون) بضمير صافي |
| Siz en azından, temiz bir vicdanla öleceksiniz. | Open Subtitles | على الأقل ستموتين بضمير مرتاح |
| - Temiz bir vicdanla ölmek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أموت بضمير مرتاح |
| Hangi vicdanla? | Open Subtitles | بأي ضمير سيفعل هذا؟ |