| Uzaylılarla birlikte yaşamaktansa ölmeyi tercih eden bir grup yabancı düşmanı. | Open Subtitles | جماعة عنصرية تفضل الموت على العيش في سلام مع المخلوقات الفضائية. |
| Hepsinin düşüncesi her edepli kadın Apaçi eşi olarak yaşamaktansa ölmeyi tercih eder. | Open Subtitles | جميعهم يظنون أن أي إمرأة محترمة تفضل الموت عن العيش كإمرأة لواحد من الأباشي |
| Kendi eşimle yaşamaktansa bu Houyhnhnm'lerle yaşamayı tercih ederdim. | Open Subtitles | أفضل العيش مع هؤلاء الهوينيم عن العيش حتى مع زوجتي |
| Onun kurallarıyla yaşamaktansa, sokakları tercih ederim. | Open Subtitles | فضّلت أن أعيش في الشّوارع عن العيش تحت قواعده |
| Belki böylesi daha iyidir, bir bitki olarak yaşamaktansa. | Open Subtitles | ربما هذه طريقة أفضل من العيش كـ شخص بليد |
| Böyle yaşamaktansa dışarıda bir çadırda çakılmayı tercih ederim. | Open Subtitles | في الواقع.. افضل العيش في خيمة على ان اعيش هكذا |
| Dışarıda onsuz yaşamaktansa, içeride Nick'le yaşamayı tercih ederim. | Open Subtitles | افضل العيش هناك مع نيك بدلا من العيش فى الخارج بدونه |
| Çünkü sürekli korku içinde yaşamaktansa yalnıza başına kalmanın daha iyi olduğunu düşünürler. | Open Subtitles | لأنهم يعتقدون أن العيش بإنفراد أفضل من الخوف الدائم |
| Bu lanet delikte bir gün dışarıda ne olduğunu öğrenmek için yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | افضل الموت وأنا أعلم ماذا يوجد بالخارج من العيش يوماً آخر بهذا المكان القذر |
| Fanny yengeyle yaşamaktansa çingenelerle yaşarım. Çekilmez bir kadın. | Open Subtitles | أفضل العيش مع الغجر على العيش مع العمة فاني إنها امرأة لاتطاق |
| Sonra da onunla birkaç gün yaşamaktansa onu çıkarıp attın. | Open Subtitles | وعندها انتزعتها بدلاً من العيش بها ولو لأيام |
| Bilmiyorum. Zengin olup onunla yaşamaktansa Fakir olmayı tercih ederim. | Open Subtitles | لا أدري، لكنني أقر لك أنني أفضل العيش فقيرا على أن أعيش غنيا معه |
| Gerçi bu şekilde yaşamaktansa cehenneme dönmek daha iyi olabilir. | Open Subtitles | على الرغم من أن العودة للجحيم سيكون افضل من العيش محبوساً في هذا المكان الصغير |
| Geçmişte yaşamaktansa bu kasaba yeni gelir kaynaklarına doğru ilerlemelidir. | Open Subtitles | و بدلاً من العيش في الماضي هذه البلده يجب أن تبحث عن مصادر دخل اُخرى |
| Hayır, ama ağladığını ve böyle bir hayat yaşamaktansa ölmeyi tercih edeceğini söylediğini duymuştum. | Open Subtitles | كلاّ، سمعتكِ تبكين و تقولين الموت أفضل من العيش هنا |
| Başkasının verdiği parayla prenses gibi yaşamaktansa kendi kazandığım parayla çöplük içinde yaşamayı tercih ederim. | Open Subtitles | أنا أفضل أن أعيش بحالة سيئة . على مال إستحقيته .. من العيش كأميره على مال . شحص آخر أعطاه لي |
| Ne yapman gerekiyorsa, onu yap, çünkü dizlerimin üstünde yaşamaktansa, başım dik ölmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | لكن عليك فعل ما عليك لأني أفضل الموت واقفاَ بدل العيش راكعاَ |
| Seninle bu evde bir dakika bile yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | أفض الموت على هذا الدرج بدلاً من العيش بهذا المنزل معك دقيقة أخرى |
| Sensiz yaşamaktansa kafama bir kurşun sıkmayı yeğlerim. | Open Subtitles | فما استقاموا لكم فاستقيموا بدلا إطلاق رصاصة في الرأس، من العيش بدونك. |
| Sensiz yaşamaktansa kafama bir kurşun sıkmayı yeğlerim. | Open Subtitles | افضل ان اضع رصاصة فى راسى على ان اعيش بدونك |