"yaşarmış" - Translation from Turkish to Arabic

    • عاش
        
    • عاشت
        
    • عاشَ
        
    • أن يعيش
        
    • كان يعيش
        
    Ancak her şeyin mümkün olduğu büyülü bir diyarda yaşarmış. Open Subtitles لكنه عاش في أرض السحر حيث كانت كل الأشياء ممكنة
    Orda en kötü kızılderiliden bile daha kötü bir kızılderili şefi yaşarmış. Open Subtitles كان يوجد زعيم هندى سيئ يعيش هناك أسوأ هندى عاش أبداً
    Bayan Paradine çoğu zaman Cumberland'deki Hindley Malikanesi'nde yaşarmış. Open Subtitles ان السيد بارادين عاش فترة من الزمن مكان اسمه هيندلى هول فى كمبرلاند
    Evvel zaman içinde, kocaman bir sarayda bir prenses yaşarmış. Open Subtitles في قديم الزمان، كانت هناك أميرة التي عاشت في مكان
    Bir zamanlar mükemmel bir hayatı olan bir kız yaşarmış. Open Subtitles كان يا مكان، كانت هناك فتاة والتي عاشت حياة مثالية
    "cesur bir küçük prens yaşarmış." Open Subtitles "عاشَ هناك a يَتحدّى أميرَ صَغيرَ."
    Peki, buna göre Ra burada yaşarmış. Open Subtitles حسناً، طبقاً لهذا رع إعتاد أن يعيش هنا
    Söylediğine göre eskiden burada Kral Alfred yaşarmış. Open Subtitles لقد قال ان الملك الفريد كان يعيش هناك من مئات السنين
    Burada, bir şatoda dul bir adam ve küçük kızı Külkedisi yaşarmış. Open Subtitles هنا فى قصر مهيب عاش نبيل أرمل مع إبنته الصغيره، سيندريلا
    "...bir Küçük Prens yaşarmış. Open Subtitles والذي عاش على كوكب كان بالكاد أكبر منه هو
    Dünyanın diğer bir ucunda ise aynı ölçülerde şımarık kendisini kral sanan ama nispeten çok daha küçük bir ülkeye hükmeden bir kedi yaşarmış. Open Subtitles على الجانب الآخر للعالم عاش هناك قط مدلل أيضاً ظن أنه ملك
    Bu kurbağa çok uzak bir ülkede annesi babası ve erkek kardeşi ve Bay Muggles adındaki iribaş ile birlikte yaşarmış. Open Subtitles وهذا الضفدع عاش في مكان بعيد مع والده وأباهوأخيه..
    "Bir kasaba evinde yaşarmış ve bir insanın isteyebileceği her şeye sahipmiş." Open Subtitles عاش بمنزل في الريف وكان لديه كل مايتمناه انسان
    "...bir Küçük Prens yaşarmış. Open Subtitles والذي عاش على كوكب كان بالكاد أكبر منه هو
    Evvel zaman içinde babasını çok seven bir kız yaşarmış. Open Subtitles فيقديمالزمان... ، قد عاشت فتاة صغيرة التي أحبت أباها كثيراً
    Evvel zaman içinde, zengin bir aile bu topraklarda yaşarmış. Open Subtitles فيما مضى، عائلة غنية عاشت في هذه الأراضي
    Evvel zaman içinde çok, çok uzaklarda, bir İngiliz Şatosunda Prens adında, son derece şımarık bir şahsiyet yaşarmış. Open Subtitles في قديم الزمان في قلعة إنجليزية في مكان بعيد جدا عاشت هناك شخصية بارزة ومدللة تدعى
    Bir varmış bir yokmuş, kalbi iki kısma ayrılmış güzeller güzeli bir kraliçe yaşarmış. Open Subtitles مرة في قديم الزمان عاشت ملكة جميلة و التي قلبها كان مكسورا الى نصفين
    Kilisenin bahçesinde de bir porsuk ağacı yaşarmış. Open Subtitles وفي حديقة العطّار أيضاً عاشت شجرة طقسوس.
    "Tommy kötü kalpli kral ve kraliçeyle birlikte yaşarmış." Open Subtitles "عاشَ تومي معه a ملك وملكة شرّيرة."
    Ve Galler yakınlarındaki küçük bir adada, güzel bir yetimhanede yaşarmış. Open Subtitles وقد عاشَ في بيتِ أطفالِ جميل يقعُ على جزيرة صغيرة بالقرب مِن (ويلز) "ويلز هى منطلقةٌ في بريطانيا"
    Vampirler eskiden orada yaşarmış. Open Subtitles هذا حيثما إعتاد أن يعيش مصاصو الدماء
    "Bir zamanlar, en mavi okyanusun yatağında, olağanüstü bir sarayda, deniz kralı beş kızı ile birlikte yaşarmış. Open Subtitles ذات مرة وفي مكان فخم في اعماق المحيط الأزرق كان يعيش ملك البحر مع بناته الخمس، عرائس البحر الجميلات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more