"yüzleşiyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يواجه
        
    • تواجه
        
    Ölümle yüzleşiyor ve muhtemelen ölüyor bile sırf yeniden doğabilmek için. TED أنه يواجه الموت، وربما حتى يموت فقط لكي يولد من جديد.
    Böyle ailelerin çoğu zor sorularla ve kararlarla yüzleşiyor. TED يواجه العديد من الآباء والأمهات أسئلة صعبة وقرارات صعبة.
    Harika bir kızla tanıştın ve en büyük korkusu ile yüzleşiyor. Open Subtitles قابلت هذه الفتاة الرائعة وهو يواجه أكثر ما يخشاه
    İki kadim hanemiz, sen ve aptallığın yüzünden yıkılma tehlikesiyle yüzleşiyor. Open Subtitles تواجه لدينا اثنين من البيوت القديمة انهيار بسببك والغباء الخاص بك.
    Tilki yavruları değişen mevsimle artık tek başlarına yüzleşiyor. Open Subtitles تواجه أشبال أنثى الثعلب الفصل المتغيّر الآن بمفردها
    Terapi görürsen korkularınla yüzleşiyor, onları sindirmek istiyorsun. Open Subtitles حسنًا, إن كنت تعمل على العلاج سوف تواجه أعدائك, وتحاول التصدي لهم.
    Belki de korktuğu bir kararla yüzleşiyor ve ne yapacağını bilmiyordur. Open Subtitles ربما لأنه يواجه قرار فظيع ولا يعلم ما يفعله
    Bu genç mirket ani ve sıkıcı bir sınavdan daha fazlası ile yüzleşiyor. Open Subtitles يواجه هذا الميركات الصغير اختبارًا مفاجئًا واضطراريًا للغاية
    Dünyanın en büyük midyesi nesli tükenme tehdidiyle yüzleşiyor; popülasyonlarının %50'den fazlası tükenmiş bile. TED يواجه أكبر محّار في العالم خطر الانقراض، مع أكثر من 50% من محّارات البرية مُستنزفين بشدّة.
    Tek bir yırtıcı binlerce avla yüzleşiyor. Open Subtitles انه مفترس واحد يواجه آلاف الطرائد
    Bu onun için iyi. Kendi sınırlarıyla yüzleşiyor. Open Subtitles انه يواجه تقييداته.
    Artık felaketle yüzleşiyor. Open Subtitles وهو الآن يواجه كارثة.
    Ruth, Greg cesaretiyle yüzleşiyor onunla gurur duyuyorum. Open Subtitles الجميع يحاولون العودة للوطن. (روث)، (قريق) يواجه الأمر بكلّ شجاعة،
    Hoffman da hapishaneyle yüzleşiyor yani kız şimdi tek başına kaldı. Open Subtitles هوفمان) يواجه السجن ، لذا الفتاة لوحدها في الوقت الراهن)
    Ruhunu almışlar o kişinin. Şu anda o işin sorumlusuyla yüzleşiyor Gon! Open Subtitles ذلك الشخص سُلبت روحه منه، و(جون) الآن يواجه المسؤولة عن ذلك.
    Ulusumuz, karanlık bir dönemle yüzleşiyor. Bu hayvanları durdurmak zorundayız. Open Subtitles بلداننا تواجه فترة مظلمة يجب أن نوقف تلك الحيوانات
    Daha çok şöyleydi: "Manal al-Sharif kamu düzenini bozma ve kadınları sürmeye teşvif etme suçlamalarıyla yüzleşiyor. TED كانت كهذه: "منال الشريف تواجه تهمة الإخلال بالنظام العام وتحريض النساء على القيادة."
    İnsan ırkı en karanlık günleri ile yüzleşiyor olabilir. Open Subtitles البشرية قد تواجه أحلك ساعاتها.
    Özgürlüğe kavuşmak için yeteri kadar talihli veya becerikli olan hayvanlar, şimdi yeni bir zorlu görevle yüzleşiyor - yetişkinler dünyasındaki rekabeti öğrenmek Open Subtitles الحيوانات التي تكفي حظوظها أو مهارتها للوصول للاستقلال ...تواجه الآن تحدّيًا جديدًا أن تتعلّم التنافس في عالم البالغين
    Çin çok büyük zorluluklara yüzleşiyor. TED تواجه الحكومة تحديات هائلة.
    Şimdi dönüyor, şüpheliyle yüzleşiyor... Open Subtitles الان تستدير تواجه الجاني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more