"yığın" - Translation from Turkish to Arabic

    • الكومة
        
    • حفنة
        
    • حزمة
        
    • أكوام
        
    • كومة
        
    • الكومه
        
    • كوم
        
    • رزمة
        
    • كومتان
        
    • وسيأتي
        
    • كومةٍ من
        
    • الخدع
        
    • جبل من
        
    yığın yeterince büyüdüğünde hepsi bir anda çeşitlendirilmiş hale geliyor. Open Subtitles وعندما الكومة تكبر بما يكفي فأن كل شيء سيكون متنوعاً
    Ama eğer çocuklara iki çamaşır yığınını katlamayı önerirseniz, küçük yığın ya da büyük yığın, hangisini seçerler? TED و لكن إذا عرضت عليهم كومتين من الغسيل ليقوموا بطيها، أيهما سيختارون، الكومة الصغيرة أم الكبيرة؟
    Beyaz atınla dönüp, bir yığın katili öldür, ve küçük kızı ve tatlı annesini kurtar, ama yine de neler hissetiğini söyleme? Open Subtitles تعود إلى البلدة على ظهر خيلك الأبيض الضخم تقتل حفنة من القتلة حتى يتسنى لك إنقاذ فتاةً جميلة صغيرة وأمها الجميلة
    Masamdaki üst üste dizilmiş bir yığın dosya var. Open Subtitles تعلم أن لدي حزمة من الملفات بقدر هذا الارتفاع مركونة على طاولتي
    Böylece bir yığın veriyi analiz ettikten sonra keşfettiğimiz şey şuydu; işsizlik ve sefalet 2011 Arap ayaklanmalarının tek sebebi değildi. TED إذن بعد تحليل أكوام من البيانات، ما اكتشفناه كان هذا: البطالة والفقر لوحدهما لم يؤديا للانتفاضات العربية في 2011.
    En büyük yanılgılardan biri, bilimin sadece gerçeklerden oluşan bir yığın olduğu. TED المفهوم الخاطىء الكبير هو أن العلم مجرد كومة ضخمة قديمة من الحقائق.
    Altıncı sıra. ikinci yığın. Alttan dördüncü. Open Subtitles الصف السادس , الكومه الثانيه , الرف الرابع
    Ayrıca yarına kadar okumam gereken bir yığın kitap özeti var. Open Subtitles حسناً, لدي أيضاً كوم كبير من تقارير الكتب لأقرأها من أجل الغد
    Tıp okulunun ilk günü bir yığın kitap ve kadavra ile karşılaşıyorlar bu, maalesef ki, seni değiştirir. Open Subtitles باليوم الأوّل بكلية الطبّ يحصلون على رزمة من الكتب و جثّة شخص ميّت
    Bu yığın kendini sabit tutacaktır. TED هذه الكومة ستقوم بالمحافظة على نفسها ثابتة.
    Şey, bu yığın attıklarım ve bunlar da hala ihtiyacım olanlar. Open Subtitles حسناً، تلك الكومة سأرميها، وهذه هي الأغراض التي أريدها
    Eğer parçalanmışlarsa, 3 metrede bir, yere yığın. Open Subtitles إن كانت مكسرة إتركوهم في الكومة ، كل 10 أقدام
    Bir çocuğun başına gelen bir yığın acayip şey. Open Subtitles انها مجرد نوع من حفنة من القرف أنيق ليحدث لطفل.
    Bir yığın sinirli, ihtiyar, beyaz adama çalışmaktansa havalı, güçlü ve harika bir kadın için çalışmak istiyorum. Open Subtitles أريد أن أعمل لاروع واقوى امراه تركل المؤخرات بدلا من حفنة من رجال البيض العواجيز الغاضبين
    Birkaç saat önce kütüphaneye gidip bir yığın kitap kontrol etmiş. Open Subtitles ظهرت في المكتبة منذ بضع ساعات ماضية وغادرت مع حزمة من الكتب
    Yatağımın yanında bir yığın kitap vardı. Her hafta bir tanesini bitirmeye çalışırdım. Open Subtitles كانت لديّ حزمة كتب لدى فراشي، حاولت قراءة كتاب أسبوعيًّا.
    En sonunda yakılana dek bu atıklar şeker fabrikasının yanında bir yığın olarak bekliyorlar. TED هناك فقط أكوام منه بجانب مطحنة السكر حتى يحرقوها في النهاية.
    Ölmüş bir yığın insan. Open Subtitles دوف باسيكوفتش يهودى مجرى أكوام هائلة من جثث الموتى
    Oda karanlıktı. Sadece yerde uzanan belli belirsiz bir yığın gördüm. Open Subtitles ، الغرفة كانت مُظلمة رأيتُ فقط كومة مبهمة ملقاة على الأرض
    İnanın bana, bir yığın papirüsü olan üç kabile yaşlısıyla başa çıkabilirim. Open Subtitles صدقوني يمكنني التعامل مع ثلاثة شيوخ قبائل مع كومة من ورق البردي
    Umarım bir gün sen ve şu yığın gideceksiniz. Open Subtitles يوم ما، آمل أن تذهبينَ أنتِ و تلك الكومه
    Bir yığın işim var. Sülfür işi var. Open Subtitles لدي كوم من الاعمال هناك صفقة الكبريت
    Cinayet sebebi olarak elimizde bir yığın para var yani. Şimdi kimlerin parası olduğunu bildiğini bulmamız lazım. Open Subtitles إذاً لدينا رزمة ضخمة من المال كدافع لإرتكاب جريمة الآن علينا فقط أن نكتشف من علم بأنه امتلكه
    Bence bu çok iIginç. İki yığın hazırIaman gerekiyor. Open Subtitles أظنُ أن الأمر مثير، يُفترض بكِ أن تجهزين كومتان.
    Şey, korkarım ki, pek iç açıcı değil, bir yığın pisliğin yanında duran bir enik kadar suçlusunuz diyebilirim. Open Subtitles حسناً, ليست جيدة, أخشى، كل ما أستطيع قوله, هو أنك مُذنبٌ كطفلةٍ وُجدت بجانب كومةٍ من البراز.
    Eğer bunu bir yığın hile olarak açıklayacaksanız, o zaman açıkladığınız şey gerçek bilinç değil, başka bir şeydir. TED إذا كنت ستفسر هذا كحقيبة من الخدع ثم هو ليس إدراك حقيقي , مهما كان ذلك
    - Bundan iki hafta önce bir yığın kanıtın var gibi geveliyordun. Open Subtitles قبل أسبوعين كنت تتكلم عن جبل من الآدلة لا يوجد شيء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more