Kısa bir yolu yok. Bu, yüzerek yüzmeyi öğrenmek gibidir. | TED | ليس هناك طريق مختصرة. انه كالسباحة عن طريق تعلم السباحة. |
Cevabım hala hayır. Hadi ama, sadece bir kaç mil. yüzerek bile gidebilirim. | Open Subtitles | الإجابة، لا زالت لا هيا، إنها مجرد بضعة اميال يمكنني السباحة إلى هناك |
Hey, bu kanalı en son yüzerek geçtiğimde senin yaşındaydım. | Open Subtitles | وآخر مرة قطعت هذا المجرى سباحة كنت في مثل سنك |
Havada yüzerek fazla uzağa gidemezdiniz, değil mi? | TED | لن تذهب بعيداً لكن بالسباحة في الهواء.. هل تذهب بعيدا؟ |
Ve bu kök hücreler kan akımında yüzerek tamir edilebilmelerini sağlayacak büyüme faktörleri salgılamak için hasarlı organlarımıza yerleşir. | TED | و هذه الخلايا الجذعية تسبح في مجرى الدم. ثم تستقر في الأعضاء التالفة. لإطلاق عوامل النمو لإصلاح النسيج التالف. |
43 gün boyunca izlendi, 1,700 km. yüzerek, veya 1,000 milden daha fazla. | TED | وقد تم تعقبه لمدة 43 يوما وهو يسبح مسافة 1700 كيلومتر او اكثر من 1000 ميل |
Kuşağımı elime sımsıkı bastırarak yavaşça yüzerek oradan uzaklaştım. | TED | حسنا، لففت حزام الخصر بصعوبة حول يدي، وببساطة سبحت بعيدًا. |
Çocuğun burayı yüzerek mi geçtiğini söylüyorsun? | Open Subtitles | أأنت تعني أن الصبي قد سبح عبر هذه المياه؟ |
Cevabım hala hayır. Hadi ama, sadece bir kaç mil. yüzerek bile gidebilirim. | Open Subtitles | الإجابة، لا زالت لا هيا، إنها مجرد بضعة اميال يمكنني السباحة إلى هناك |
onlar oraya yüzerek bağlanamazlar orda çok fazla gaz var | Open Subtitles | انهم لن يكونون قادرون السباحة هناك، هناك العديد من الغازات |
Ve bir kere suyu girerlerse, yüzerek ayıdan kolayca kurtulabilirler. | Open Subtitles | و حين تصل المياه فهي تفوق الدبّ براعة في السباحة |
yüzerek çıkmak istiyorlar ama etleri pişmeye başlıyor. | TED | يحاولون السباحة للخروج، لكن تُطهى لحومها على عظامها لأن المياه حارة جدًا. |
Boş ver vapurdan atlayıp yüzerek anneme dönmeyi. | Open Subtitles | وليس قفزك من الباخرة ,وعودتك سباحة إلى أمي |
Boş ver vapurdan atlayıp yüzerek anneme dönmeyi. | Open Subtitles | وليس قفزك من الباخرة ,وعودتك سباحة إلى أمي |
Kış geçtikten sonra burada su seviyesi yükseldiğinde çobanlar koyun sürülerini yazın otlaması için yüzerek buradan geçirirler. | Open Subtitles | بعد الشتاء حينما تكون مستويات المياة عالية جدا الرعاة يقوموا بنقل قطعانهم سباحة فى اتجاة مراعى الصيف |
Daha iyi bir fikri olan yoksa buradan yüzerek gideceğiz. | Open Subtitles | و اذا لم تكن عندكم فكرة أفضل فسوف نقوم بالسباحة للخروج من هنا |
Foklar soğuktan rahatsız olmadan kışın büyük bir bölümünü buzlu sularda yüzerek geçirirler. | Open Subtitles | تقضي الفقمات معظم فصل الشتاء تسبح في المياه الجليدية، غير مبالية بالبرد |
O hippi küvetinize gireceğim ve inandığım her şeyi bir kenara bırakarak bu bebeğim içimden yüzerek çıkmasını sağlayacağım ve rahmimden fırlayıp, bir mantar gibi yüzmesini umacağım. | Open Subtitles | سأدخل إلى حوضك المائي هذا وسأفعل كل ما بوسعي وسأدع الطفل يسبح ليخرج مني وآمل أن يطفو على السطح كالفلينة |
yüzerek Aras nehrini geçtim ve Rusya'ya ulaştım. | Open Subtitles | سبحت عبر نهر اراس ووصلت الى الاتحاد السوفييتي |
Tek bildiğimiz bu adamın koca bir nehri yüzerek geçtiği. | Open Subtitles | كل ما نعرفه أن ذلك الشخص سبح خلال النهر |
Tıpkı deniz bizi sallıyor ve biz de bu arada etrafta yüzerek... lambaları ve mobilyaları fırçalıyor gibiydik. | Open Subtitles | بدأ الأمر وكأن البحر يهددنا .. بينما نحن نسبح فيه ننظف المصابيح والأثاث |
Son 3 yıldır bununla yaşamak zorunda olmaktan, hergece gözlerini görmekten... yüzerek ondan uzaklaştığımı gördüğünü bilmekten daha iyi. | Open Subtitles | أفضل من أن أعيش بهذا للسنوات الـ3 الماضية وأن أرى عينيها كل ليلة وأنا أعلم بأنها شاهدتني أسبح بعيداً عنها |
Büyük çocukların yüzerek tekneye çıkmasını sağla. -Peki. -Akıntıyı kullan ve tekneyi iskelenin sonuna yönelt. | Open Subtitles | اسبح مع الأولاد الكبار واستعمل التيار ليجرفكم لرصيف المرفأ، إذهب |
Buradan yüzerek kaçmaya çalışmadığına şaşırıyorum. | Open Subtitles | يدهشني أنه لم يحاول الرحيل عن هنا سباحةً. |
Bir kaya gibi batabilecek bir vücutla yüzerek kumar oynamanın nedeni bu mu ? | Open Subtitles | لهذا انت تغامرين بجسدك بالسباحه و كأنه يغرق كصخره |
Suya atladıktan sonra olabildiğince hızlı yüzerek gemiden uzaklaşın! | Open Subtitles | اسبحوا مبتعدين عن السفينة بأسرع ما يمكنكم |
Hayatta kaldı ve yanan petrolle dolu buzlu sudan yüzerek geçti. | Open Subtitles | نجا من حادثة السفينة وسبح عبر الماء المتجمد المغطى بالنفط المحروق |
yüzerek adadan uzaklaşacak. | Open Subtitles | هو سيسبح خارج الجزيرة |