"yüzleşmeliyiz" - Translation from Turkish to Arabic

    • نواجه
        
    • مواجهة
        
    • علينا التعامل مع
        
    Sonuçlar ile yüzleşmeliyiz, ve hazırlanmaya başlamalıyız. TED علينا ان نواجه عواقب هذا في المستقبل والافضل ان نبدأ بالاستعداد الآن
    Küçüğüm, bunu en az senin kadar ben de istedim... ama gerçeklerle yüzleşmeliyiz. Open Subtitles انا اشعر بالحسرة كما تشعرين بها أنتي ولكن علينا ان نواجه الواقع
    Artık yüzleşmeliyiz galiba Peter. Brian Hollywood'ta koskoca bir yönetmen biz ise küçük kasaba insanlarıyız. Open Subtitles يجب ان نواجه الحقيقة ،براين مخرج في هوليوود ونحن مجرد ناس بسطاء
    Fakat gerçeklerle yüzleşmeliyiz ve işe dönüp gidişatı tersine çevirmemiz gerekiyor. Open Subtitles ولكن علينا مواجهة الحقيقة وهكذا، علينا الذهاب للعمل، و تغيير الأمور
    Belki inanılmaz ama bununla yüzleşmeliyiz, bununla başa çıkmalıyız. Open Subtitles خارق, ربما, و لكن علينا مواجهة الأمر, يجب علينا التعامل مع هذا الأمر
    - Bu noktada şu gerçekle yüzleşmeliyiz ki... Open Subtitles يجب ايضا ان نواجه احتمالية ان تريش ميتة اصلا
    Ve şimdi gün ışığında bazı gerçeklerle yüzleşmeliyiz. Open Subtitles والآن علينا أن نواجه بعض الحقائق في وضح النهار
    Bununla yüzleşmeliyiz, burayı kapatma vakti geldi. Open Subtitles ودعونا نواجه الأمر, لقد حان الوقت لإغلاق المكان.
    - Onunla yüzleşmeliyiz. Open Subtitles ما زال قادم توقف , يجب أن نواجه ذلك الشيء
    Ne kadar kötü de olsa gerçekle yüzleşmeliyiz. Open Subtitles يجب علينا أن نواجه الحقيقة, مهما كانت فظيعة.
    Yorgunum, ter içindeyim ve tüm gün senin gibi pozitif kalmaya çalışsam da sanırım bazen, yöneticilerin yaratıcı fikirleri olamayacağı ve bir aydır yumurtadan çıkmayan ördeklerin asla da çıkamayacağı gibi bazı gerçeklerle yüzleşmeliyiz. Open Subtitles انا متعبة ومتعرقة وكم حاولت ان استطعت ان اكون ايجابية مثلك اليوم لكنني اظن انه يجب علينا ان نواجه بعض الحقائق
    Bir şeyden korktuğumuz zaman onunla hemen yüzleşmeliyiz. Open Subtitles عندما يجعلنا شيئًا ما خائفين، فعلينا أن نواجه مرّةً أخرى على الفور.
    Biz "diğer uygun olmayan gerçeklerle" yüzleşmeliyiz. tarımdaki küresel krizlerle TED يجب أن نواجه "الحقيقة الأخرى المزعجة." أزمة زراعة عالمية.
    Bununla yüzleşmeliyiz. Ne olacak Ray? Open Subtitles يجب أن نواجه هذا ماذا سيحصل، راي؟
    Bu küçük bir sorun. Önümüzdeki haftadan itibaren gelecekle yüzleşmeliyiz. Open Subtitles لذلك لابد أن نواجه هذه الحقيقة
    Fakat gerçeklerle yüzleşmeliyiz ve işe dönüp gidişatı tersine çevirmemiz gerekiyor. Open Subtitles ولكن علينا مواجهة الحقيقة، ثم إذهبوا إلى العمل وغيروا الأمور
    Çağrımıza cevap verdiniz ve şimdi en büyük hasmımızla yüzleşmeliyiz! Open Subtitles ،لقد لبيتم النداء وعلينا مواجهة عدونا اللدود
    Bu tehditle doğrudan yüzleşmeliyiz. Open Subtitles يجب علينا مواجهة هذا الخطر مواجهة مباشره.
    Evrenin derinliklerine uzanırken... yıldızlar arası yolculuğun gerçekleriyle yüzleşmeliyiz. Open Subtitles أن الذهاب إلى الكون يتعين علينا مواجهة واقعية السفر بين النجوم.
    Sonunda hepimiz ölümle yüzleşmeliyiz. Open Subtitles جميعنا يجب علينا مواجهة الموت في النهاية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more