| Yakın bir gelecekte, yıkık bir dünyada, geçmişi onun peşinde. | Open Subtitles | وفي مستقبل ليس ببعيد من الآن في عالم محطّم .. سقطت ثانية إلى ماضيها |
| Yakın bir gelecekte, yıkık bir dünyada, geçmişi onun peşinde. | Open Subtitles | وفي مستقبل ليس ببعيد من الآن في عالم محطّم .. سقطت ثانية إلى ماضيها |
| Aslında, çok Yakın bir gelecekte zannediyorum ki yalnızca yazdıklarımız değil, her hareketimiz kaydolacak. | TED | في الواقع, اعتقد أنه في المستقبل القريب, أنه ليس فقط ما نكتبه سيسجل, وإنما كل شيء نفعله سيسجل. |
| Yakın bir gelecekte, robotların da böyle bir durumda bize katılacaklarını hayal etmek zor değil. | TED | و في تلك الحالة نستطيع بسهولة تخيل الروبوتات بيننا في المستقبل القريب |
| Ve iddia ediyorum ki, Yakın bir gelecekte, üzerimize giysi gibi giyerek kendimizi 7 gün 24 saat izlememizi sağlayacak cihazlar olacak. | TED | و يمكنني القول أنه في المستقبل ، ستكون لدينا أجهزة نرتديها مع ملابسنا، ترصدنا 24/7. |
| Yakın bir gelecekte tekrar ziyaretinizi bekleyebilir miyim? | Open Subtitles | افترض أني أتطلع لزيارة أخرى في المستقبل القريب ؟ |
| Güçlü ve başarılı bir erkek olarak Yakın bir gelecekte hiç şüphe yok ki birlikte olacağım onca kadının düşüncesi başımı döndürüyor. | Open Subtitles | والذي يهتاج لمجرد فكرة النساء اللاتي سأواعدهن في المستقبل القريب |
| Çok Yakın bir gelecekte aniden emekliliğe ayrılacak diyelim. | Open Subtitles | فقط لنقل انه سيكون الضحيه لتقاعد مُفاجئ في المستقبل القريب. |
| Çok Yakın bir gelecekte Tarsus bile bile bilgi sızdırırsa hiç şaşırmam. | Open Subtitles | أنا لن أُفاجأ بأن في المستقبل القريب جدا، أن نادى طرسوس عمدا يسرب قليلا من المعلومات للعامة |
| - Şu anda ve Yakın bir gelecekte herhangi bir operasyon için bıçak altına yatmanızı engelleyecek bir sorun. | Open Subtitles | ذلك النوع الذي يمنعكِ من إجراء أي عمليات جراحية انتقائية. الآن أو في المستقبل القريب. |
| ..özellikle de çok Yakın bir gelecekte bağışlandığım hayatının.. | Open Subtitles | خاصة بما أنه في المستقبل القريب جداً |