"yüzleşmenin" - Translation from Turkish to Arabic

    • مواجهة
        
    • لمواجهة
        
    • مواجهتك
        
    • لتواجه
        
    • لمواجهته
        
    Michelle ne söylerse söylesin, ölümle yüzleşmenin nasıl bir şey olduğunu bilmiyor. Open Subtitles .. ومهما قالته ميشيل لاتملك أدنى فكرة كيف الشعور عند مواجهة الموت
    Ama gerçeklerle yüzleşmenin amacı gerçekliği değiştirmektir. TED ولكن الهدف من مواجهة الواقع هو تغيير هذا الواقع
    Bu korkuyu ve endişeyi bırakıp ne kadar karanlık da olsa çıplak gerçekle yüzleşmenin savaşı kazanma ihtimali ile hiçbir ilgisi yoktu. TED هذا التحول من الجزع والخوف إلى مواجهة الواقع أيًا كان، وإلى أي حد كان مظلمًا، لا يقارن مع الفوز بالحرب.
    Acaba sence de gerçeklerle yüzleşmenin zamanı gelmedi mi? Open Subtitles حسناً , ألا تعتقدى أنه الوقت لمواجهة الحقائق ؟
    Suçluluğunla yüzleşmenin ve gerçeği öğrenmenin vakti geldi. Her ne istiyorsa, sakın yapma Üstat! Open Subtitles انه الوقت لمواجهة شعورك بلاثم وتعرف الحقيقة مهما يريد ان يفعله لا تفعله , يا سيدي
    Artık seninle yüzleşmenin ve ne senin ne de hediyelerinin o evde istendiğini söylemenin zamanı gelmişti. Open Subtitles عرفت أنه حان وقت مواجهتك وإعلامك أنك غير مُرحّب بك في منزلي، ولا هداياك أيضاً.
    Hakkındaki gerçekle yüzleşmenin vakti geldi. Open Subtitles حان الوقت لتواجه الحقيقه حيال نفسك
    Onunla yüzleşmenin bir anlamı yok. Open Subtitles سيكون عديم الجدوى لمواجهته
    FBI'la yüzleşmenin bir şüphelide yarattığı etkiyi asla küçümsemem. Open Subtitles لم اخفف من اثر مواجهة مشتبه مع الاف بي اي
    Bazen bilindik şeylerle yüzleşmenin de, yürekleri parçaladığı kanıtlanmıştır. Open Subtitles بالرغم من ذلك فببعض الأحيان مواجهة المألوف تكون أكثر بأساً.
    Baba sorunlarının yabancısı değilim babanla yüzleşmenin kolay olmadığını biliyorum. Open Subtitles أنا لست غريباً على أخطاء الأباء لهذا أعلم بأن مواجهة والدك لم تكن سهلة
    Her gün ölümle yüzleşmenin ironisini anlayabildiğine eminim. Open Subtitles أنا متأكدة انك ترى المفارقة... في مواجهة الاموات كل يوم.
    Çoğu kişi suçlarıyla yüzleşmenin çok zor ve hiçbir şey olmamış gibi davranmanın daha kolay olduğunu düşünürler. Open Subtitles معظم الناس يجدون أن مواجهة" "جرائمهم أمر صعب للغاية ويعتقدون أن من الأسهل" "التظاهر أن لاشيء حدث على الإطلاق
    Gerçekle yüzleşmenin zamanı geldi. Open Subtitles حان الوقت مواجهة الموسيقى
    Şey, sanırım müzikle yüzleşmenin vakti. Open Subtitles حسناً , أعتقد أنه حان الوقت لمواجهة الموسيقى
    Bu arada Downton'dan ayrılma işiyle de yüzleşmenin zamanı geldi. Open Subtitles في الوقت نفسه، لقد حان الوقت لمواجهة شأن مُغادرة "داونتون"
    Evet ama yarına kadar ertelenebilecekken bugün bu tatsızlıkla yüzleşmenin yersiz olduğunu da senden öğrendim. Open Subtitles نعم. ولكنّي تعلّمتُ منك أيضاً أنّه ليس هُناك حاجة لمواجهة الأشياء البغيضة اليوم
    Artık seninle yüzleşmenin ve ne senin ne de hediyelerinin o evde istendiğini söylemenin zamanı gelmişti. Open Subtitles عرفت أنه حان وقت مواجهتك وإعلامك أنك غير مُرحّب بك في منزلي، ولا هداياك أيضاً.
    Jiminez'le yüzleşmenin ardından otel odasında geçirdiğimiz zamanı hatırlıyor musun? Open Subtitles أتذكر ما جرى بالفندق بعد مواجهتك لـ(خيمينز)؟
    Artık adaletle yüzleşmenin vakti geldi. Open Subtitles والآن حان الوقت لتواجه العدالة
    Ama şimdi sonuçlarla yüzleşmenin zamanı geldi. Open Subtitles لكن الان حان الوقت لتواجه بعض العواقب
    Belki de bununla yüzleşmenin vaktidir. Open Subtitles ربّما حان الوقت لمواجهته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more