| Yüce Divan eskiden olduğu yerden çok aşağılarda. | TED | المحكمة العليا سقطت عما كانت عليه قديما |
| İsrail'deki Yüce Divan yerleşme istemini geri çevirmiş. | Open Subtitles | المحكمة العليا الاسرائيلية رفضت طلبة ليعيش هناك كيهودى عائد |
| İsraildeki Yüce Divan yerleşme istemini geri çevirmiş. | Open Subtitles | المحكمة العليا الاسرائيلية رفضت طلبة ليعيش هناك كيهودى عائد |
| Beyefendiler arasında yapılmış ufak bir anlaşma diyelim. Yüce Divan'la yaptığın da bu muydu? | Open Subtitles | أهذا ما تطلقه علي إتفاق مرتب مع المجلس الأعلي ؟ |
| Eğer Yüce Divan onaylı bir saldırıysa... | Open Subtitles | ربما تم إقرار الأمر من قِبل المجلس الأعلي |
| İsrail'deki Yüce Divan yerleşme istemini geri çevirmiş. | Open Subtitles | المحكمة العليا الإسرائيلية رفضت طلبه ليعيش هناك كيهودي عائد |
| Dışişleri Bakanlığı, Yüce Divan, kim bilir? | Open Subtitles | وزارة الخارجية,المحكمة العليا, و من يدري؟ |
| Dışişleri Bakanlığı, Yüce Divan, kim bilir? | Open Subtitles | وزارة الخارجية,المحكمة العليا, و من يدري؟ |
| Yüce Divan'la beraber çalışacak taç giyme merasimimden evvel davayı çözeceksiniz. | Open Subtitles | ستعمل مع المحكمة العليا لحل القضية قبل تتويجي. |
| Yüce Divan'ın Umrumda Değil başlıklı son kararına göre kanun dışı değil. | Open Subtitles | ليس وفقاً لدعوى المحكمة العليا الحاليّة المقامة ضدّي |
| Yüce Divan, Sayentolojistler* tarafından ele geçirilmiş. | Open Subtitles | وأن المحكمة العليا مخترقة من قبل السيونتولوجيين السيونتولوجيين: المقصود بهم رجال الكنيسة |
| Yüce Divan insan genlerinin patentlerini alan şirketlerin davasını görüşüyor. | Open Subtitles | تقوم المحكمة العليا بالأستماع إلى قضية برائة أختراع تتعلق بالشركات التي تقوم بأجازة الجينات البشرية |
| Yüce Divan'ın gen patentiyle ilgili bir davayı görüştüğünü biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أن المحكمة العليا قامت بسماع قضية بشأن برائة أختراع الجينات |
| Bu adam bir gün Yüce Divan'ın önünde de savunma yapar demiştim. | Open Subtitles | فكرت أنه لربما كنت ستنضم.. الى هيئة المحكمة العليا يوماً ما. |
| Hayır, çıkmazda kalma. Yüce Divan'a bağlı kal. | Open Subtitles | لا، لا تورطي نفسكِ في هذا أضيفي محور المحكمة العليا |
| Yüce Divan'a kendin gidebilirsin. Anlaşman var. | Open Subtitles | بإمكانكِ الذهاب إلي المجلس الأعلي فلديكِ معاهدات معهم |
| Yüce Divan'ın da olayın içinde olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | هل تعتقد بأن المجلس الأعلي متورط بالأمر ؟ |
| Böylelikle sen de onun peşinden gidip onu öldürecektin ve Yüce Divan da senin üstüne çullanacaktı. | Open Subtitles | لكي تقومِ بتعقبه ثم تقتلينه ثم يبدأ المجلس الأعلي بالنيل منكِ |
| Hatta daha da iyisi, bunu Yüce Divan'a yaptırtacak. | Open Subtitles | والأفضل أن يتم الأمر من قِبل المجلس الأعلي |
| Bugün bize bir şey olursa Yüce Divan da tüm ayrıntıları biliyor olacak. | Open Subtitles | إذا حدث لنا أي شيء اليوم .. المجلس الأعلي لديه كافة التفاصيل |
| Şu an kimse değil ancak yaklaşık on dakika içinde başkanın ilk Yüce Divan adayı olacak. | Open Subtitles | الآن، إنه مجرد نكرة ولكن بعد 10 دقائق سيكون مرشح الرئيس الأول للمحكمة العليا |
| Yüce Divan, Bay Dennison savunma anlaşmasını daha önce imzalamıştı. | Open Subtitles | سياده القاضي السيد دينيسون بارادته الحره علي هذا الالتماس |