Tamam, belki de birine sinirlenmek yaşadıklarınla yüzleşmekten kaçınmanın bir yolu olduğu içindir. | Open Subtitles | حسنا, لأنه ربما الغضب في وجه أحدهم وسيلة لتجنب مواجهة ما يحدث معك |
Sadece insanlar gelecekle yüzleşmekten korkuyorlar. | Open Subtitles | الأمر فقط هو أن الناس خائفون من مواجهة المستقبل ، هذا كل ما في الأمر |
Çoğu zaman egomuzla yüzleşmekten korktuğumuz için yemek yeriz. | Open Subtitles | في كثير الأحيان، نحن نأكل لأننا نخاف من مواجهة انعكاس ذواتنا |
Her ne kadar acı verse de gerçekle yüzleşmekten kaçınmam. | Open Subtitles | وأن ليس لدي أية مشكلة لأواجه الحقيقة مهما قد تكون مـؤلمة |
Ellen, bence yüzleşmekten korktuğun farklı bir tarafın var. | Open Subtitles | إلين، أعتقد عندك كلّ الجانب الآخر بأنك تخشي المواجهة. |
Onu yüzleşmekten başka şansımız kalmayana kadar.. ..sorun çıkarmaya devam edecek. | Open Subtitles | إنّه ينخس عشّ الدبابير ريثما لا يبقى لنا خيار إلّا مواجهته. |
Gün ışığına çıkmayı reddeder, hayatın devam etmesi olasılığıyla yüzleşmekten korkarlar. | Open Subtitles | هن يرفضن الخروج في وضح النهار يخفن من مواجهة أن الحياة مستمرة |
Kocalarımızla yüzleşmekten mi? | Open Subtitles | مواجهة أزواجنا ؟ بقولنا اننا خسرنا أموالنا ونحن نحاول الافضل لانفسنا ؟ |
Arkadaşlarına güvenmekten korkuyorsun. Nasıl biri olacağınla yüzleşmekten korkuyorsun. | Open Subtitles | أنت تخاف من أن تثق بأصدقائك، كما أنّك خائف من مواجهة مصيرك الحقيقي. |
Cesetlerin üstünü örtüp yaptığıyla yüzleşmekten kaçıyor. | Open Subtitles | ربما تكون علامة ندم، فعندما يدفن جثتيهما فليس عليه مواجهة واقع ما فعله |
Gerçekle yüzleşmekten korkuyorsun. Hayal dünyasında yaşıyorsun. | Open Subtitles | أنت تخشى فقط مواجهة الحقيقة، إنك تحيى في عالم الخيال |
Ülkemizin bugünkü durumuyla dürüstçe yüzleşmekten kaçınmamıza gerek yok. | Open Subtitles | و لا يجب أن نفر من مواجهة حال البلاد اليوم |
Kendini soyutlayıp onu görmezden geliyorsun, çünkü bu hepinizin daha fazlası olmaya çalışan sıradan hayvanlar olduğu gerçeğiyle yüzleşmekten daha kolay. | Open Subtitles | تنغلق على نفسك متظاهرا بعدم وجودها لأنه اسهل من المواجهة مواجهة الواقع ، بكوننا مجرد حيوانات |
İşin aslı seni kendi sorunlarımla yüzleşmekten kaçmak için kullanıyordum. | Open Subtitles | اعتقد أني استغلكِ كي اتجنب مواجهة مشاكلي |
Ve seni korkuttuğunu, bunun riskli bir şey olduğunu biliyorum ama sırf gerçek bir hayatla yüzleşmekten korktuğun için yanlış bir hayata atılma. | Open Subtitles | وأنا أعلم أن الأمر يخيفكِ وأعلم أنها مخاطرة ولكن لا تقحمي نفسك في حياة كاذبة فقط لأنكِ تخافين مواجهة حياتكِ الحقيقية |
Bazen gerçeklerle yüzleşmekten daha kolaydır birine deli demek | Open Subtitles | احيانا من الأسهل نعت شخص بالمجنون عوضا عن مواجهة الحقائق |
Galiba göz yaşlarıyla sinirli suçlamalarla ve hayal kırıklığının tiz çığlığıyla yüzleşmekten başka çaremiz yok. | Open Subtitles | اعتقد انه لا يوجد اى خيار غير مواجهة البكاء و نوبات الغضب و اصوات العواء من اليأس |
Sanırım bu senin bir uyuşturucu satıcısı olmanla yüzleşmekten daha kolay ve bu, hayatındaki güzel her şeyi mahvediyor. | Open Subtitles | أتعرفين؟ أظن ذلك أسهل من مواجهة حقيقة أنك تاجرة مخدرات |
Yaptığın her şeyden sonra duygularını tekrar açtığında hissedeceğin suçluluk ile yüzleşmekten korkuyorsun. | Open Subtitles | بعد كلّ ما أثمتِه، فإنّك تخافي مواجهة الشعور بالذنب حالما تعيدي مشاعرك |
Uçma korkumla yüzleşmekten daha iyi bir yol bulamadım. | Open Subtitles | لا أستطيع التفكير بطريقة أفضل لأواجه خوفي الشديد من الطيران -دوايت) ) |
Ve bu da yüzleşmekten kaçınıp, işin arkasında kim olduğunu öğrenmeye çalışmak için daha fazla neden demek. | Open Subtitles | وأيضاً يوجد أكثر من سبب لتجنب المواجهة والبحث عما قد يكون يقف ورائهم |
Ben de onunla yüzleşmekten çekiniyorum çünkü ikimiz de biraz kızgınız. | Open Subtitles | وأنا أخشى مواجهته لأن كلانا متضايق |
Bu sadece, uyanıp da sakin kafayla bununla yüzleşmekten korkan, korkmuş ufak bir kız. | Open Subtitles | هذا فقط مجرد فتاة صغيرة خائفة اللتي تخاف من الإستيقاظ ومواجهة ضوء النهار البارد |