| O kadar da yaşlı değil. | Open Subtitles | إنها ليست كبيرة السن كما يبدو عليها |
| Birisini bulması için onu Yunanistan'a göndereceğim O kadar yaşlı değil. | Open Subtitles | سوف ارسلها لليونان للعثور علي احدهم- انها ليست كبيرة الي هذا الحد- |
| O kadar da yaşlı değil. | Open Subtitles | . حسنا ً , لست عجوزا ً للدرجة |
| 36, çok da yaşlı değil. | Open Subtitles | سن الـ36 ليس كبير جداً |
| Oh, hayır, bu sadece benim kocam. O yaşlı değil. | Open Subtitles | أوه ، لا ، إنه زوجي فقط و ليس شيخاً |
| Hiç de tatlı yaşlı değil. Bir an beni yiyeceğini sandım. | Open Subtitles | ليس عجوزاً طيباً اعتقدت أنه كان سيأكلني على الغداء |
| - Loomis benden çok da yaşlı değil. | Open Subtitles | لوميس ليس أكبر منّي بكثير |
| Şu koridorda gördüğüm fıstık için fazla yaşlı değil misin sen? | Open Subtitles | ألم تكبر قليلاً على تلك المثيرة التي رأيتها في الردهة للتو؟ |
| Sen bebek sahibi olmak için çok yaşlı değil misin? | Open Subtitles | ألست كبيرا على الذهاب في رحلات الحلوى؟ ألست كبيرة على ان تنجبي طفلا؟ |
| Hayır, hayır. O kadar yaşlı değil. | Open Subtitles | لا، لا، هي ليست كبيرة جداً |
| Bak, Amy'nin yaşlı teyzelere benzediğini biliyorum ama ona 60'lardan bir şarkı yazılacak kadar yaşlı değil. | Open Subtitles | حسنٌ، أعرف أن (آيمي) تبدو كسيدة عجوزة، ولكنها ليست كبيرة كفاية ليكون لها أغنية من الستينات مكتوبة عنها. |
| O kadar da yaşlı değil. | Open Subtitles | . حسنا ً , لست عجوزا ً للدرجة |
| - Olgun, yaşlı değil. | Open Subtitles | كبير جميل و ليس كبير بشع |
| Çok yaşlı değil. Merak etme. | Open Subtitles | ليس كبير جدا لا تقلقي |
| O iyi, yaşlı değil mi? | Open Subtitles | هو ليس شيخاً ، حسناً ؟ |
| -Yeterince yaşlı değil. | Open Subtitles | - ليس عجوزاً بما يكفي - |
| Sizden o kadar da yaşlı değil. | Open Subtitles | ليس أكبر كثيراً منكم جميـعاً |
| Ön taraf için biraz yaşlı değil misin? | Open Subtitles | أليس هذا ما يفعله المراهقون؟ ألم تكبر على ذلك؟ |
| Video oyunları için biraz yaşlı değil misin? | Open Subtitles | ألست كبيرا ً على العاب الفيديو؟ |