"yüzündeki o" - Translation from Turkish to Arabic

    • على وجهك
        
    • وجهه عندما
        
    • على وجهكَ
        
    Photoshopla Yüzündeki o aptal ifadeyi silemediğim için kusura bakma. Open Subtitles آسف لم استطع أن امسح التكشيرة على وجهك في لفوتوشوب
    Çünkü bu konuyu her açisimda Yüzündeki o ifade olusuyor. Open Subtitles لأنّ في كلّ مرّة أتحدّث عنه، أرى نظرة على وجهك.
    Çünkü bu konuyu her açışımda Yüzündeki o ifade oluşuyor. Open Subtitles لأنّ في كلّ مرّة أتحدّث عنه، أرى نظرة على وجهك.
    Paçayı kurtardığını duyunca Yüzündeki o kendini beğenmiş ifadeyi gördüm. Open Subtitles بإمكاني أن أتخيّل النظرة المُعتدّة بنفسه على وجهه عندما عرف أنّه خرج من الورطة.
    Sadece Yüzündeki o ifadeyi hayal edebiliyorum. Open Subtitles يمكنني فقط تخيل .النظرة على وجهكَ
    Evet, senin Yüzündeki o gülümsemeyi yoke etme işi. Open Subtitles نعم، ربما لأمحو هذه الإبتسامة من على وجهك
    Ayrıca şunu da biliyorum Ari, bir daha benimle böyle konuşursan... Yüzündeki o pis sırıtışı suratına yapıştırırım. Open Subtitles وإذا تكلمت معي بهذه الطريقة ثانية، سألطم تلك البسمة على وجهك
    Yüzündeki o sevimli oğlan çocuğu gülümsemesini seni öldürürken silip atacağım! Open Subtitles سأقوم بمسح إبتسامة الفتى الساحرة من على وجهك اللعين
    Yüzündeki o sırıtışı yok etmekle başlayabilirsin. Open Subtitles يمكنك أن تبدأ بمسح تلك الأبتسامة من على وجهك
    Ve sana söylemeye Yüzündeki o bakışı görmeye dayanamazdım. Open Subtitles وإخبارك ورؤية تلك التعابير على وجهك لم يكن بإستطاعتي تحمل هذا
    Hiç inkar etmeye kalkışma. Yüzündeki o bakışı görebiliyorum. Open Subtitles لا تحاول حتى انكار هذا يمكنني أن أرى تلك النظرة على وجهك
    Sonra da parayı alıp, arkamı dönüp Yüzündeki o kendini beğenmiş üstün gören ifadeyi sileceğim. Open Subtitles ومن ثم سآخذ ذلك المال، وسأستدير إليكِ وأمحو تلك النظرة المُتفوّقة من على وجهك.
    Ya da Yüzündeki o ifadeyle dur öylece. Open Subtitles أو فقط توقفي هناك بهذه . النظرة التي على وجهك
    Peki, Yüzündeki o iz? O iz sevginin izi değil. Open Subtitles حسناً,هذه الندبة على وجهك هذا ليس بِحُب.
    Yüzündeki o pişmiş kelle ifadeyle bana Steven'i eski erkek arkadaşımı hatırlatıyorsun. Open Subtitles انت تذكرني بـ ستيفن حبيبي السابق بتلك الابتسامة المغرورة على وجهك
    Yüzündeki o keş gülümse olmadığı zamanlar hariç. Open Subtitles ما عدا الإبتسامة الغبية التي تبدو على وجهك طيلة الوقت
    O gece... Yüzündeki o gülümseme... öyle mutluydun ki. Open Subtitles تلك الليلة عندما ارتسمت هذه الابتسامة على وجهك كنت شديدة السعادة
    Liseden bir arkadaşı onu hapise tıkmaya çalışırken, Yüzündeki o bakış. Open Subtitles أعني النظرة التي ستعلوا وجهه عندما يرى زميلته من المدرسة الثانوية تحاول زجه بالسجن
    Giderken Yüzündeki o ifade. Open Subtitles النظرة على وجهه عندما رحل
    Tanrı aşkına Yüzündeki o ifade de ne öyle, Timothy? Open Subtitles ما هذا التعبير الذي على وجهكَ يا (تيموثي)؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more