Bunların Lotte'yi iyileştireceğini ve sonsuza dek mutlu yaşayacağımızı söyledi. | Open Subtitles | قال أنه سيحسن من حالة لوتي و سنعيش سعداء بعدها |
Söylesene Cris, 1970 yılında Mars'ta yaşayacağımızı nereden biliyorsun? | Open Subtitles | أخبرني يا كريس، كيف عرفت أننا سنعيش على المريخ بحلول 1970؟ |
Her şeyin daha iyi olacağını ve sonra mutlu yaşayacağımızı söyledi. | Open Subtitles | قال أنه سيحسن من حالة لوتي و سنعيش سعداء بعدها |
Ve o zamandan beri, arabalar bize nerede yaşayacağımızı, nerede çalışacağımızı, nerede eğleneceğimizi, seçme özgürlüğü sağladı. Ve açıkçası dışarı çıkıp, dolaşmak istediğimiz zaman, | TED | ومنذ تلك اللحظة مكنتنا المركبات من التحرر لنختار اين نعيش واين نعمل, واين نلعب وبأمانة عندما نخرج ونريد ان نتجول |
Bana geri verip itiraf edince seni affedeceğimi ve mutlu bir şekilde yaşayacağımızı mı? | Open Subtitles | سترجعها وتعترف لي بما فعلت وسأسامحك ببساطة ونعيش بسعادة إلى الأبد |
Clark, zamanımız çok bol sanıyoruz sonsuza dek yaşayacağımızı sanıyoruz, ama bu doğru değil. | Open Subtitles | كلارك نعتقد أن لدينا الكثير من الوقت وأننا سنعيش إلى الأبد لكن هذا غير صحيح |
Ve annem bana bir apartmanın en üst katında yaşayacağımızı söylemişti. | Open Subtitles | وأمي أخبرتني بأننا سنعيش في الطابق العلوي لعمارة سكنية |
En büyük hallerimizi gerçekleştirip sonsuza kadar mutlu mesut .yaşayacağımızı hayal ederiz. | Open Subtitles | بأننا سنحقق أحلامنا الخيالية و سنعيش بسعادة أبدية |
Orada yaşayacağımızı söyledi. Yankiler büyük evi yakmışlardı. | Open Subtitles | لقد قال إننا سنعيش فيه عندما حرقوا اليانكين منزلنا. |
Nerede yaşayacağımızı konuşmalıyız çünkü Duke düzenlemelerin 2 ay süreceğini söyledi. | Open Subtitles | يجب أن نتحدث عن أين سنعيش في الشهرين القادمين دوك قال بأن إعادة الترميم ستستغرق شهرين |
Görünen o ki onlara iyi hizmet etmiş, o yaşa kadar yaşayacağımızı düşünüyor musun? | Open Subtitles | يبدو إنّ ذلك مفيدٌ جداً لهم أتظننا سنعيش لنبلغ هذا السن ؟ |
Ben de düşünmemen gerektiğini iyi ve kötü günlerin olacağını ama her günü zamanı gelince yaşayacağımızı yarını düşünmemeni söylemiştim. | Open Subtitles | وقلتُ لكِ ألا تفكري في ذلك وأن هناك أيامًا رائعة وهناك أيامًا صعبة ولكننا سنعيش كل يوم يأتي إلينا |
Bilim aslında bize, sonsuza dek yaşayacağımızı söylüyor. | TED | العلم في الواقع يقول أننا سنعيش للأبد. |
Şimdi, sonsuza kadar yaşayacağımızı sanmam. | TED | الحقيقة أنا لا أظن بأننا سنعيش للأبد. |
Birileri sana vahşi hayvanlar gibi yaşayacağımızı mı söyledi? | Open Subtitles | هل اي احد اخبرك اننا سنعيش مثل الوحوش ؟ |
Üzerinde çok çalıştık çünkü orada sonsuza dek yaşayacağımızı düşünüyorduk. | Open Subtitles | ظنّاً منا أننا سنعيش هناك إلى الأبد. |
Ve biz hayatın gizemini kaldırırsak sonra biraz kolay olur nasıl yaşayacağımızı dünmemiz için ve belki de biz düşündüğümüz kadar özel değiliz. | TED | وإذا ازلنا غموض الحياة اعتقد انه اكثر سهولة بالنسبة لنا حول كيف نعيش وكيف اننا لسنا مميزين كما نعتقد دائما |
Ve umarım, yardımlarıyla, -bizim evimiz olan ama sadece bizim olmayan- bu Dünya'da nasıl yaşayacağımızı öğreneceğiz. | TED | و نأمل، بمساعدتهم، سنتعلم كيف نعيش على هذه الأرض، في هذا البيت الذي هو ملك لنا ، و لكن ليس ملكا لنا وحدنا. |
Hani sonsuza kadar yaşayacağımızı düşünürdük ya? | Open Subtitles | أتذكر ذلك اليوم عندما فكرنا أن نعيش للأبد ؟ |
Bana geri verip itiraf edince seni affedeceğimi ve mutlu bir şekilde yaşayacağımızı mı? | Open Subtitles | - سترجعها وتعترف لي بما فعلت وسأسامحك ببساطة ونعيش بسعادة إلى الأبد |
Beraber kaçıp sonsuza dek mutlu mesut yaşayacağımızı mı? | Open Subtitles | سنهرب معنا ونعيش في سعادة أبدية؟ |