"yükseldiğini" - Translation from Turkish to Arabic

    • ترتفع
        
    • يرتفع
        
    • ارتفع
        
    • ارتفعت
        
    • ارتقوا
        
    • إرتفع
        
    "...onun parmakları krem peynir olmuştu vücut sıcaklığının yükseldiğini anlayabiliyordum." Open Subtitles خلال جبنة الكريمة شعرت بحرارتها ترتفع ما هذا ؟
    - Görünüşte hasta değil. Ama doktor ateşinin yükseldiğini söylüyor. Open Subtitles ليس ظاهرياً, لكن الطبيب يقول إن حرارته ترتفع
    Sadece o da değil, bu ısı aktarımı olduğu için, havanın yükseldiğini görüyoruz hava sıcak olan yere çekiliyor. TED ليس ذلك فقط، لدينا أيضاً انتقال للحرارة، الهواء يرتفع حيث الطقس ساخن، يتم سحب الهواء.
    Yumurta fiyatının yükseldiğini duymuştum, ama bu biraz fazla değil mi? Open Subtitles لقد سمعت أن ثمن البيض قد ارتفع مؤخراً ولكن أليس هذا سعر عالى جداً ؟
    Bugünün USA Today gazetesinde sağlık sisteminin kontrolden çıkmış bir şekilde yükseldiğini gösteren resim ve grafikler gördüm. Yanlış tedavi davaları da buna neden olan bir etmen. TED رأيت صورا ورسوما بيانية في جريدة يو إس إيه توداي تبين أنها ارتفعت خارج نطاق السيطرة ، وهذا عامل واحد.
    Alteralılar'la Ori'ların zamanla yükseldiğini ve Ori'ın, sonraki evrimle yarattıkları insanlara Köken dinini yaydığını biliyoruz. Open Subtitles نعرف أن كلاً من الـ((آتيرا)) والـ((أوراي)) قد ارتقوا.. ونقل الـ((أوراي)) كتاب "الأصول" للجيل التالي من البشر
    Tamamlanan gelirler, yaşam standardının geçen yıla göre % 20 den az olmamak üzere yükseldiğini gösteriyor. Open Subtitles قد إرتفع بنسبه لا تقل عن 20 بالمئه خلال العام الماضي في كل أنحاء أوشياينا خرجت المظاهرات التلقائيه لعمال الحزب
    Bu noktada, dağın akarsu aşındırmasından daha hızlı yükseldiğini görüyoruz ve köpüklü suyla akarsuyun türbülans oluşturduğu yeni bir büyük oluşum görüyoruz. Open Subtitles ترتفع اليابسة هنا أسرع من التي يتسبب النهر بتآكلها، فتتشكل درجات كبيرة تُحدث ماءً أبيض وشلالات.
    Sonuçlarından ilham alan diğerleri de kolesterollerinin düştüğünü ve enerjilerinin yükseldiğini gördüler. Open Subtitles ألهمت نتائجه الآخرين، و الذين رأوا مستوى الكوليسترول عندهم ينخفض و مستويات الطاقة لديهم ترتفع.
    Vücudunda, göğüsünden yukarı doğru yükseldiğini hisset. Open Subtitles أحس بها ترتفع في جسمك حتى نهاية صدرك، أتشعر بها؟
    Hruşevskogo Sokağı'ndan simsiyah dumanların yükseldiğini görünce ve İnstitutska Sokağı'nda lastik yakıldığını anlayınca oraya gittik. Open Subtitles عندما رأينا سُحُب دخان سوداء ترتفع من شارع روشيفسكي و أدركنا ان الإطارات كانت تُحرق في شارع انستَتوسكا ذهبنا إلى هناك
    Her elektrik kesilmesinden... dokuz ay sonra doğum oranının yükseldiğini biliyor muydun? Open Subtitles أتعلم أن بعد تسعة أشهر من كل تعتيم يرتفع معدل المواليد
    Oradayken şatodan dumanların yükseldiğini gördük. Open Subtitles ...بينما كنا هناك، نحن نحن رأينا دخان يرتفع من القلعة
    Şu anda deniz seviyesinin yükseldiğini biliyoruz. Open Subtitles نعلم أن مستوي سطح البحر يرتفع الآن
    Kızın hikayesi gündeme geldiğinde reytinglerin ne kadar yükseldiğini söylemedin mi? Söyledin mi? Open Subtitles لقد قرأت رسالتها للجميع، لذلك ارتفع عدد المستمعين.
    Bu ihtimali ciddiye almamız gerekmesinin sebebi dünyanın jeolojik tarihinden bazı dönemlerde deniz seviyesinin bugün olduğundan daha hızlı yükseldiğini biliyoruz. TED والسبب الذي يلزمنا بأخذ هذا الاحتمال بجدية هو أننا نعلم من التاريخ الجيولوجي للأرض أن هناك فترات في تاريخها ارتفع فيها مستوى البحر بشكل أسرع من اليوم.
    Yerel gıda satan pazar tezgâhlarımız artıyor ve yerel öğrencilerin bizim için yaptıkları bir ankete göre kasabadaki tüm gıda tüccarlarının % 49'u, net kazançlarının bizim fiilen yaptıklarımız sayesinde yükseldiğini söyledi. TED زاد عدد الأكشاك التي تبيع الطعام المحلي، وفي دراسة استقصائية تبين بأن الطلاب المحليين ساعدونا بـ ٤٩ في المئة من مجمل تجارة الطعام في هذه المدينة حيث ارتفع الخط السفلي بسبب ما نفعله.
    Kırmızı ve sarı renkler depremin merkez üssünün doğusundaki tepelerin sahiden de depremden sonra nasıl 5 metre kadar yükseldiğini gösteriyor. Open Subtitles اللونين الأحمر والأصفر يُظهران التلال شرق بؤرة الزلزال قد ارتفعت بالفعل بمقدار 5 أمتار أثناء وقوع الزلزال.
    Onların seviyelerinin yükseldiğini anlaman için elinde karşılaştırma yapmak için bir taban değer olması gerekir. Open Subtitles لا، فكي تعلم أنّ مستوياتها ارتفعت فعليك مقارنتها بخطٍّ قاعديّ
    Tamamlanan gelirler, yaşam standardının geçen yıla göre % 20 den az olmamak üzere yükseldiğini gösteriyor. Open Subtitles والعائدات الكامله تشير إلى ان مستوى المعيشه قد إرتفع بنسبه لا تقل عن 20 بالمئه خلال العام الماضي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more