| Nihayet 15. günde kurtçukların kahverengi bir sıvı içinde yüzdüğünü görebilirsiniz.. | Open Subtitles | أخيراً في اليوم 15 تلاحظون أن الشرنقات تسبح في السائل البني |
| Bu bize hem seslerin yüzlerce milden daha fazla mesafede algılanabilir olduğunu, hem de balinaların rutin olarak yüzlerce mil yüzdüğünü gösterir. | TED | وهذا يرينا امرين .. الاول ان النداءات يمكن تعقبها من مئات الاميال وان الحيتان عادة تسبح مئات الاميال |
| Gece, okyanus mezardaki piyanomu düşünüyorum ve bazen de kendimin onun üzerinde yüzdüğünü. | Open Subtitles | في الليل أتخيل البيانو الخاص بي يسبح في قبر وأحيانا أجد نفسي تعوم أعلى منه |
| Young-Soon, son bir kaç gecedir havuzda kimin yüzdüğünü bilmiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | يانغسون , ألا تعرفين من كان يسبح في البركة ليلة البارحة |
| Bütün gün aradıktan sonra, banyoya girdim .ve küçük tütün parçalarının tuvalette yüzdüğünü gördüm. | Open Subtitles | بعد تفتيش طوال النهار دخلت إلي الحمام و جدت باقة من القطع الصغيرة للتبغ تعوم في المرحاض |
| Eğer annen dışarda yüzdüğünü bir öğrenirse... | Open Subtitles | لو إكتشفت أمك .. . أنكِ كنتِ تسبحين بالخارج هنا |
| Vincent'e viski küveti içinde yüzdüğünü mü, yoksa şarap denizinde sürüklendiğini mi ...söylememi istersin, bir sorayım? | Open Subtitles | دعيني أسأل، هل يرجّح أن تخبري (فينسنت) أنّك ثملة بشدّة بـ (البوربُن) أم تائهة في ثمالة (شاردوناي)؟ |
| Bir balığı asla yalan söylerken yakalamadım ve asla bir balığın insanlar gibi bokun içinde yüzdüğünü görmedim. | Open Subtitles | أتعلم شيئاً؟ لم أمسك سمكة قط تعيش كذبة لم أرى سمكة أبداً تسبح في القاذورات التي يفعلها الناس |
| Sadece içeri gir ve ona burada dışarıda olduğunu okyanusta yüzdüğünü söyle! | Open Subtitles | وانا ارقص الفالز حقا واخبرها اني خارج من هنا انها تسبح في المحيط |
| Gözyaşlarıyla dolu bir akıntıya karşı yüzdüğünü biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | هل تعرف انك تسبح في تيار سريع من الدموع ، صحيح ؟ |
| Öğretmen gecenin bir vaktinde yüzdüğünü söyledi. | Open Subtitles | معلمك أخبرني أنك كنت تسبح في منتصف الليل ليو. |
| Sergeant her gün yüzdüğünü söyledi. | Open Subtitles | الضابط يقول أنك تسبح كل يوم |
| Babaya nasıl yüzdüğünü göster. | Open Subtitles | ارى والداك كيف تسبح |
| O şeyin karnında yüzdüğünü hissediyor musun? | Open Subtitles | تستطيعين الشعور بذلك الشيء وهو يسبح في بطنك؟ |
| Balıkların yüzdüğünü görebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكن أن ترى ذلك هناك سمك يسبح. |
| Hodgins'in inek gibi yüzdüğünü söyledi. | Open Subtitles | قال بان هوديجنز يسبح مثل حيواب الحبار |
| Gölün üzerindeydik ve ben birşeyin etrafımızda yüzdüğünü gördüm. | Open Subtitles | خرجنا للبحيره ورايت شئ ما يسبح حولنا |
| Peter Lyman'ın her gün İşverenler Kulübü'nde yüzdüğünü söyleyen birine rastladım bugün. | Open Subtitles | إلتقيت بصديق اليوم (أخبرنيأن(بيترليمان... يسبح في نادي (الحكومة) يومياً |
| Fakat şimdi pencerelerin açıldığını duyuyorum. Turnaların Himalayaların eriyen karlarının üstünde yüzdüğünü hatırlıyorum. | Open Subtitles | لكن الآن أستمع إلى النوافذ وهي تُفتح أتذكر الكناري وهي تعوم فوق الثلوج الذائبة من جبال الهملايا |
| Şey, Shana, bana yüzdüğünü söylemişti. | Open Subtitles | شانا) أخبرتني انكي تسبحين) |
| Vincent'e viski küveti içinde yüzdüğünü mü, yoksa şarap denizinde sürüklendiğini mi ...söylememi istersin, bir sorayım? | Open Subtitles | دعيني أسأل، هل يرجّح أن تخبري (فينسنت) أنّك ثملة بشدّة بـ (البوربُن) أم تائهة في ثمالة (شاردوناي)؟ |