| Ben, diğer herşey ile bir ve tek olan ve cismimi oluşturan 50 trilyon güzel moleküler dehanın yaşam gücü ve kudretiyim. | TED | أنا قوة الحياة لـ 50 تريليون عبقري جزيئي جميل قاموا بتشكيل قوامي |
| Ya adamın yaşam gücü, "chi"si, ...adı her neyse, gerçek adamın bir kopyasını alıp, ...kanser olarak değil de, yeniden üreme şeklinde gelişmişse? | Open Subtitles | ماذا لو أن قوة الحياة, تشي, ما تكن, حافظت على طبعة زرقاء للرجل الحقيقي نفسه, تسبب النمو السريع, ليس كالسرطان, لكن كاعادة للحياة. |
| Kurbandan alınan yaşam gücü haftalarca yetermiş. | Open Subtitles | قوة الحياة التي يمتصوها من ضحاياها تكفيهم لأسابيع |
| Şu anda ne zaman kesilse yaşam gücü zayıflıyor. | Open Subtitles | الآن في كل مرة ينزف فيها، تضعف قوة الحياة بداخله. |
| İnsan vücudunda yaşam gücü ne giden noktalar vardır. | Open Subtitles | هنالك نقاط محددة في الجسم تتدفق منها قوة حياة الشخص |
| Sana döndürülen yaşam gücü yakında sevdiğin birinden... alınacak. | Open Subtitles | قوة الحياة التي أُعيدت إليك ستؤخذ قريباً... من شخص ما تحبه... |
| yaşam gücü musluğunu yeni bir cesetle tıkıyoruz. | Open Subtitles | نحن نلتقط قوة الحياة من جثة حديثة |
| Sizi ve beni yönlendiren yaşam gücü nedir? | Open Subtitles | ما هي قوة الحياة التي تحركنا أنا و أنت؟ |
| Ben evrenin yaşam gücü, kudretiyim. | TED | أنا قوة الحياة للكون |
| Hepimizi aynı yaşam gücü yarattı. | Open Subtitles | كلنا مخلوقات قوة الحياة |
| Onlar, gezegenimizin yaşam gücü. | Open Subtitles | هناك قوة الحياة لكوكبنا. |
| İçinde hala yaşam gücü var. | Open Subtitles | لازالت هناك قوة الحياة به |
| Uzaylı bir yaşam gücü tarafından. | Open Subtitles | من قبل قوة الحياة الفضائية |
| - Sanki yaşam gücü ormanı terk ediyor gibi. | Open Subtitles | -كما لو أن قوة الحياة تغادر الغابة |
| Bütün ormanın yaşam gücü kendisini ışığın sub-eterik bir dalga gücüne dönüştürdü, böylece yaşayabilecekleri şey, şey ağaçların ruhları artık yıldızların arasında, ...neşeli bir şekilde ışıldıyorlar. | Open Subtitles | قوة الحياة للغابة بأكملها قد قامت بتحويل نفسها إلى نطاق موجي، فرعي أثيري من الضوء والذييمكنأنيتواجدك... أرواح الأشجار هي في الخارج مع النجوم |
| İnandıkları yaşam gücü burada. | Open Subtitles | قوة الحياة التي أمنوا بها |
| Lakin yaşam gücü aktarımı yarıda kesildi. | Open Subtitles | عملية نقل قوة الحياة قوطعت |
| Yumurta, içine yaşam gücü koydu. | Open Subtitles | ضعت بيضة قوة الحياة داخلك. |
| yaşam gücü zaten içinde. | Open Subtitles | قوة الحياة أصبحت بداخلك |
| Plan Barbie'deki yaşam gücü'nü bastırmaktı, onu öldürmek değil. | Open Subtitles | الخطة كانت لقمع قوة الحياة فى (باربى) ليس قتله |
| Saf yaşam gücü, ...şarkı söylüyorlar. | Open Subtitles | قوة حياة خالصة تغني فحسب |