| Şu an tehlikeli bir durumun içindeyim o yüzden pek yakınımda durmasan iyi olur. | Open Subtitles | كما أنّي في وضع خطير الآن، لذا أنصحك أن لا تكوني بقربي. |
| Böyle bir şey olursa yakınımda olmayı istemezsin. | Open Subtitles | ثق بي لن تريد أن تكون بقربي عندما يحدث ذلك |
| Onu çok uzun zamandır görmüyorum onu bu şekilde yakınımda tutuyorum. | Open Subtitles | انا لم ارائها منذ اوقات طويلة هذا كيف احافظ عليها قريبة |
| Tatlım, eğer seni çok yakınımda tuttuysam, yanımda daha uzun süre kalmanı istediğimdendir. | Open Subtitles | حبيبتي، إذا أبقيتك قريبة جداً، فلأنني أردت إبقائك لمدة أطول |
| Başın dönerse, ki normaldir yakınımda dur. | Open Subtitles | إن شعرت بالصداع لاحقاً، وذلك أمر معتاد، فابقي على مقربة مني، وسأساعدك في ذلك |
| yakınımda bir kuş vardı ve senin benden daha iyi... | Open Subtitles | لقد كان هناكَ طائرٌ بالقرب مني وأعلم مدى يأسكِ لـ إثبات نفسكِ |
| Bir yıl oldu ve artık onu yakınımda hissetmiyorum. | Open Subtitles | لقد مضت سنه وأنا لاأشعر بوجوده بجواري بعد الأن |
| İçimde benim peşimden geleceğine dair bir his var ve öyle olursa ikinizi de yakınımda istemiyorum. | Open Subtitles | لدي شعور أنه سيلاحقني مُجددًا وإذا حدث ذلك, لا أريد أن يكون بقربي أحدٌ منكما |
| Hayır, olmaz hayır. Şu an yakınımda olmak istemezsiniz. | Open Subtitles | لا ، لا ، لا ، لا تود التواجد بقربي الآن ، حسناً |
| Çocuk doğana kadar ne olur ne olmaz diye yakınımda olmasının daha iyi olacağını söyledi. | Open Subtitles | قال إن من الأفضل أن يكون بقربي للاحتياط ريثما أضع حملي. |
| Yarın mahkemede yakınımda durmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تجلس بقربي في المحكمة غداً |
| Onu yakınımda istemiyorum. Bu istediğim son şey. | Open Subtitles | أنا لا اريدها بقربي هذا اخر شي أريده |
| Bak, işimi yapmama yardımı olan şeyleri yakınımda tutarım uyuşturucu, silah, para gibi. | Open Subtitles | اصغِ، أنا أبقي أشياء بعينها قريبة مني أشياء تساعدني في آداء عملي مخدرات، أسلحة، نقود |
| Onu olabildiğince yakınımda tutmaya çalıştım belki biraz fazla korumacıydım. | Open Subtitles | أنا أبقيها قريبة مني بقدر ما يمكن ربماأناأبالغبالحماية,أعترف بهذا. |
| Milyonlarca kilometre uzakta olsakta, nasıl oluyorsa, sanki yakınımda gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لكن بالرغم من أن ملايين الأميال تفصلنا لكن بطريقةٍ ما، أَشْعر بأنّها قريبة مني |
| Her zamanki gibi yakınımda durun efendim. | Open Subtitles | كالعادة ابقوا على مقربة مني، أيها السادة |
| yakınımda dur ve normalde yaptıklarını yapma. | Open Subtitles | فقط إبْقى على مقربة و لاتفعل ماتقوم به عادة |
| yakınımda durun. Şeytana tapanları görürseniz onlarla konuşmayın. | Open Subtitles | إبقوا على مقربة إذا ما رأيتم عبدة الشيطان لا تحدثوا معهم |
| Hâlâ bana dokunulmasına dayanamıyorum... hatta yakınımda bir erkeğin nefes alışı bile... | Open Subtitles | مازلت لااحتمل ان يلمسني احدهم ولاحتى صوت نفس رجل بالقرب مني |
| Bunun daha güzel olmasının tek yolu benim yakınımda yaşaman olur. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يمكن أن يجعله أفضل هو إن أتيت لتعيشي بجواري |
| İstediğim şey, ihtiyacım olan şey, beni mutlu eden şey sarılmak, becerilmek, yakınımda birisinin olmasıdır. | Open Subtitles | ما اريد، ما احتاج،ما يشعرني بالسعاده حقا ان احتضن،ان يتم مضاجعتي لاشعر بوجود شخص قريب مني |
| lezzetli şeyler yaptığın için... yakınımda dur. | Open Subtitles | أهدأي ،طالما تمديني بهذه الحلوى مثل هذا الشكل سوف أتأكد من أن حياتك أمنة فقط أبقي قربي |
| O yaşlı piçin yakınımda olmasını istemiyorum. | Open Subtitles | لا أُريدُ وجودَ ذلكَ اللَقيط العجوز قُربي |
| Düşmanlarımı biraz balık ve tatlıyla besleyerek yakınımda tutmayı tercih edip işime bakarım. | Open Subtitles | احبُ أن ابقي اعدائي على مقربةٍ مني واطعمهم بعض السمك واقوم بعملي |
| Seni çok yakınımda tutacağım, yani kimse seni incitemeyecek. | Open Subtitles | سأبقيك قريباً مني حتى لا يؤذيك أحد |
| Bu yüzden ona baskılayıcı bir kelepçe takıyorum. Böylelikle yakınımda tutabilirim. | Open Subtitles | لهذا وضعت بيده سوار حاجب للقوى حتى أُبقيه قريبًا مني |
| Silahımı yakınımda tutuyorum. | Open Subtitles | "أبقي سلاحي بالقرب منّي" |