"yöneten" - Translation from Turkish to Arabic

    • يدير
        
    • تحكم
        
    • تدير
        
    • يديرون
        
    • قاد
        
    • يُدير
        
    • يحكمون
        
    • المسئول
        
    • أدار
        
    • يتحكم
        
    • حاكم
        
    • يسيطر
        
    • يديرها
        
    • اللواتي يقمن
        
    • يديره
        
    Şu telefonu al, Bay Bu Binayı yöneten Adam'ı ara. Open Subtitles .. إلتقطى هذا الهاتف .. وأتصلي بمن يدير هذا المبنى
    Bu siteyi yöneten sapığın bana borcu olması iyi oldu. Open Subtitles من الجيد أن المنحرف الذي يدير هذا الموقع مدين لي
    Bulmacanın son parçası pilleri yöneten kodun nasıl çalıştığını anlamak. TED آخر قطعة بالأحجية هي فهم طريقة تحكم تلك البرمجة ببطاريتكم.
    Esans yağ işinde olan, şaraphaneleri olan, hatta ülkenin en büyük reklam ajansını yöneten kadınlarla tanıştım. TED فقد قابلت نساء تدير اعمال متعلقة بالزيوت الصحية ومعامل النبيذ وحتى اكبر وكالات الاعلانات في البلد
    Bu ülkeyi yöneten şerefsizlerden nefret ediyor olabiliriz ama yine de burası bizim memleketimiz. Open Subtitles قد نكره أبناء الزواني الذين يديرون هذا البلد ولكنه يظل وطننا
    Doughty-Wylie, saldırıyı yöneten kişi şimdiden Victoria Nişanı almış biri. Open Subtitles داوتى وايلى الذى قاد الهجوم تم تكريمة بالفعل بصليب فكتوريا
    Yine de şu anda, Emerald City'i geçici olarak yöneten adamınız Open Subtitles على الرَغمِ مِن ذلِك، نَعتَقِد أنَ الرجُل الذي يُدير مدينَة الزُمُرُد مُؤقتاً
    Deri koltuklarında oturup dünyayı yöneten beyaz yaşlı adamlar, olabilir. Open Subtitles العجائز الكِبار , ربما يجلسون على مقاعد جلدية يحكمون العالم
    Scientoloji'nin gördüğü yerde psikiatriyi yok etme çabasındaki takımını yöneten Brian adında birisiyle tanıştım. TED وهو رجل يدعى برايان والذي يدير فريق عمليات خاصة من السينتولوجيين المصممين على محاربة الطب النفسي أيا كان مكانه.
    Ve üçüncüsü ise bütün ağı yöneten işletim sistemi. TED و الثالثة هو نظام تشغيل الذي يدير الشبكة كلها.
    En son parça ise tüm ağı yöneten işletim sistemi. TED الجزء الأخير هو نظام التشغيل الذي يدير كل الشبكة.
    Müşteri ilişkilerini yöneten bir satış müdürü ve şirketin iç işlerini yöneten bir operasyon müdürü var. TED هناك مدير المبيعات، والذي يدير كل تفاعلات الزبائن. وهناك مدير العمليات، والذي يدير جميع الأنشطة الداخلية.
    Sebeb ise şuydu; nesneler çok küçük olduğunda fiziğin sıradan nesneleri yöneten bir dalı tarafından yönetiliyorlar, bizim etkileşime olduklarımız gibi. TED والسبب هو عندما تصبح المواد صغيرة جداً، فهي تخضع لفيزياء مختلفة عن التي تحكم المواد العادية، مثل تلك التي نتعامل معها.
    Bu adayı yöneten Yüce Tanrıçaya ve bana; onun yeryüzündeki temsilcisi olarak. Open Subtitles لآله الإلهات، التي تحكم هذه الجزيرة وتوجتني لأكون ممثلتها في جميع الظروف
    Belki de diğer ülkelerdeki kumar piyasasını yöneten suç imparatorluğunun, Başında bulunan kişi olduğunu doğrulayabilecek bir tanık bulabilmeyi başarmıştır. Open Subtitles سيطرة مايكل كورليونى على امبراطورية اجرامية تدير لعبة القمار فى هذة البلاد و ربما بلاد أخرى أيضاً
    Bu kalbinizi yöneten kafanızdır, ve kalbinizin hangi hızla atmasını yöneten beyninizdir. Open Subtitles في هذه الحالة ،إنها عقولكم هي التي تدير قلوبكم كما أنها هي التي تقرر معدل نبضاته التي يجب أن ينبضها.
    "Burayı yöneten leş kargalarını sıraya dizip... Open Subtitles حلمت أني أصّف هؤلاء الأوغاد الذين يديرون هذا المكان
    Bu ülkeyi yöneten insanlar şu anda uysal bir ruh halinde değiller. Open Subtitles القوم الذين يديرون هذه البلد الان ليسوا مزاج يسمح بالاستيعاب الان
    Doughty-Wylie, saldırıyı yöneten kişi şimdiden Victoria Nişanı almış biri. Open Subtitles داوتي، ويلي، الذي قاد الهجوم. كنت أمرت بالفعل للصليب فيكتوريا.
    Burayı hapisaneymiş gibi yöneten bir adam. Open Subtitles الرجل الذي كان يُدير هذا المكان كأنه سجن
    Buraya gelip casinolara ve ülkeyi yöneten gangsterlerin cebine para bırakıyorsunuz. Open Subtitles وتصبون مالكم في الكازينوهات وفي جيوب أفراد العصابات الذين يحكمون هذه البلاد
    Onların savaş oyunlarını yöneten Jaffa uzun zaman önce onları terketmiş. Open Subtitles الجافا المسئول عن لعبة الحرب تخلى عنهم منذ فترة.
    CIA, bu ülke sınırları içinde bir sürü terörist hücresini yöneten bir adamın herhangi bir şeyi yönetmesine nasıl izin verir? Open Subtitles كيف تركت وكالة المخابرات المركزية ذلك الرجل، الذي أدار ما يبلغ خلية إرهابية ضمن حدود هذه البلاد، أيّ شئ مرة؟
    Kötü devleti yöneten ise Halk değil, Zorba Hükümdar. TED والذي يتحكم في الحكومة الفاسدة ليس عامة الشعب بل الطاغية.
    Kaos toplumu yöneten olgu haline geldi bu lanet yeni yıl öncesi parti insanların aklında ki son şey oldu. Open Subtitles الفوضى ستكون حاكم تلك الحضارة لذلك لا اعتقد ان احدآ سيحضر الى تلك الحفلة اللعينة اي شخص عاقل
    Umarım bir gün dünyayı yöneten başkanları da görürürüz. Fakat, asıl mesele şu: Güneyde neler döndüğüne dair kimse çıkıp bir çift söz söylemiyor. TED الآن، آمل أن يسيطر رؤساء البلديات على العالم يومًا، لكن، تعرفون، أنه في الواقع، لا نسمع أي حديث حول، عما يحدث حقًا في الجنوب.
    Bu şirketle ve onu yöneten kişiyle ilgili inanılmaz şeyler duydum da. Open Subtitles لقد سمعتُ الكثير من الأمور المدهشة عن هذه الشركة والرجل الذي يديرها
    yöneten rahibeler ellerinden geleni yapsa da tıbbî gönüllülere bel bağlamaları gerekiyor. Open Subtitles الراهبات اللواتي يقمن عليه يفعلن ما بوسعهن. لكنهم يجب أن يعتمدوا على متطوعين طبيين
    Grubu yöneten adam işinde harikadır. Open Subtitles عنوان إجتماع جيد و الشخص الذي يديره رائع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more