"yüzdüm" - Translation from Turkish to Arabic

    • سبحت
        
    • وسبحت
        
    • أسبح
        
    • سباحة
        
    • للسباحة
        
    • كنت اسبح
        
    Ve böylece aklımda Kuzey Kutbu'nda tam anlamıyla yüzlerce ve yüzlerce kez yüzdüm. TED و اذن حرفيا سبحت عبر القطب الشمالي مئات و مئات المرات في عقلي.
    Suyun altında uyandım ve yukarıya doğru yolumu buldum ve sahile yüzdüm. Open Subtitles و استيقظت تحت الماء و سبحت إلى أعلى و سبحت حتى الشاطيء
    Bunları almak için bir mil uzaktaki bir adaya yüzdüm. Open Subtitles لقد سبحت غلى جزيرة على بعد ميل من أجل هذه.
    O yüzden Meksika'ya gittim ve su altında yunuslarla yüzdüm. TED لذا ذهبت إلى المكسيك، وسبحت مع الدلافين.
    - Gerçekten mi? Teknem alabora oldu, kıyı boyunca yüzdüm. Open Subtitles ، لقد انقلب بي القارب . لذا كان لابد أن أسبح إلى الشاطئ
    yüzdüm, yüzdüm ve özgürlüğümü kazandım.* Open Subtitles لذلك سبحت بطريقتي الخاصة وحصلت على قطعة أرض وبركة سباحة
    Olağanüstü kuşlar, hayvanlarla yaşadım. Küçük nehirlerimizde Güney Amerika timsahlarıyla beraber yüzdüm. TED لقد عشت مع طيور مذهلة، وحيوانات مذهلة لقد سبحت في أنهارنا الصغيرة مع تماسيحنا.
    Çok hızlı bir şekilde erimekte olan buzdağlarının önünde yüzdüm. TED لقد سبحت امام كتل جليدية قد تقلصت كثيرا.
    İlk yüz metrede yüzebildiğim kadar hızlı yüzdüm, sonra çok kısa sürede farkettim ki ellerimde büyük bir sorun vardı. TED سبحت بأسرع ما أستطيع لأول مائة متر ثم أدركت بسرعة جداً أن لديّ مشكلة كبيرة في يديّ
    Sonra da havuzda yüzdüm. Open Subtitles ثم سبحت في النافورة طوال فترة ما بعد الظهر
    Hayır, şelaleden değil. Akarsudan yüzdüm. Open Subtitles كلا لم اقفز من اعلي الشلالات انا سبحت في ماء النهر
    Sanmıyorum. Fast food sektörü. Bu karanlık sularda ben de yüzdüm, arkadaşım. Open Subtitles إنها الوجبات السريعة لقد سبحت في هذه المياه االعكرة يا صديقي
    Denizde gidebildiğim kadar uzağa yüzdüm ama beni bir mantar gibi dışarı fırlattı. Open Subtitles سبحت في البحر بعيداً بقدر ما أستطيع, لكنه طردي إلي الشاطئ مثل قطعة فلين.
    O hikâye de bununla bağlantılı ama onu size anlatmayacağım, her neyse gölün ortasına kadar yüzdüm ama kendimi suyun altına bırakamadım, ben de yorulmayı bekleyerek suyun üstünde takıldım ve sonra BAM, BAM, BAM, BAM. Open Subtitles تخبر تلك القصة بهذه القصة لكن لن أقولها على أية حال سبحت إلى منتصف البحيرة
    Görülmek istemiyordum o yüzden açığa kadar yüzdüm. Open Subtitles لم أكن أريد أن أبقى قريبا من الشاطئ لذا سبحت لمسافة جيدة باتجاه العمق
    Boğulmuştur diye umarak kıyıya kadar yüzdüm. Open Subtitles و من ثم فكرت و تأملت انه قد غرق سبحت الى الشاطئ للبحث عنه
    Tüm hayatımı Berk'te geçirdim tepelerine tırmandım, ormanlarını keşfettim, sularında yüzdüm. Open Subtitles لقد قضيت عمرى كله ببيرك لقد تسلقطت قممها , و استكشفت غاباتها و سبحت فى مياهها
    d Ben dağların tepesine tırmandım d d Mavi okyanuslarda yüzdüm d d Bütün sınırları aştım ve d d bütün kuralları yıktım d d Ama bebeğim, hepsini senin için yıktım d d Ben parasız iken bile d d Beni zengin hissettirdin d Open Subtitles الجبال قمم تسلّقت المحيط عبر وسبحت القوانين كل وتحديت الطرق، كل قطعت
    Hayatım boyunca akıntıya karşı yüzdüm. Sonu nereye vardı, bakın. Open Subtitles كنت أسبح ضد التيار طوال حياتي أنظروا الى أين أوصلني ذلك
    Bugün ilk defa onlarla yüzdüm. Open Subtitles خضت أول سباحة لي اليوم
    Vakit vardı, yüzdüm. Open Subtitles كان لدي وقت للسباحة
    - Güney de kuzey. - Ben yüzdüm. Open Subtitles والجنوب هو الشمال كنت اسبح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more