"woodbury" - Translation from Turkish to Arabic

    • وودبيري
        
    • دبري
        
    • وود بيري
        
    Şimdi, birçoğunuzun bildiği üzere komşu kasabamız Woodbury'de büyük bir Hollywood filmi çekiliyor. Open Subtitles كما يعرف الكثير منكم، يتم تصوير فيلم هوليودي كبير في بلدة "وودبيري" المجاورة.
    Film burada, Stars Hollow'da çekilsin diye lobi yaptım ama Woodbury kazandı. Open Subtitles وقد ضغطت لتصوير الفيلم هنا في "ستارز هولو"، لكن "وودبيري" فازت به.
    Bu aptal filmin ünlü oyuncularının Woodbury'de kaldıklarını biliyor musun? Open Subtitles أتعرفين أن الممثلين الكبار في هذا الفيلم يقيمون في "وودبيري
    Belki, Woodbury pazarından olsa bile gerçekten senin olan bir elbise giyersin? Open Subtitles ربما تلبسين فستانًا تملكينه حقًا "حتى لو كان من محل "وودبيري
    Belki gerçekten senin olan bir elbise giyersin, Woodbury meydanından gelsen bile? Open Subtitles ربما تلبسين فستانًا تملكينه حقًا "حتى لو كان من محل "وودبيري
    Birkaç birimle beraber 435 Woodbury Yolu'na gelmeni istiyorum. Open Subtitles أريدك أنت وعدة وحدات التوجه "إلى "وودبيري درايف 435
    Woodbury'de yaptıklarımız yüzünden ölmemizi istiyor. Open Subtitles يريدنا أموات لما فعلناه في وودبيري
    Bence olayı Woodbury polisinin yetenekli ellerine bırakmak en iyisi. Open Subtitles حسناً،أعتقد أنه من الأفضل أن نترك ذلك في أيدي شرطة(وودبيري)
    Onu Woodbury'den Hank'e sor. Open Subtitles اطرح هذا السؤال على "هانك" في "وودبيري".
    Çünkü bütün ünlü yıldızlar Woodbury'de kalıyor ama kuşlarım ünsüz aktörlerin Dragonfly'da kaldığını kulağıma fısıldadı. Open Subtitles لأن نجوم الفيلم الكبار يقيمون في "وودبيري"، لكن أبلغتني مصادري أن بعض ممثلي الدرجة الثانية يقيمون في نزل "دراغونفلاي".
    Yine aynı kuşların fısıltılarına göre ünlü aktörler Woodbury'de resmen para saçıyormuş. Open Subtitles تقول لي نفس المصادر إن الفنانين الكبار ينفقون ببذخ في "وودبيري".
    Bay Woodbury'nin oğlu evleniyor. Gidip gidemeyeceğini soruyor. Open Subtitles ابن السيّد (وودبيري) سيتزوج في نهاية هذا الأسبوع ويظل يسألني إن كان سيمكنه الذهاب
    Tatlım, Bay Woodbury'nin hala oksijene ihtiyacı var. Open Subtitles عزيزتي، مازال السيد (وودبيري) ينقصه الكثير من الأكسجين
    Carla Bay Woodbury'ye kötü haberi verecek. Open Subtitles على (كارلا) أن تخبر السيّد (وودبيري) بالأخبار السيئة
    - Haydi ama. Bay Woodbury taburcu edilebilecek kadar iyi. Open Subtitles السيد (وودبيري) تحسن بما يكفي لأن نسمح له بالخروج
    Bay Woodbury'yi göndereceğini söylemesiye alakalı sanmıştım. Open Subtitles ليقول لي إنه سيسمح للسيّد (وودبيري) بالخروج
    Bay Woodbury'nin gitmesi konusunda fikrini değiştirebilirsin. Open Subtitles يمكنك تغيير رأيك بشأن السماح للسيّد (وودبيري) بالخروج
    Bence Bay Woodbury'yi burada tutmamız için bir sebep yok. Open Subtitles لا أرى داعياً لإبقاء السيّد (وودبيري) أكثر من ذلك
    Woodbury'de sadece bir sinema var, ve bütün oynattıkları aile filmleri. Open Subtitles كان هناك دار عرض واحدة بـ(وودبيري) و لم تعرض سوى الأفلام العائلية
    Neden Woodbury'ye gitmek istiyorsun? Open Subtitles نعم. إذن لماذا لاتريدي الذهاب إلى "دبري
    Woodbury çocuk askerlerle dolu silahlı bir kamp. Ne uğruna ölmeye gidiyorlar? Open Subtitles (وود بيري) أصبحت مُعسكر مُسلح بجنود صغار تتقاتلون في حرب من أجل ماذا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more