"vurmaktan" - Translation from Turkish to Arabic

    • ضرب
        
    • من أن تصيبك
        
    • اطلاق النار على
        
    Hey! Ağabeylerimle büyüdüm, ama bir kıza vurmaktan çekinmem. Open Subtitles كبرت مع الإخوة ولكن ليس لدي مشكلة فى ضرب البنات
    Hey! Ağabeylerimle büyüdüm, ama bir kıza vurmaktan çekinmem. Open Subtitles كبرت مع الإخوة ولكن ليس لدي مشكلة فى ضرب البنات
    Sinirlendiğinde eşyalara vurmaktan vazgeçeceğini söylemiştin? Open Subtitles لقد قلت أنك ستتوقف عن ضرب الأشياء عندما تكون غاضباً
    Chubby Chocolate Treats'in sahibine bijon anahtarıyla vurmaktan tutuklanmışsın. Open Subtitles يقال أنه تم القبض عليك بتهمة ضرب مالك شاحنة كوبي شوكولا تريتس بواسطة إطار معدني
    Seni vurmaktan korkuyor bence. Open Subtitles أنا أقول إنها خائفة من أن تصيبك
    Kötü insanları vurmaktan hoşlandığını biliyorum. Open Subtitles أعرف انك تحب اطلاق النار على الاشخاص السيئين.
    Tamam, sürtüklere vurmaktan çekinmediğimi fark etmiş olmalısın. Open Subtitles حسنٌ ، تدركين أني لست خائفة من ضرب ساقطة
    Los Angeles'tan yeni geldim ve kolum yanımdakine vurmaktan çok yoruldu. Open Subtitles لقد وصلتُ للتو من لوس أنجلوس وذراعي متعَبة من ضرب الشخص المجاور لي
    Kendine vurmaktan vazgeç. Kendine vurmaktan vazgeç. Open Subtitles توقف عن ضرب نفسكْ، توقف عن ضرب نفسك، توقف عن ضربِ نفسكْ
    Kafanı duvara vurmaktan vaz geçmelisin. Open Subtitles عليكِ أن تتوقّفي عن ضرب رأسكِ في الحائط.
    İnsanların ilgisini çekecek sevimli şeyler seçmek yerine daha basit bir şey seçtik. Keşfettiğim şey ise empati yapabilen insanların robot böceklere vurmaktan çekindikleri oldu. TED ولذا بدلًا من أحد الأشكال اللطيفة التي قد يتعاطف الناس معها، اخترنا شيئ أكثر بساطة، ووجدنا أن الأشخاص الذين لديهم قدر أكبر من التعاطف ترددوا أكثر في ضرب تلك الألات السداسية الأرجل.
    Başlatabilirdi. Fakat o bir şeylere vurmaktan hoşlanmazdı. Open Subtitles يستطيع ، لكن المسيح لا يحب ضرب أيّ شيء
    Yalnız, ben parmağıma çekiç vurmaktan ziyade, siyah gözlü bir kötü olup, çekici arkadaşlarımın kafalarına vurarak kafataslarmı Hindistan cevizi gibi kırmaktan korkuyorum. Open Subtitles باستثناء أنا أقل قلقاً عن ضرب اصبعي وأكثر قلقاً حول تغيير لون عيني إلي السواد من الشر وأسحر تلك المطرقة إلي كسر جمجمات أصدقائي وفتحها مثل جوز الهند
    Yüzümü duvara vurmaktan sıkıldıktan sonra, Open Subtitles ولكنعندماانتهى.. ضرب وجهي في الحائط
    Sadece... - Kendine vurmaktan vaz geç. Open Subtitles حسناً، باستثناء أوه، توقف عن ضرب نفسك
    Kendine vurmaktan vaz geç. Kendine vurmaktan vaz geç. Open Subtitles توقف عن ضرب نفسك توقف عن ضرب نفسك
    - Yaşlı bir moruğa vurmaktan kaçınmam. Open Subtitles -لا أخشى ضرب رجلاً عجوزاً . -ارتد بذلتك .
    Beyaz Sarayı vurmaktan bahsediyorlar. Open Subtitles يتحدثون عن ضرب البيت الأبيض
    Onu yıktığı sürece, bel altı vurmaktan rahatsız olmam. Open Subtitles لا أمانع ضرب (قيبنز) طالما ستخرجه
    Seni vurmaktan korkuyor bence. Open Subtitles أنا أقول إنها خائفة من أن تصيبك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more