# Süzülürken beni izle # # bir anlığına Işıldayabilirim # # sırıttım ve yüzgeç iyi çalıştı # | Open Subtitles | راقبني وانا اصعد اللحظة يمكن أن أشرق فيها تلك الزعنفة تجعلني مرحة |
Yanlış zamanlanmış bir yüzgeç vuruşu, yumurtadan çıkan balığın ölümüne neden olabilir. | Open Subtitles | حركة خاطئة واحدة من ذات الزعنفة اليانعة هذه تعنيهلاكهاالحتمي. |
Şişe kapağı gibi çürükler, hava deliği yanıkları, yüzgeç izleri. | Open Subtitles | كدمات وحروق بأنوف الدلافين، طبعات الزعانف |
Çünkü tüm bu yüzgeç çırpmalar tarafından oluşturulan akım oldukça güçlü. | Open Subtitles | لأن التيار يظهر بواسطة رفرفة الزعانف القوية جدًا. |
Bunu benden duymanı istemezdim ama onlar yüzgeç Kaptan. | Open Subtitles | أكرهُ بأن أكسرَ خاطرك, يا قُبطان ولكن لديك زعانف |
Seni bilmem de, daha önce hiç bu kadar yüzgeç görmemiştim, hiç hem de. | Open Subtitles | أنا لا أعرف عنك. وهذا هو معظم زعانف لقد أي وقت مضى، على الاطلاق. |
Bu balıklardan bazıları, yüzgecinde kol kemikleri olanlarında parmaklar filizlendi, yüzgeç başına 7 veya 8 parmak. | TED | بعض هذه الأسماك، التي لديها عظام ذراع في زعانفها، أصابع نابتة، 7 أو 8 لكل زعنفة. |
Her yıl 40 milyon köpek balğının "yüzgeç çorbası" yapmak için katledildiğini biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعرف أن 40 مليون قرش يتم قتله سنوياً لصنع حساء زعنفة القرش؟ |
İki yüzgeç ucu arası dört metre olabilmektedir. | Open Subtitles | قد يصل عرضها من طرف الزعنفة الأولى حتى الطرف الثاني، أربعة أمتار. |
Bu dinlenen Papağan balığı her hareketinde keşfedilmeyi risk ediyor, bir yüzgeç ya da solungaç hareketi. | Open Subtitles | سمكة الببغاء هذه التي تستريح تتعرض لمخاطرالعثورعليها في كل مرة تتحرك الزعنفة ، أو نسمات خياشيمها. |
Örneğin, köpek balığı yüzgeci çorbası Çin ve Vietnam'da o kadar rağbet görüyor ki yüzgeç, köpek balığının en karlı kısmı haline geldi. | TED | فمثلًا، يعتبر حساء زعانف سمك القرش طعامًا فاخرًا في الصين وفيتنام مما أدى إلى أن أصبحت الزعنفة هي الجزء الأعلى ربحًا في أسماك القرش |
Anal yüzgeç. | Open Subtitles | ... الزعنفة الشرجية ... |
yüzgeç kafa! | Open Subtitles | ! مهلاً, يا رأس الزعنفة |
Öğleden sonraları kızıl yüzgeç ve zargana tutarız. | Open Subtitles | وفي المساء نصطاد الأسماك ذات الزعانف الحمراء |
Kaptan, yüzgeç aşınması hastalığı eskiden olduğu gibi ölümle sonuçlanmıyor. dfsdfsdf | Open Subtitles | قبطان، تشخيص تعفن الزعانف ليس مميتا كما كان من قبل |
Canavar ölçerimiz var yüzgeç bulucusu, alan tarayıcısı ki aramada ve bulmada çok önemli. | Open Subtitles | مكتشف الزعانف, مُقرب ... والذي مهم في البحث |
yüzgeç aşınması olabilir. | Open Subtitles | ممكن أن يكون تعفن الزعانف |
Bu benim için çok şaşırtıcıydı çünkü vatoz kanatlarını yüzgeç çorbası yapar gibi kullanamazsın ve bu vatozların etleri de çok acıdır. | Open Subtitles | وكان مربكا حقا بالنسبة لي، لأنني فهمت أنه لا يمكنك استخدام أجنحتها لحساء زعانف القرش، واللحوم من هذه الأشعة لاذع جدا. |
Hükümet yemeklerinde köpek balığı yüzgeç çorbasını yasakladılar. | Open Subtitles | لقد حظرت حساء زعانف القرش في المآدب الحكومة. |
Görülmeyen bir kuyruk ya da yüzgeç tarafından yaralanma tehlikesi var. | Open Subtitles | هنالك احتمال كبير بالتعرّض لإصابة خطرة بضربة مفاجئة من زعنفة أو أحد فصّي الذيل |
Ve böbreklerinden testislerinde kadar, omurgası, yüzgeç kasları, sanıyorum neredeyse tüm balık yenilmişti. | TED | وكل شيء من الكلى ، وإلى الخصيتين، والعمود الفقري، لعضلة زعنفة ل-- أعتقد أن هذا هو الى حد كبير السمكة بأكملها -- يؤكل. |
Bir saat önce çocuğun biri çentikli bir yüzgeç gördü. | Open Subtitles | قبْل ساعةٍ منشار طفلِ زعنفة مع فرض فيها |