Bulunduğun yerden kaçmak için bir kaç sınavla yüzleşmen gerekiyor. | Open Subtitles | لكي تهرب من هذا المأزق عليك أن تواجه عدة اختبارات |
Saldırganla yüzleşmen hikâyeni anlatırken sana yardımcı olacaktır diye düşündük. | Open Subtitles | ظننا أن جلب القرد هنا لكيّ تواجه المعتدي سيساعد القصة |
Her iki durumda da bununla yüzleşmen gerekiyordu ama yapmadın. | Open Subtitles | في كلا الحالتين, احتجتي إلى مواجهة ذلك لكنكي لم تفعلي هذا |
Ailesinin hatalarını onun ödemesini istemezsin. Onunla yüzleşmen gerek. Yüzyüze. | Open Subtitles | أنت تريده أن يدفع ثمن أخطاء والديه عليكَ مواجهتها ،وجهً لوجه. |
Elbet bir gün onunla yüzleşmen gerekecek, ve yüzleştiğin zaman eminim o da barışmak için senin kadar istekli olacaktır. | Open Subtitles | عليك مواجهته في وقت ما وعندما تواجهه، أنا متأكدة بأنه سيسعى أيضاً للصلح. |
Ama yine de o yaratıkla yüzleşmen gerek. | Open Subtitles | لكن لا زال عليكِ أن تواجهي وحشكِ بأي حال |
Bilemiyorum. Sanki onunla yüzleşmen gerek. | Open Subtitles | لا أدري، أنت مجبر نوعاً ما لمواجهة الأمر. |
Günahların ne ise onlarla hemen yüzleşmen gerek. | Open Subtitles | أياً كانت ذنوبك، يجب أن تواجههم الآن، |
Bu gece saplantınla yüzleşmen için sana bu fırsatı veriyorum. | Open Subtitles | الليلة، سأمنحك الفرصة. لتواجه هوسك، انظر جيداً. |
Dört element üzerinde ustalaşman ve kuyruklu yıldız gelmeden önce Ateş Lordu ile yüzleşmen gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن تتقن العناصر الأربعة و تواجه زعيم النار قبل وصول المذنب |
Belki olayları hafızandan silmenin nedeni... gerçekle yüzleşmen durumunda, sevdiğin insanların incinebilmesinden korkmandır. | Open Subtitles | ربما تتجنب الأحداث لأنك خائف من أن تواجه الحـقيقـه وكان بالأمكان ان تجرح الناس الأخرين الذين تحبينهم |
Biliyorsun ki bu Alexis denen kızla yüzleşmen lazım. | Open Subtitles | أتعلم، أنك يجب أن تواجه هذه الفتاة، آليكسيز |
Sanırım, bu kez korkularınla yüzleşmen gerekecek, Brick. | Open Subtitles | أعتقد بأنك يجب عليك أن تواجه مخاوفك في هذه الحالة , بريك |
Bu ayrılığın sana hissettirdikleriyle yüzleşmen gerektiğini söylemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | روعة , مقصدي هو ان تواجه مع ما تشعر به بخصوص هذا الانفصال |
- Bunları mahkemede kanıtlaman ve suçladığın adamla yüzleşmen gerekiyor. | Open Subtitles | سيكون عليك الشَهادَة في المحكمةِ , و مواجهة الرجلَ الذي تتهميه. |
Korkularınla er yada geç yüzleşmen gerekecek! | Open Subtitles | فسيجب علينا مواجهة مخاوفك عاجلاً أو آجلاً |
Beni yumruklayabilirsin, bana ibne diyebilirsin fakat en sonunda bununla yüzleşmen gerekecek. | Open Subtitles | أعني, يمكنك أن تلكمني يمكنك أن تدعوني بالشاذ ولكن سيكون عليك مواجهة الأمر |
İçeri girip onunla yüzleşmen lazım. | Open Subtitles | يتوجب عليك الدخول هناك ويتوجب عليك مواجهتها |
İçeri girip onunla yüzleşmen lazım. | Open Subtitles | يتوجب عليك الدخول هناك ويتوجب عليك مواجهتها |
Yarın yüzleşmen gereken şeyle bugünden yüzleşmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | أياً كان ما عليك مواجهته غدا.. ليس عليك مواجهته الآن |
Bir kereliğine bile olsa bir şeyle yüzleşmen gerektiği? | Open Subtitles | ربما عليك ان تواجهي شيئاً لمرة واحدة ؟ |
yüzleşmen gereken şeyle yüzleşmeye hazırsın. | Open Subtitles | جاهزة لمواجهة الشيء المضطرة لمواجهته |
Onlarla yüzleşmen gerekecek. | Open Subtitles | كان عليك ان تواجههم |
Bu gece saplantınla yüzleşmen için sana bu fırsatı veriyorum. | Open Subtitles | الليلة، سأمنحك الفرصة. لتواجه هوسك، انظر جيداً. |
Eğer, Japon Dövüş Sanatlarını gerçekten fethetmek istiyorsan benimle yüzleşmen gerektiğini düşünmüyor musun? | Open Subtitles | إذا كنت تريد حقا أن تستولي على فنون القتال الياباني، أفلا يجب أن تواجهني ؟ |
Fakat artık, bununla tek başına yüzleşmen gerekmeyecek. | Open Subtitles | ولكن الآن يجب ان تواجهه بمفردك |
Bazen korkunla yüzleşmen gerekir, öyle değil mi? | Open Subtitles | أحياناً أنت فقط عِنْدَكَ لمُوَاجَهَة خوفِكَ، حقّ؟ |