"yıkamak" - Translation from Turkish to Arabic

    • غسل
        
    • أغسل
        
    • لغسل
        
    • تغسل
        
    • غسيل
        
    • بغسل
        
    • غسلها
        
    • تغسلي
        
    • يغسل
        
    • وأغسل
        
    • تغسلين
        
    • لأغسل
        
    • أغسله
        
    • اغسل
        
    • أغسلها
        
    Aynı anda üç yük çamaşırı aynı anda yıkamak gibi. Open Subtitles إنه مثل غسل 3 أحمال من الغسيل في نفس الوقت.
    Odaya girer girmez yaptıkları şey vücudunu ve kafanı tepeden tırnağa yıkamak. Open Subtitles ما يفعلونه بمجرد دخولك الغرفة هو غسل جسمك و رأسك بطريقة جيدة
    Bir hendeğin içinde çamaşır yıkamak ve yerliler gibi pide yoğurmaya niyetim yok benim. Open Subtitles لا يوجد عندى نيه أن تنتهى حياتي و أنا أغسل الملابس و الأطباق و أصلح السراويل مثل الهنود
    Alacağın tek şey o iğrenç ağzını yıkamak için küçük bir sabun. Open Subtitles . الشئ الوحيد الذى سوف تحصل عليه شراب قليل لغسل فمك القذر
    Görüyor musun? Bunları yıkamak zorunda değilsin, ben zaten yıkamıştım. Open Subtitles بدون اليدين أرأيتِ ليس من الضروري ان تغسل هذه الكؤوس
    Sabunla el yıkamak, grip, trahom SARS gibi hastalıkların, son dönemdeki kolera vakalarının ve Ebola salgınının azalmasında etkili olabilir. Bunlara karşı en önemli müdahale yöntemlerinden biri ellerimizi sabunlamak. TED غسيل الأيدي بالصابون، يمكن أن يكون له تأثير للتقليل من الإصابة بالأنفلونزا، والتراكوما، ومرض سارس، وحديثًا جدًا في حالة الكوليرا وتفشي الإيبولا، أحد أساليب الوقاية الرئيسية هي غسيل الأيدي بالصابون.
    Leke olmasa da her adetimden sonra çarşaflarımı yıkamak zorundaydım. TED كان علي غسل شراشف السرير بعد كل دورة شهرية، حتى لو لم تكن ملطخة.
    Çocuklar, anneniz yokken, bulaşık yıkamak zorunda kalmak istemiyorum. Open Subtitles يا أولاد ، بينما رحلت أمكم لست أريد غسل أي أطباق
    Bulaşık yıkamak ya da halı yıkamaktan daha önemli işlerim var. Open Subtitles لدي أشياء لأفعلها أهم من غسل الصحون أو تنظيف السجاد
    Bu işi bulaşık yıkamak gibi bir şey mi zannediyorsun? Open Subtitles إتعتقدي بأنه يمكن أن يكون شيء مثل غسل الصحون؟
    Bay Martin, bu oda yıkamak için hazırlanmış. Zeminde kanal var. Open Subtitles هذه الغرفة مصممة لتكون غرفة غسل أنت لديك مصرف صحي في الأرض
    Sadece kendi giysilerimi kendim yıkamak için zamanın olmasını isterdim. Open Subtitles صحيح أتمنى لو لدي بعض . الفراغ حتى أغسل ثيابي بنفسي
    Daha iyi hissetmek için... kilimi yıkamak istediğini istedin. Open Subtitles طلبتي مني أن أغسل السجادة لكي تشعرين بتحسن لماذا تبكين إذا؟
    Ondan sonra kafasını yıkamak gerekir diye düşündüm... Ve öldü. Open Subtitles ومن ثم اعتقدت ان راسه يحتاج لغسل ومن ثم مات
    Pekala, eminim ellerinizi yıkamak istersiniz. Open Subtitles أَنا متأكد أنك تود أَن تغسل يديك وأي شيء آخر.
    Sabunla el yıkamak, çocukların hayatlarını kurtarmanın en uygun maliyetli yollarından biridir. TED غسيل الأيدي بالصابون واحدة من أكثر الطرق الفعالة من حيث السعر التي تحمي أرواح الأطفال.
    Umarım polenin etkisi, bu adamları yıkamak zorunda kalmadan geçer. Open Subtitles آمل أن يزول تأثير غبار الطلع قبل أن نبدأ بغسل هؤلاء الأشخاص
    Pantolonlara böyle zehir bulaştırdı ve yıkamak zahmetine de katlanmadı. Open Subtitles لذا قام بسكب مبيد حشري على السراويل و لكنه تقاعس عن غسلها
    Şortumu mu yıkamak istiyorsun? Open Subtitles تريدين ان تغسلي سراويلي القصيره؟
    Elfçe'de, yıkamak "allu" ve yıkadı "allune"dir. TED في لغة الجان: يغسل هي "allu"، وغسل هي "allune."
    Dün akşam hemen evime gelip saçımı yıkamak için can atıyordum. Open Subtitles ..أتعرف ، لم أكن أطيق الأنتظار حتى أصل للبيت الليلة الماضية وأغسل قذارة السجن عن شعري
    Bana sorarsanız her iki dakikada bir ellerini yıkamak delice bir şey. Open Subtitles مشاهدتك وأنت تغسلين أيديهم هو نوع من الجنون
    Ellerimi yıkamak için uzandığım zaman, parmaklarımla şekli fark ettiğimde anladım ki, o bir lavabo değil bir pisuvardı. TED انحنيت لأغسل يداي وفجأة رأيت مبولة كنت ألمسها وليست مغسلة عندما رأيت أصابعي بشكلها الحقيقي.
    Benim umurumda, tekrar yıkamak istemiyorum. Open Subtitles أنا آبه لا أريد أن أغسله مجدداً
    Onları yıkamak derken? Open Subtitles و تغسل هذه الاكواب بإسفنجة اغسل تلك الأك
    Hafta sonlarında yıkamak için falan. Open Subtitles يمكنني أن أغسلها لكِ في أيام العطلة الأسبوعية أو ما شابة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more