Şimdi neden kareyi kesmek için bu yöntemi seçtiğimizi anlayabilirsiniz. | TED | يمكنكم الآن أن تروا سبب اختيارنا لهذه الطريقة لتقسيم مربع. |
Öncekiyle aynı yöntemi kullanıyorsa o zaman bu trene binecek. | Open Subtitles | إذا استخدم نفس الطريقة السابقة فإنّه سيكون على هذا القطار. |
Herkesin bu problemleri ele alma yöntemi farklı. | TED | وكل شخص لديه طريقته لمعالجة هذه المشاكل |
Sabit bir objeyi havada tutmanın işe yarar bir yöntemi yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك أي وسيلة جيدة لحلق في الهواء وجوه ثابتة. |
Yani, bu belli bir topluluktaki grip salgınını bir buçuk ay gibi bir zaman öncesinden belirlemenin bir yöntemi olabilir. | TED | لذلك هذا قد يكون أسلوب حيث يمكن أن نحصل على أكثر من شهر و نصف من التحذير حول وباء الإنفلونزا في سكان معينين |
Tarzı, film çekme yöntemi son derece sıra dışı. | Open Subtitles | أسلوبه. الطريقة التي يصور بها غير أعتيادية |
Aynı zamanda birden fazla yöntemi olan başka kontroseptiflerde vardır. | TED | هنالك وسائل منع حمل أخرى تستخدم طرق متعددة في نفس الوقت. |
Ayrıca bulaşıcı yani öldürmek için bu yöntemi seçmesi kendi için çok tehlikeli. | Open Subtitles | و هو ايضا معدى مما يشكل خطر كبير عليه لأختياره هذه الطريقة للقتل |
Plastik üretmenin en yaygın yöntemi petrol veya petrokimyasallar kullanmaktır. | TED | الطريقة التقليدية لصنع البلاستيك هي بإستخدام النفط أو البتروكيماويات |
Umuyorduk ki bir çeşit şeytani, örümceksi yürüyüş yöntemi olacak ama görüyoruz ki, ilerlemek için çok aksak bir yol geliştirdi. | TED | كنا نأمل أنها ستحصل على مشية عنكبوتيه شريرة ولكن عوضا عن ذلك، أنشئت هذه الطريقة العرجاء للحركة |
Öte yandan toprağın verdiğini almak gibi bir yöntemi vardır. | Open Subtitles | الغبار لديه طريقته في حك المسام الخاصة بك |
Erik'in onları bulmak için, beni normalde işe yaradığına ikna ettiği daha az teknolojik bir yöntemi var. | Open Subtitles | إريـك لديه طريقته الخاصه والبسيطه .. فى إيجادهم وهذا ما طمأننى بأعماله العاديه |
İdeal olmayabilir ama eğer işi yürütme yöntemi buysa, buna alışmalısın. | Open Subtitles | قد لا يكون مثالياً، لكن لو كانت هذه طريقته في إدارة الأمور فعليكِ التلاؤم معها |
Bu ayrıca herhangi bir acil tıbbi vakaya en hızlı müdahale yöntemi. | TED | وهي أسرع وسيلة للوصول إلى أي من حالات الطوارئ الطبية. |
Ardından başka bir özel projeden bahsetti, Dünya Bankası projesinin başarısız olduğu aynı Nijer Cumhuriyetinde daha önce başarılı olan geleneksel bir sulama yöntemi. | TED | وذكر بعد ذلك مشروعًا معينًا، وسيلة ري تقليدية معينة نجحت بشكل كبير في جمهورية النيجر نفسها حيث فشل مشروع البنك الدولي. |
Bir kadının yöntemi bizim algımızın ötesindedir. | Open Subtitles | حقاً ، إن أسلوب المرأة أبعد ما يكون عن فهمنا |
Eğer yöntemi havayla bağlantılıysa yeni bir çocuğu kaçırması an meselesi. | Open Subtitles | إن كان أسلوبه الإجرامي متصلا بالطقس فسيقوم بمحاولة إختطاف صبي آخر قريبا |
Eğer Tanrı'nın sözlerini yayıyorsak, bunu yapmak için her türlü yöntemi kullanmalıyız. | Open Subtitles | , إذا كنا نجلب عالم الإله يجب أن نستخدم وسائل لفعل ذلك .. |
Onun görünen duyarsızlığı ve duygusal zalimliği, yalnızca insanların hislerini anlamak veya empati kurmak konusundaki beceriksizliği ile baş etme yöntemi. | Open Subtitles | أتعلم أن عدم شعورها بالحساسية و قسوتها العاطفية هي مجرد طريقتها للتعامل مع عدم قدرتها لفهم |
Olaylara çok, çok gerçekçi bir bakış yöntemi. Çok mantıklı. | Open Subtitles | يا لها من طريقة واقعية للنظر إلى الأمور وراشدة أيضاً |
Önceliği tartışmıyorum. yöntemi ve çıkarları tartışıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أجادل الأولوية، ولكن الأسلوب والفاعلية. |
Bu yöntemi, uygulamaya da döktük. | TED | هناك أيضا استخدام عملي لهذا الإجراء بصفة خاصة. |
Kaçmaya çalışırız, bizi kovalamak zorunda kalacaklar. Bu onların yöntemi. | Open Subtitles | نحاول أن نهرب, هم مضطرين لأن يطاردونا هذه طريقتهم |
yöntemi sana kalmış. Sadece işini bitirmeden önce şunu söyle; | Open Subtitles | أختر الوسيلة التي تريديها أنبس بكلمة واحدة قبل قيامك بهذا |
Kent Dövüş öldürmesi. İşkence yöntemi. Bilgisayarlara Giriş Yetkisi. | Open Subtitles | قتال مدينى، أساليب التّعذيب، صلاحيّة لتخطّى أجهزة الأمان فى الكمبيوترات |
Bakır haç. Seksenlerde piyasadan çekilen bir doğum kontrol yöntemi. | Open Subtitles | الصليب النحاسي، من أشكال منع الحمل بالأسواق في الثمانينات |
Benim neslimin insanlarla tanışma yöntemi bu. | Open Subtitles | هذه هي الطريقه التى يتقابل بها جيلى مع بعضه البعض |