| Weigert Şirketi eyalet hapishane sisteminin sağlık giderlerini, masrafları düşürerek karşılayacağına dair anlaşma yaptı. | Open Subtitles | لقَد تمَ التعاقُد معَ شركة وايغيرت لتأمين الرعاية الصِحية لنِظام السجون في الولاية بهدفِ التقليلِ منَ النَفقات |
| Weigert ile Valinin arasındaki anlaşmaya göre... tamamen özerkim. | Open Subtitles | بحَسبِ الاتفاق التي عقدتهُ وايغيرت معَ الحاكِم لدي حُكم مُطلَق |
| Weigert'la işlerin nasıl gittiğini sormak istiyormuş. | Open Subtitles | يُريدُ أن يَسأَلني عَن رَأيي حولَ سَيرِ الأُمور معَ شركَة وايغيرت |
| Alan Weigert? O saçmalığı okumamanı söylemiştim! | Open Subtitles | -الن واغنر , لا تقرأ هذا الهراء انه مخادع |
| Bak, bilemiyorum Mel. Şu Alan Weigert'ın kitaplarını okuyordum ve ona göre uzun banyolar yapıp... | Open Subtitles | -ذكر في كتاب الن واغنر انه لا يجب ان ... |
| Bir müşterinin adına, küçük bir kasada 50 bin euro var, Bay Weigert adına. | Open Subtitles | يوجد هنالك 50 ألف يورو في خزنة صغيرة للعميل سيد (وايقرت) |
| Sen işinde kalacaksın, Alvarez tekrar ilaçlarına kavuşacak... ve Weigert kesenin ağzını biraz daha açacak. | Open Subtitles | تَحتَفظينَ بعملَكِ و يعود ألفاريز لتَلقي الحبوب و تُوافقُ شركة وايغيرت على الإنفاقِ بشكلٍ أَفضَل |
| Vali Devlin, olanlardan dolayı Weigert Şirketini sorumlu tutabileceğini söyledi. | Open Subtitles | قالَ الحاكِم ديفلين أنهُ سَيُحمّلُ شركَة وايغيرت تَبعَةَ أعمالِها |
| Weigert'e sabit bir ücret vererek... devlet masraflarını azaltıyor, mahkûmların ihtiyaçları önemli değil. | Open Subtitles | لكن بدَفعِ مَبلغٍ ثابت لشركة وايغيرت مَهما كانَت الرِعاية التي يتطلبُها السُجناء، فالولاية تُخفضُ نفقاتِها |
| Weigert'ın kaliteli hizmet vermek için isteği yok. | Open Subtitles | ليسَ لدى وايغيرت حافِز لتأمين رِعاية ذات جودَة |
| Weigert eyaletimizde bulunan 36,000 mahkûma... en iyi sağlık bakımını vermek üzere kurulmuştur. | Open Subtitles | كَرَّسَت وايغيرت نفسها لتقديم أفضَل رِعايَة مُمكنَة للـ 36 ألف سَجين الذينَ يُمضونَ محكومياتهِم في ولايتنا |
| Weigert'in sağlık yürütme işlerine karışamayacağım şekilde hazırlandı. | Open Subtitles | بأنَ وايغيرت ستُديرُ الجانِب الطِبي بدون أي تدخُّل من جانبي |
| Weigert, Medmore'un yan şirketi... ve sahipleri Berlin'de bulunan bir ticaret grubu... ve Almancam çok iyi değil. | Open Subtitles | لكن، تَرين، وايغيرت هي شركة فَرعية من شركة ويدمور المَملوكَة من تكتُلٍ كبير في بَرلين و لُغتي الألمانية ليسَت جيدَة |
| Weigert'ın sahibi olan şirketten. | Open Subtitles | التي هيَ الشركَة الأُم لشركة وايغيرت |
| Alan Weigert aldım, tamam mı? | Open Subtitles | للكاتب الن واغنر |
| Bak, bu Alan Weigert kitaplarını okumak istemezsin. | Open Subtitles | -ان تقرأ احد كتب الن واغنر |
| Bay Weigert parayı sabah saat yedide alacak. | Open Subtitles | سيد ( وايقرت ) سيأتي لأخذ النقود في الساعة السابعة |