"yüzüstü" - Translation from Turkish to Arabic

    • أخيب
        
    • أخذل
        
    • أخذلك
        
    • تخيب
        
    • خذلتك
        
    • لن أتخلى
        
    • على وجهها
        
    • تخذلك
        
    • تخذلني
        
    • أخذلهم
        
    • يخذل
        
    • يخيب
        
    • ووجهه
        
    • نخذلك
        
    • لقد خذلته
        
    Ama bütün hayatımı kendimi yüzüstü bıraktığım kadar seni de yüzüstü bırakarak geçiremem. Open Subtitles لكن لا يمكنني أن أقضي حياتي كلها أخيب أمالكِ بقد ما خيبت أملي
    Ve ülkemi yüzüstü kalmasına izin vermemişimdir... Mürettebatımı, yüzüstü bırakmamışımdır. Open Subtitles ولم أخذل بلادي وأفراد طاقمي, وزملائي الجنود
    Hayır, hayır, bebeğim, hayır. Seni yüzüstü bırakmasaydım; bunların hiç biri olmazdı. Open Subtitles لا، عزيزتي ما كان ليحدث كل هذا لو لم أخذلك
    Sanki sen aileni hiç yüzüstü bırakmamışsın gibi. Tamam kızın hakkındaki şeyleri biliyorum. Open Subtitles كما لو أنك لم تخيب أمل عائلتك حسناً ، أنا أعلم بموضوع ابنتك
    Ayrıca çok olumlu olmasa da sanırım sizi yüzüstü bıraktım. Open Subtitles على مُلاحظة أقل إيجابية أعتقد أنني خذلتك بشكل لا يصدق
    Ölüp giderek onları yüzüstü bırakmaya hiç niyetim yok! Open Subtitles يعتمدون على ولا أنوى أن أخيب أمالهم جميعاً بتوريط نفسى بالقتل
    Arkadaşlarım beni gerçekten destekliyorlar ve ben onları yüzüstü bırakmak istemem. Open Subtitles الأمر فقط، أصدقائي يشجعونني ولا أريد أن أخيب أملهم.
    Ve ülkemi yüzüstü kalmasına izin vermemişimdir... Mürettebatımı, yüzüstü bırakmamışımdır. Open Subtitles ولم أخذل بلادي وأفراد طاقمي, وزملائي الجنود
    Beni seven insanları yüzüstü bırakmak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن أخذل الناس الذين يُحبّوني. ليس الليلة. لنذهب.
    Tamam. Sizi ve dünyayı yüzüstü bırakmayacağım, efendim. Open Subtitles حسناً، لن أخذلك أو أخذل العالم أعدك بذلك يا سيّدي.
    Yeni fikirleri olan çalışkan biriyim ben, sizi yüzüstü bırakmam. Open Subtitles إنني موظف مجتهد للغاية، أمتلك بعض الأفكار الجديدة أنا لن أخذلك
    Onu yüzüstü bıraktığını görmek istemem. Open Subtitles أعني، أكره أن أراك تخيب آمالاها أعني، إنها تفكر بك بمكانة رفيعة
    Beni yüzüstü bırakmış olacağını falan düşünüyorsan aslında benim işime gelir. Open Subtitles أن تخيب أملي فإنه من الأسهل لي
    Eğer hâlâ o üniteye sahip olsaydık 6 saat içeride kalıp seni nasıl yüzüstü bıraktığımı düşünürdüm. Open Subtitles اذا ما كان عندنا ذلك الصندوق كنت سأقضى ست ساعات فيه حتى افكر كيف خذلتك
    Diğer değerler için her yeri arayacağım. Jack' i yüzüstü bırakmayacağım. Open Subtitles سأبحث عن بقية الأرقام في كل مكان لن أتخلى عن جاك الآن
    Koltuğun yanındaki büyükannenin fotoğrafı nasıl yüzüstü düşmüş? Open Subtitles كيف تقرأين وضع صورة الجدّه مقلوبة على وجهها بجوار على الأريكة؟
    - İngilizce seni asla yüzüstü bırakmıyor. Open Subtitles -اللغة الإنجليزية لا تخذلك أبداً
    Şimdi, eğer bu penaltıyı kaçırırsan... sadece beni yüzüstü bırakmazsın, takımını yüzüstü bırakırsın. Open Subtitles إذا لم تحرز هدفاً بهذه الضربة فلن تخذلني وحدي فقط بل ستخذل فريقك بكامله أيضاً
    Onları yüzüstü bırakamam. Yapmam gereken çok iş var. Open Subtitles لا أريد أن أخذلهم لدى الكثير من العمل لافعله
    En yakın arkadaşımı yüzüstü bıraktım, ve hiç istemediğim bir hayatı yaşıyorum. Open Subtitles اسي: أنا يخذل أفضل صديق لي، والآن أنا أعيش حياة أنا لم يقصد.
    Hiç yüzüstü bırakma. Hiç yukarıda tutma. Asla unutma. Open Subtitles أياك أن يخيب أملك، أو تستسلم أو تنسى.
    Birkaç blok ötede bir sokakta, kaldırımda yüzüstü yatarken bulmuşlar. Open Subtitles وجدوه بزقاق على بعد شوارع معدودة من هنا, ووجهه على الرصيف.
    Penzer Otomotiv'e, bitiş çizgisine gelin ve sizi yüzüstü bırakmayacağımıza emin olun. Open Subtitles ينتهي بحثك عن السيارات في "بينزرز و نحن نضمن أن لا نخذلك
    John Keats'i yüzüstü bıraktım. John Keats'i yüzüstü bıraktım. John Keats'i yüzüstü bıraktım! Open Subtitles لقد خذلت جون كيتس لقد خذلته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more