Pekala, bak, eğer burada birlikte yaşayacaksak benim yanımda bu tarz şeyler söyleyemezsin. | Open Subtitles | اسمع، إن كنّا سنعيش هنا معاً، لا يمكنكَ أن تقول أموراً كهذه قربي. |
Ama eğer birlikte yaşayacaksak, bu şeylerin etrafımızda olmasını istemiyorum. | Open Subtitles | لكن إن كنا سنعيش معاً فلا يمكننا أن ندع هذه الأشياء معنا |
Eğer birlikte yaşayacaksak, belki yeni bir şeyler alabiliriz. | Open Subtitles | اذا كنا سنعيش معا يجب ان نشترى بعض الاشياء |
Sınırdaki bir şehirde yaşayacaksak belki de biraz dışarıda olan bir desperado'nun vakti gelmiştir. | Open Subtitles | اذا كنا سنعيش في مدينة بعيدة ربما حان الوقت ليتواجد خارجاً عن القانون بالشوارع |
Aynı çatı altında yaşayacaksak aramızdaki gerginliği giderelim. | Open Subtitles | أتعلمين، إن كنا سنعيش تحتَ سقف واحد فعلينا تنقية الأجواء |
Bak, eğer burada yaşayacaksak bazı kurallar koymalıyız. | Open Subtitles | اسمع، يجب وضع بعض القوانين إن كنا سنعيش هنا |
Eğer birlikte yaşayacaksak, bir takım ev kuralları koymamız gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً ، إذا كُنا سنعيش مع بضعنا البعض فنحنُ بحاجة إلى بعض القواعد التي تتعلق بالمنزل |
Yani, eğer aynı şehirde yaşayacaksak, eğer ailelerimiz komşu olacaksa, eğer çocuklarım seninkilerle oynayacaksa... | Open Subtitles | لذلك إذا كنا سنعيش في المدينة نفسها وإذا كانت عائلتانا ستصبحان جيراناً، وإذا كان أولادي سيلعبون مع أولادك .. |
Birlikte yaşayacaksak, bir sistem geliştirmemiz gerekecek. | Open Subtitles | اذا كنا سنعيش مع بعض ... . يجب ان نضع نظام |
Aynı evde yaşayacaksak, isimlerimizi bilmeliyiz. | Open Subtitles | سنعيش بنفس المنزل, يجب أن نعرف أسمائنا |
Birlikte yaşayacaksak birbirimize her şeyi anlatmalıyız. | Open Subtitles | إن كنا سنعيش معاً يجب أن نخرج أفكارنا |
Aynı toplulukta yaşayacaksak, aramızın düzeldiğini Frank'e göstermeliyiz. | Open Subtitles | إذا كنا سنعيش في نفس المجتمع، فعلينا أن نُظهر لـ(فرانك) إنه يمكننا أن نكفر عن ذنوبنا. |