...ama bu yükün senin durumundaki biri tarafından taşınıp taşınmaması konusunda emin değilim. | Open Subtitles | و لكننى لست متأكدا من هذا العبء ينبغي أن يتحمله شخص في حالتك |
Yine de bazen bu yükün ağırlığı yanılmamıza neden olarak, ...aklımızın kolay incinen kalesine erişir, ...ve canavarları serbest bırakır. | Open Subtitles | هذه المعركة ليست ممتازة، لكن الدعوة. رغم ذلك أحيانا الوزن هذا العبء يجعلنا لتعثّر، وصول القلعة الهشّة رأينا، |
O yükün birazını boşaltmak size iyi gelecektir. | Open Subtitles | يبدو أنه سينفعك أن تنزل هذا العبء عن كاهلك |
Aslına bakarsak bu yükün en az yarısı - ölü yük dediğimiz kısım - kablonun kendisi. | TED | وفي الحقيقة، أكثر من 50 بالمئة من هذه الحمولة - هذه الحمولة الساكنة هي من الكابل نفسه. |
Ödemeyi yükün sahibi yapmalı | Open Subtitles | مالك الحمولة هو من يقوم بالدفع. |
Özür dilerim. Senin yükün değil bu. | Open Subtitles | آسف , هذا ليس عبئك |
Sizin şu düşesiniz, barışın getirdiği gerçek yükün yakında farkına varacak. | Open Subtitles | دوقتكم هذه سوف تكتشف قريبا العبء الحقيقي للسلام |
Bir çocuğun omuzlarında böyle bir yükün olmasını doğru bulmuyorum. | Open Subtitles | لا أظن أن عليها أن تحمل كل هذا العبء على عاتقها |
yükün ağırlığına dayanamamanın sözünü eden kim? | Open Subtitles | من الذي يتكلم عن عدم تحمل العبء |
Rahatlamis gibi hissettiriyor isin gerçegi tasidigin o yükün yok oldugunu bilmek... | Open Subtitles | تشعرين بالراحة لأخبرك الحقيقة ...أن تعلمي العبء اختفى |
Kocanın da eve dönmesiyle maddi yükün azalacaktır. | Open Subtitles | حتماً بعودة زوجك، العبء المادي خف عنك |
Şimdi ise bu yükün büyüklüğünü anlamaya başlıyorum. | Open Subtitles | الآنفقطبدأتأدرك ضخامة ذلك العبء |
Hayır. Bu kez.. ..bu yükün.. | Open Subtitles | كلّا، بل أحسب أن ذاك العبء هذه المرّة |
Omuzlarındaki yükün bir kısmını almama izin vermen lazım. | Open Subtitles | أريدك أن تدعني أحمل بعض العبء عن كاهلك |
Massachusetts, bu yükün payına düşen kısmını karşılamalı. | Open Subtitles | "ماسوشوتس" يجب أن تحمل نصيبها من العبء |
Getirdiği mali yükün yanında, kurbanların bazıları... | Open Subtitles | -وهذا العبء المالي هو حقيقةً ... -بعض الضحايا هم ... |
Artık böyle bir yükün yok. | Open Subtitles | لا تحمل كلتاكما نفس العبء. |
Görünüşe bakılırsa kaçakçılar yükün çoğunu götürmüş. | Open Subtitles | يبدو أن المهربين نقلوا معظم الحمولة |
Vazquez'in dediğine göre gemideki toplam yükün değeri 5 milyon dolarmış. | Open Subtitles | طبقا لإحصائيات (فازكيز) إجمالي قيمة الحمولة تزيد عن 5 ملايين دولار. |
Taşınan yükün yarısını sen alıyorsun. | Open Subtitles | أنك تحصل تقريباً على نصف الحمولة الكلية |
Bana anlatırsan yükün hafifleyecektir. | Open Subtitles | وإذا أخبرتينى سيتم رفع عبئك |