"yaşamıştım" - Translation from Turkish to Arabic

    • عشت
        
    • عشتُ
        
    • لقد مررت
        
    • خضت
        
    • لقد كنت أعيش
        
    Birkaç yıl New Jersey'den gelmiş bir kadınla yaşamıştım. Open Subtitles عشت لبضع سنين مع إمرأة فقيرة في نيوجيرسي
    Aslında çok eskiden bir çok sene Eskimo'larla yaşamıştım ve onlar yüzlerini karın içine daldırırlardı. Open Subtitles أتدرون، عشت مع الإسكيمو منذ سنوات عديدة، وكانوا يضعون وجوههم في الثلج
    Aslında çok eskiden bir çok sene Eskimo'larla yaşamıştım ve onlar yüzlerini karın içine daldırırlardı. Open Subtitles .. اتعرف عشت مع شعب الاسكيمو عده سنوات .. وقد اعتادوا على دفن وجوههم في الثلج
    Ama zihnimde, koca bir hayat dolusu tuhaf şey yaşamıştım. Open Subtitles ولكن في عقلي عشتُ حياة كاملة مليئة بالأعمال الغريبة
    - O zaman ben de belalıyım çünkü kadınlar hapishanesinde yaşamıştım. Open Subtitles فأنا شقيّة إذاً إذ أنّني عشتُ في سجن النساء مرّة
    Senin yaşındayken ben de kendimce zorluklar yaşamıştım. Open Subtitles لقد مررت بوقت حالك كذلك، عندما كُنت بعمركِ.
    10 sene önce annenizle... aynı diyaloğu yaşamıştım. Open Subtitles لعلمكما، خضت نفس هذا النقاش، مع أمكما قبل عشر سنوات.
    Daha önce burada yaşamıştım. Ne kadar Ukraynalı varsa buralarda kalır. Open Subtitles لقد عشت هنا من قبل لقد كانت منطقة أوكرانيه
    Yanlış ve yalan söyleyen tanrılar zamanında, Augustus'ta yaşamıştım. Open Subtitles لقد عشت بعد أوكوسط,في زمن الباطل و الكذب
    İnan hiç hoş değil, ben de yaşamıştım. Open Subtitles ثق بي، الأمر غير سار لقد عشت التجربة ذاتها
    Ben biliyorum, çünkü bu geceyi daha önce yaşamıştım. Open Subtitles أترين؟ إنني أعرف لانني في الحقيقة عشت هذه الليلة مسبقاً
    Daha önce sekiz ay bir ağaçta yaşamıştım. Open Subtitles وأنا قد عشت لوحدي في شجرة لمدة ثمانية أشهر
    Birincisi, bu deneyimi yaşamıştım ama aynı zamanda yüzlerce yıl önce insanlar, ülkedeki en güzel yerleri en güzel ekosistemleri, herkes için, gelecek nesiller için TED لأني عشت تلك التجربة، ولكن أيضًا، قبل مئات السنين، كان لدى الناس البصيرة لتخصيص أفضل الأماكن وأفضل الأنظمة البيئية في الدولة، للجميع.
    Uzun zaman önce burada bir süre yaşamıştım. Open Subtitles ...لقد عشت هنا لفترة من الوقت منذ وقت طويل
    Kâfir hayatı yaşamıştım ama o benim kararsızlığımı bağışladı ve yakında ziyafet çekecek. Open Subtitles لقد عشتُ حياة كفر، لكنه غفر تقلباتي و قريبا سيتغذى على الوليمة
    Cravath'ta çalışırken, bir süre Tribeca'da yaşamıştım. Open Subtitles عشتُ في "تريبيكا" لفترة عندما "عملتُ في "كارفاث
    Delicesine aşık olduğum dolu dolu bir hayat yaşamıştım. Open Subtitles لقد عشتُ حياة كاملة، وقعتُ مغرماً بالحب
    Bir ay boyunca su samurları arasında yaşamıştım. Open Subtitles عشتُ بين مجموعة قنادس لمدة شهر.
    Böyle bir şeyi daha önce de yaşamıştım. Bu sefer beni öldürmeleri gerekecek. Open Subtitles لقد مررت بهذا من قبل هذه المرة، عليهم قتلي
    Aynı şeyleri, babanın ölümünün ardından ben de yaşamıştım. Open Subtitles لقد مررت بالشيئ نفسه بعد وفاة والدك
    Hayatımın en çarpıcı ihtiraslı deneyimlerinden yaşamıştım... Open Subtitles وقد خضت بعض أكثر التجارب الشهوانية العنيفة في حياتي...
    Ben o kulübede daha önce yaşamıştım. Open Subtitles لقد كنت أعيش في كوخ من قبل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more