Ama ellerini o kadar iyi yıkıyor ki, kokusunu alabiliyorum. | Open Subtitles | لكنه يغسل يدية جيدا ً حتى إنى شممت رائحتها. |
Kandan kurtulmak için elini cerrahi sabunla yıkıyor. | Open Subtitles | انه يأخذها معه. انه يغسل يديه بالصابون الجراحي |
Saygılı Asyalı çocuk çamaşırları yıkıyor. | Open Subtitles | الفتى الآسيوي المحترم اللطيف يغسل ملابسه |
Her ne kadar ellerini eldivenlerle beraber yıkıyor olsan da. | Open Subtitles | بالرغم من أنك تغسل يديك و القفازات مازالا علي يدك |
Kalan 5 milyar kişi, nasıl çamaşır yıkıyor? | TED | ولكن ماذا عن الـ 5 مليارات المتبقية .. كيف تغسل ملابسها ؟ |
Eğer babam sorarsa... Ona sadece saçımı yıkıyor olduğumu söyle. | Open Subtitles | إن سأل أب, أخبريه أننى أقوم بغسل شعري فَحسب. |
Atınız ayaklarını mı yıkıyor yoksa karanlık güçler iş başında mı? | Open Subtitles | هل حصانك ينظف أقدامه أم أن هذا مفعول قوى الظلام؟ |
Kimileri de telefonla konuşuyor ya da bulaşık yıkıyor | Open Subtitles | آخرون يتحدثون على الهاتف أو يغسلون الأطباق. |
çamaşırınızı kapınızın önünde yıkıyor ve kurutuyor. | TED | انه يغسل ملابسك ويجففها عند باب منزلك. |
Pisletiyor, elini tuvalette yıkıyor. | Open Subtitles | أفعاله قذرة يغسل يديه في المرحاض |
Bu a.dam saçlarını neyle yıkıyor diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | وقلت بماذا يغسل شعره هذا الرجل ؟ |
Çamaşırları ve bulaşıkları yıkıyor. Her gün tek başına ramen yiyor. | Open Subtitles | يغسل الملابس والصحون ويأكلُ لوحدهِ |
- Yemeğe dokunduğu parmağını yıkıyor. | Open Subtitles | أنه يغسل أصبعه الذي يدفع به الطعام |
Bu siyahilerin beynini yıkıyor. | Open Subtitles | لذا هذا يغسل دماغ الزنجي بمشاهدته؟ |
Ya da daha doğrusunu söylemek gerekirse dünyadaki kadınların çoğu nasıl çamaşır yıkıyor? | TED | دعوني اصيغ العبارة بصورة أخرى .. كيف تغسل معظم النسوة في العالم ملابس عائلاتها ؟ |
Anneannem ağzımı sabunla yıkıyor; yarım asır geçmiş ve hala bana gelir o kalın, zalim demir çubukla. | TED | جدتي تغسل فمي بالصابون : على طول نصف قرن مضى ولازالت تأتي الي مع هذا الشريط الآصفر القاسي |
Trish çamaşırlarımı yıkıyor. Senin hayatının bir parçasıyım! | Open Subtitles | تريش تغسل لي ملابسي ، انا استعمل ثلاجتك انا اعيش في حياتك |
Seni bir çocuk gibi zaten yıkıyor, taşıyor, altını değiştiriyor. | Open Subtitles | إنها تغسل لك , تحملك وتلف بك وتغير لك مثل الطفل |
Giysileri yıkıyor, tek bilmem gereken bu. | Open Subtitles | إنها تغسل الملابس هذا كل ما أحتاج معرفته |
Yirmi yıl oldu, hâlâ saç yıkıyor. | Open Subtitles | لقد مضى عشرون عاماً وما زالت تقوم بغسل الشعور |
- Evet, öyle. Kahvaltı hazırlıyor, sofrayı topluyor, alışverişe gidiyor yemek yapıyor, bulaşık yıkıyor. | Open Subtitles | إنه يعد طعام الأفطار ينظف المائدة, يذهب للتسوق |
Sadece altı kişiden biri... tuvaletten çıkınca ellerini yıkıyor. | Open Subtitles | وسطيا فقط واحد من كلّ ستّة أشخاص يغسلون أيديهم عندما يذهبون إلى الحمام |
Baba evin temizliği için bir firmayla anlaşmış. Hizmetçi bütün kıyafetleri yıkıyor. | Open Subtitles | الأب أحضر شركة لتنظيف المنزل الخادمة غسلت كل الملابس |
Gerçek anlamıyla yıkıyor. | Open Subtitles | قوته التدميريه رهيبه |
Buradakinde Tony Jonathan'ı yıkıyor. | Open Subtitles | في هذه نرى طوني يحمم جوناثن. |